Siyasi Nezaket…
Nezaket, zarafet ister.
İnce olma, başkalarına saygılı davranma durumudur.
Rekabet, nezaketi yok eden, öteleyen anlayış değildir.
Her ne kadar yozlaşsa da siyasette nezaket, rekabete dayalı olarak silinmemelidir.
*
CHP belediye başkan adaylık düğmesine bastı.
Ortalık bir anda tatsızlaştı.
Kendini hizmete layık görenler dosyasını alıp, ortaya çıkarken…
Mevcut belediye başkanlara rağmen aday adaylarının nezaketli davranmadıkları da dikkati çekti.
*
Örneğin;
Eski bir bayan milletvekili aday adaylığı pozunu verirken, mevcut büyükşehir belediye başkanına “ Saygım vardır ama…” ön cümlesiyle “ Ben ondan daha iyisini yapabilirim” diyorsa…
Danışmanlar, bürokratlar koltuktaki başkanına sormadan yerine soyunuyorsa…
Bir meclis üyesi, yüzüne güldüğü partilisi başkanına habersiz rakip oluyorsa…
Ne kadar demokratik hak olarak görülüyorsa da…
Siyasi nezaketten uzaktır.
Aynı parti rozetini taşıyan, hizmeti birlikte götüren bu kişilerin öncelikle karşılıklı saygı gereği ön görüşme yapmaları ve uzlaşı da bulunmaları siyasi nezaketin göstergesidir.
*
Bu davranışta bulunmayanlara da mevcut belediye başkanının “ leş kargaları” yakıştırması nezaketle bağdaşmayacak başka bir üzüntü kaynağıdır.
Leş nedir, karga kimdir?
İzahı, tarifi nasıldır?
Burası da ayrı tartışılacak meseledir.
*
Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm’ün, meclis toplantısında “ Kimse birbirine bel altı vurmasın. Aday adayına bel altı vurursam dünyanın en şerefsiz insanıyım” sözü de, siyasi nezaketin kişiye özgü, farklı söylemli sergilenmesidir.
Bugün böyle…
Adaylık yarışı kızıştıkça bakalım neler yaşanacak, kim kime ne söyleyecek?
Kimler nezaket sergileyecek?
Kimler “ Bırak rekabet-nezaketi, önce rekabet” diyecek?
Diyorsunuz ki;”Ah bu koltuk sevdası… Ne nezaket tanır, ne zarafet!
Siz de haklısınız!
************