content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 May

Siyasi Listeler Yerine Oturmadı!..

64 yıllık kalem ve kelam hayatım bellidir. Nokta kadar menfaat için, virgül kadar yamulmayanlardanım. “Sert ve dürüst” ü, riya perdesi altında saklanan yapmacık nezaketten daima üstün tuttum, tutarım.Yalakalık, ince yağdanlık, şaklabanlık, uşaklık, meddahlık ve  maşa  olmayı hiç sevmedim, sevmem, ölçülerim bellidir.
74 yıllık ömür kervanım; zaman zaman  zindanlara kadar girmiş, kurşunlanan yazılarım, kırılan camlarım, tehditler, televizyon ekranlarında, yazılarımın/şikâyetlerimin verdiği acı/sızılarla ağlamaların verdiği “Bedel ödeme” iki yüzlülüğü de  gördüm, yaşadım. Üzerime saldırılan mahut/malum medya salvoları, köşe yazıları da beni zerre kadar rahatsız etmedi,  etmez,  herkes görevini yapıyordu.
81 eser, 4500 makale, araştırma, röportaj, 6000’in üzerinde şiir, Türkiye ve dünyanın en uzun şiir kitabı ile  Oratoryo sahibi, Yurt içi ve yurt dışında çeşitli ödüller, 23 başarı, teşekkür, takdir belgesi, plaket, üç vakfın kurucusu, eserleri  yüz binlerin üzerinde basan, korsan basılan, on binlerce arşiv, kupür, bilgi/belge, Bursa’nın tek özel kütüphanesi, 26 sesli görüntülü CD, VCD, DVD sahibi   olmak,milletin vekilliğinden  dönmek, Bursa’da ilk defa Âşıklar şölenini başlatmak ve dört yıl yapmak her kula nasip olmayan  bir Allah vergisi ve bu  fakirin sırtına yüklenen ağır yüklerdendir. Kabir kapısında bekleyen bir kişi olarak; Hamdolsun, şükrolsun…
Okumayan bir toplum, özellikle Müslümanlar olarak şöyle bir gazeteleri karıştırın. Bursa’da yayınlanan gazete ve dergilere şöyle bir göz  atın. Kimler yazar, kimler ne yazar, kimlerin davası ne?.. Patronlar, patron zihniyeti, ticari baronluk, şehvet pazarları ile tiraj kazanma gayretleri (!)  altında  gizlenen  gerçekleri şöyle bir vicdan süzgecinden geçirin. Kantarın topu kaçmazsa terazide tartın.

Tefekkür edin, düşünün, kaşının ve karar verin..
Bu gazete ve yazarlarından başka; bir davası, gayesi, vicdanı, hedefi olan kaç kişi sayabilirsiniz? Osmanlının Dibâcesi, Son Karakol, Son Kale Bursa kimlerin elinde, kimler at oynatır? Bayide elli  adet bile satmayan  bazı  gazetelerin, Devlet ilanları ile beslenmesi, sayfalar dolusu havaiyi, malayani, tedavi etmeyen, yaralar açan, yoldan çıkaran, şehvet esiri eden haber ve resimlerle boğulması doğrumudur? Kim alır bu gazeteleri, Müslüman rahat mıdır?
Bir yarayı neşterlemek isterken, sadede gelemedim. Şimdi geleyim sadede… Köşemde, zaman zaman “Siyaset Sulandı ve Kirlendi- Emâneti Ehline Veriniz!” başlıklı yazılarım çıktı.

Çok sayıda telefon, mesaj ve yakinen görüşmelerde tenkitler aldım, herkes inandığını, düşüncelerini söyledi.
İçimize sokulan bir Yahudi sözü var ya: “Eğri oturalım, doğru konuşalım”.. Hayır doğru oturalım, doğru konuşalım demek  ve yaşamak gerekir.
Sadece Ak Parti’den 238 aday adayının bulunduğu Bursa’da listeler belli   oldu. Sancılanmalarla, şikâyetlerle başlayan siyasi hastalık devam ediyor, taşlar  henüz yerine oturmadı.Listeye nasıl girdikleri belli   olan adaylarımız kusura bakmasınlar, kızmasınlar, ileri/geri konuşmasınlar.. Sıralama âdil midir, hakkı  olan mı listeye girmiştir, yoksa adamı olan mı? Listeye giremeyenlerin; suçu/kabahati/eksikliği ne?
“En üstün varlık yaratılan “İNSAN” fıtratında, az da olsa bile “BEN” lik, ene vardır.
“Toprak/Hava/Ateş/Su” dörtlüsünden yaratılan insan; İnsan-ı Beşer”  olduğu için, hata yapmaya, günah işlemeye de  müsaittir. Şeytan’ın şerri; insanı baştan çıkarmak, Cehenneme hazırlamak içindir.
Nefsinin, benliğinin, enesinin, gururunun, kibrinin, menfaatlerinin esiri ve  kurbanı olmayan kimseler sayesinde toplumlar ayakta kalabilmiş, Devlet, Millet pâyidar olmuş, kurtla kuzunun yan yana bulunduğu/yaşadığı bir “Asr-ı Saadet Devri” yaşamışız.

Çeşitli çalkantı ve yıkımlara rağmen, ayakta kalabilmiş, medeniyet önderliği yapmış, 24 milyon kilometrekareye gitmiş, 11 milyon kilometrekarelik bir coğrafyaya hakim olmuş, adaleti tahakkuk ettirmiş bir İmparatorluğun devamı, son kalesi, son karakol  olarak dünyada yerimiz bellidir.
Âziz Vatanın bölünmez bütünlüğü yanında, Ulu çınarların ilk tohumu atılan, ilk medeniyet eşiği/beşiği Bursa’nın Türkiye’de özel bir yeri vardır.

