Siyasette “Patron”lar Çoğalıyor..
Sadece sular ve hava kirlenmiyor… Ahlak, ilim, irfan, şöhret, edep, hâya, âr ve siyaset de kirleniyor.Siyaset teknesinde, patronların çoğaldığını görüyoruz. Herkes ben patronum diyor, herkes patronluğu kimseye bırakmak istemiyor.
Bir zamanlar “Türk Dil Kurdu” iken, biraz hizaya gelen, kulakları çekilen, durulan, milletin kurumu olduğunu hatırlayan TÜRK DİL KURUMU yayınlarından TÜRKÇE SÖZLÜK eserinde, Fransızca kökenli PATRON kelimesi anlamı şöyle: “ bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi, başı, işvereni. Yetkili kimse. Sözü geçen paralı kimse. Kumaş biçilmesinde kalıp, kâğıt”
Mecazi ve argo olarak da, günümüzde söz sahibi bir kelimedir patron…”Patronlar Kulübü” tabirine de alıştık.
Son yıllarda Bursa siyasetini iyice çığırından çıkaran, menfaati parti ve ideolojinin üstünde tutan bazı kişiler “Patron benim..” diyerek boy göstermeye, kazan kaldırmaya, neticede de parsa toplamaya devam ediyorlar.
Bir patron ta Manisalardan gelmiş, biri de Urfa’ya kadar götürülmüş. Birinin gözü Başbakanlıkta, diğeri Bursa’daki itibarını kurtarmaya çalışıyor. Bu arada bunların yağdanlığını yapanlar da var, gelecek için oynuyorlar. Milletvekili veya Büyükşehir belediye başkanı olursa, ‘koy cebime’ diyen bir zoraki başkan da var. Patron tarafından taraf olan, gösterilen, desteklenen ve katakulli delege seçimleriyle, diğer adayı kongrede Başbakandan uzak tutmaya gayret gösteren, bazı oyunların içinde bulunan, oyların tamamını alamayan, istenmeyen bir başkandan bahsediyorum.Bu konuda; zaman zaman Alim Şahin gibi diğer yazarlar da çeşitli yazılar yazdılar, çekinmediler.
Kardeşim, neyi paylaşamıyorsunuz? Zaten aldıklarınızı aldınız, gelsin maaşlar milletin bütçesinden tıkır tıkır… Kabul, merasim, karşılama ve etkinliklerde yine Devletin zirvesi karşınızda elpençe divan.. Malum medya, sizlerin bir numara ince yağcısı…Siyaseti açık yüreklilik, sert ve dürüst samimiyetten uzak, menfaat aracı olarak gören ve mayası belli partiye üşüsen at sinekleri zaten belli…Partinin kitabını yazan, iktidara getiren, koruyan/kollayan gerçek dava adamları, neferler, onbaşılar bir kenara atılırken, sizler bal kovanından aç arılar gibi ayrılmıyorsunuz. Ne istiyorsunuz söyleyin?...Baltanın sapının dönmesi, her zaman mümkün ve mukadder olamaz mı? Siyaset kabristanına gömülen, siyasi bir mevta olanları görmüyor musunuz? Ölüm hiç aklınıza gelmez mi? Mîzân hesabını bilmez misiniz?
Kendisine bağlı BASIN YAYIN ENFORMASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’nün bir şubesini Bursa’da açarak, yerini daha çok kuvvetlendirmek isteyen büyük patron Arınç,
7 Haziran 2012 tarihinde Bursa’ya gelerek şubenin açılışı ve Anadolu’da yayınlanan gazeteleri özendirme örül törenine katılacak. Çok enteresandır, Ak Parti aleyhine yazan, yazarları belli, fikri yapısı açık, ilavesiyle şehvetin meddahlığını/pazarlamasını yapan bir gazeteye de ödül vermişler. Ağlar mısın, güler misin, yoksa muktedir olamayanların haline mi acırsın? Şu memlekette; sağlam mayanın, doğrunun, güzelin, iyinin,hayırlının, hikmetin, muhabbetin, kök değerlerin, faziletin, ilim/irfanın ve Osmanlı mirası Bursa halkının gazetesi olma yolunda gayret gösteren, mücadele veren gazete ve yazarlar nerede, bunlara neden sahip çıkılmaz?..Büyük patron Arınç bunları hiç bilir mi? Şakşak ve yağdanlıklar altında, asıl değerleri, partinin temel taşlarını, hakiki neferleri unutuyor mu acaba?
Tarih-i Kadim içinde, zaman başını almış gidiyor, bakalım nereye kadar gider?
Bir şiirimizle, ne demek istediğimizi noktalayalım:
GİDİYOR!
Gönül serâb olursa, sular sığmaz bendine,
İtimat mâzerette, önce güven kendine,
Bizi yüceltecek, ilim ile fendine,
Marifetini sakla, sadık dost efendine,
TARİH-İ KADİM TAMAM, ZAMAN ALMIŞ GİDİYOR!
Elifin mânasında, inceden daha ince,
Pîrliğin zirvesinde, yaşlı yanında gence,
Ömür bir kuş gibidir, ecel gelmeden önce,
Değerler değer bulur, fikir, ruhta düşünce,
BİZİ BİZDEN KOPARAN, ASIR ÇALMIŞ GİDİYOR!
Mazimizde aydın iz, Vakt-i Evvel birinde,
Mansûr’un gerçeğinde, çile saklı derinde,
İbrahim ateş yakmaz, sıcaktaki serinde,
Mecnûn olmak gerekir, çöllerdeki yerinde,
İÇKİ DOLU KADEHLER, ZEVKE DALMIŞ GİDİYOR!
Hasret kaldı çöllerde, yâri arayan gözler,
Benliğini kaybeden, mayası bozuk özler,
Aşkın nuru sürgünde, ateşte sönmüş közler,
Kavgaları bitirir, inciden güzel sözler,
KERVÂNLAR YOLA ÇIKTI, GERİ KALMIŞ GİDİYOR!
Doğruları yazarken, işte böyle elbette,
Gurbet uzak değil ki, seven gönül gurbette,
Yıllar yel gibi geçti, teselliyle mihnette,
Çetelede çentikler, Şan-ı Şeref şöhrette,
YÜZYIL YAŞASAN BİLE, ÖMÜR DOLMUŞ GİDİYOR!
Her gün için söylenir, “Hayat Yeni Başlıyor!”
İnsanın istekleri, saat gibi işliyor,
Zorluğun pençesinde, ümit, hayal düşlüyor,
Kâmil olan kimseler, nefisleri taşlıyor,
SEVDÂ ÇEKMEYEN BAĞBAN, GÜLLER SOLMUŞ GİDİYOR!
Dünya küçük istasyon, yedik/içtik, doymadık,
Gelenler çekti gitti, tren kalktı duymadık,
Emânet-i Mübârek, yerlerine koymadık,
Cennetler müjdelendi, emirleri saymadık,
ZAMAN GELİR SÖYLENİR, KEMÂL ÖLMÜŞ GİDİYOR!