Siyasette Yeni Yapılanma
Türkiye’de değiştirilmeyen siyasi partiler ve seçim yasası yüzünden tıkanan siyasi yaşama bir hava alma deliği açıldı.Hiç beklenmedik anda gelen bu hava yine hiç beklenmedik bir şekilde CHP’nin içinde alize rüzgarları estirdi.
Baykal’ın istifasından sonra başını duvarlara vurarak ağlayan koca koca adamları, “inadına” sloganıyla destekleyen toparlanıp getirilmiş “genç” lik
Destekledi birkaç gün. Ama lodos öyle bir esti ki, ne çatı kaldı ne pencere!
Doğru zamanlama siyasetin kalbidir.Doğru zamanlamayla kan alıp verir, oksijen damarlara yerleşir. CHP’nin değişim talebi tabandan patlayarak bir grizu şiddetiyle geldi. CHP Toplumdaki değişim beklentisiyle buluşacak yapılanmayı da gerçekleştirirse, yıllardır Türkiye’nin üstünden kalkmayan baskı bulutları dağılabilir. Ne demişti Goethe:
“Nefes almanın iki süreci vardır,
Biri havayı ciğerlerine çekmektir,
Diğeri de ciğerleri boşaltmaktır.”
Bu dünyaya umursamaz bir insan olarak gelmediğime çok memnunum. Böylece hayatım boyunca tarafsızlık maskesi altına gizlenerek bir şey yapmadım, tarafsız kalmadım, olan biteni öylece seyretmedim. Doğru ve gerçeğin tarafında oldum,onu anlatmak için çırpındım.
Tekdüze ve baskıcı bir dünyayı hep red ettim.Modern dünyanın mekanik insanları koltuk,makam ve rant diye her köşeye uçarken birilerinin sağlam basması umuttur.
Modern dünya ve Batı kültürü yayılmacılığı kadar “tek tip” insan ve ahlak anlayışının bekçiliğini yapanlar da günümüzün tehlikesidir.
Tehlikeleri aşmanın yolu farklılıkları ve bireyi kabulden geçiyor. Şu anda çeteleşmenin doruklarında yaşayan Türkiye’de bir grup aidiyetiniz yoksa bireysel varlığınız yok sayılıyor. Hiçbir yerde haklı çıkamazsınız, konuşamazsınız, yazamazsınız.
Bireyin tek başına karşı koyamadığı ve kendini savunamadığı sisteme de demokrasi denmiyor Batı’da.
Siyasi partilerin yöneticileri tarafından ele geçirilmiş kale muamelesi gördüğü ve sahiplerinin olduğu gerçeği halkı politikanın dışına iteklemiştir. Millet siyaseti oy vermeyle sınırlı görmek zorundadır.Bu zaruriyet %30 gibi bir kesimin oy kullanmama nedenidir. Yüze gezer oyların çokluğu,insanların “kötünün iyisini seçmek zorundayım” demesi bunun sonucudur.
Siyasi alan kilitlenmiş ve tek partinin hegemonyası bir balyoz gibi inmiştir her alana.
CHP bu haftaki kongre ve sonrası yapacaklarıyla siyasetin önünü açabilirse Türkiye’nin temelinde yatan “hak ve adalet” arayışına cevap olacaktır. Toplumun değişim ve gençleşme heyecanını yeniden ayağa kaldıracaktır. Umudunu yitirmiş kitleler siyasete ısınacaktır.
Bunların gerçekleşmesi diğer partilerde de kırılma ve değişim rüzgarlarını patlatacaktır.
“Ne de olsa uşak ruhlu uşaklıktan rahatsız olmaz,özgür düşünen ise özgürlüğünü her zaman ve her yerde korur.” Der Stefan Zweig.
Özgür ruhun yeniden ülkede kalıpları ve ezberleri parçalayarak yeni bir ruhun doğmasına yardım edeceğine inanıyorum.
Bizler çok şeyi fark ederiz ama çoğu zaman bunun bilincinde olmayız. Fark etmek istemeyiz,kabullenmeyiz ve bilincin altına süpürürüz. Onların var olmadığını sanırken bir gün nefes alacak bir boşluk ortaya çıkınca iki günde tüm sistem değişir. Bütün duygu,istek ve arzular ortaya çıkar.
Topluma yerleştirilmeye çalışılan nefreti yenmenin yolu da bu tıkanmış siyasi tablodur. Bu tabloyu yaratmış tüm eski liderler de siyaset sahnesinden silinecekler. Uyduruktan haberleri bile yayınlanamayacak:”yok dönecek gibi” dedi palavraları bile abes olacak.
CHP bu sınavı geçerse önündeki uzun koşuyu ve etaplarını iyi analiz ederse toplumun Susurluk vakasından beri talebi olan “temiz toplum”un yolunu açacaktır.
Bunu bekliyor Türkiye…….
Merhaba
Mayıs 20th, 2010 at 16:54Bence CHP bu seçimlerde gençlik rüzgarı yakalayamaz.Bu liderin halktan güvenoyu alması için yeterli zaman yok.Bence bu lider bu seçimde sadece AKP ye tepkili olanların oylarını toplar.Ama bir sonraki seçime kadar içine doğru düzgün idealist genç bir lider adayı alabilirse belki sonraki seçimde birşeyler yapabilir.
Yinede güzel olan tek şey CHP nin Baykal esaretine bir şekilde son verilmiş olmasıdır.Bykal ın nerede kiminle olduğu hiç önemli değil.Artık zaten çekilmesi gerekiyordu çünki bu gemi onunla yürümedi.