Beynelmilel Masonluğun merkezi seçilse de, mihrap yerindedir, yıkılması mümkün değildir. Çünkü Bursa: “Altı üstünden canlı şehir”   olarak izah  edilir.
Bursa’da siyaset, siyasi parti gelişmeleri, seçimler, seçilenler, başa getirilenler, yönetenler bir ayrı başkadır.” İfadelerimi ayrı bir yazımda tekrar etmiştim.  Herkes “Ben” diyor, “Oldum” diyor, ‘öldüm’ diyemiyor nedense?
Siyaset “Memleket idare etme sanatı. Devlet idare tarzı.

Diplomatlık. Seyislik, at idare işleriyle uğraşma. Dünya ve Âhiret’te necatlarına sebep olacak bir yola, insanları irşâd ile beşeriyetin salahına çalışmak” gibi sözlük anlamları vardır. At idare edene seyis, memleket idare edene de siyasetçi denir.
“Dicle’nin kenarında bir koyunu kurt kapsa,  Devlet Başkanı mesuldür.”  Temel değeri çok gerilerde kaldı. Kaos asrı çok çeşitli tezat ve tenakuzlarla dolu, insanlık hüsranda, imanlar ateş ve alev alev…
Adaletin, demokrasinin, laikliğin ve insan haklarının çok çeşitli mecralarda  yorumlandığı, yaşandığı, her kafadan bir ses, her kalemden bir yol, her konuşmadan bir anlam çıkarılan bir zaman dilimi bize hakim, karanlıklarda ruh arayanların feryadı devam ediyor.
Acı ve düşündürücü bir gerçek   olarak, artık millet vekilliği bir rant kapısı haline geldi. “Emaneti ehline veriniz!” temel ölçüsü yanında, kim kime emanet, kimler emanete layık, çık işin içinden…
“Nasıl milletvekili olurum, köşeleri nasıl dönerim. Harcadıklarımın birkaç mislini nasıl alırım, seçilemezsem bile hangi  beni koltuğa oturturlar…” hesabını yapanlar yanında; “Vatan/Millet/Sakarya” aşkıyla yola çıkan kaç kişiyi sayabilirsiniz? Zaten böyle adamları aday göstermezler, göstermediler.

İyi niyetle, samimi, sert ve dürüst hasletlerle dolu, seçmenine, milletine, vatanına, memleketine  hizmet etmek için aday adayı  olanlar başımızın üstünde. Onlara bir şey demek, insafsızlık ve adaletsizlik olur, vebali büyüktür.

Bursa vekillerini bir çırpıda sayabilenler  çıksın karşıma… Dört yıllık bir dönem içerisinde yaptıkları, performans karnelerini birlikte gözden geçirelim Mevlâ aşkına..
Yazımı yine bir şiirimle bitireyim:

KİME GÜVEN, GEL  GÜVENME?...
Kime güven, gel  güvenme, itimada düştü gölge,
İnançlara düştü inme, parsellenmiş Vatan bölge,
Yok olan şeye didinme, sana deseler de bilge,
Sırtta yük bilgi edinme, binlerce var, bilgi, belge.
KUR’AN DEDİ KANDIRDILAR, PEYGAMBERE SARILDILAR,
CEMAATİ YANDIRDILAR, İKAZ ETSEN DARILDILAR.

Bir gün cahil oldu nesil, Arap Harfleri kafese,
Ecdat ile ilgi kesil, gayret, çaba ver nefese,
Dayanırsan hemen  deşil, güvenilmez ol nefese,
Seveceğin bir renk yeşil, uzak diyarda Reise.
ZAKKUM EKİLEN BİR TARLA, ZEHİRLENMİŞ GÜLLER VERİR,
SENİ BİLEN SÂDIK YÂRLA, ÇELİK OLSA HEMEN ERİR.

İlk emirde “Oku!” dedi, okumadı, cahil kaldı,
Yalan/Yanlış öne serdi, denîden daha alçaldı,
Helâl dedi, haram yedi, mazlûmun hakkını çaldı,
Emir verdi, talkın verdi, vermediklerini aldı.
OKUMAYAN BİR MİLLETİN, SONU DAİM BÖYLE OLUR,
KABUL EDİLEN ZİLLETİN,  ŞEYTAN’IN ŞERRİNİ  BULUR.

İsyan etti Allah’ına, Deccâl oldu, Mesih oldu,
Yemin olsun vallahına, Dine göre adam buldu.
Bak ta anla ervâhına, zannetti ki ol kurtuldu,
Feryat ile ervâhına, zaman geldi unutuldu,
BÖYLE NİCELERİ GÖRDÜK, BÜYÜK ŞEYTAN UŞAKLARI,
SABIR İLE KOZA ÖRDÜK, BAĞLADIK HEP KUŞAKLARI.

Zaman geçer, devrân döner, elbet hesabı sorulur,
Yalancının mumu söner, kirli sular da durulur,
Sap döner, Balta döner, Ebu Cehiller yorulur,
Hakkın va’tettiği günler, Yeni Düzenler kurulur.
KEMÂLİ DE TOPRAK OLUR, MEZAR TAŞINDA BİR YAZI,
YÜCE YARADAN’I BULUR, KANAATTE AZDAN AZI.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank