Siyasetin DOBİŞKOLARI Yine Ön Saflarda…
Doğup büyüdüğümüz şehrimiz, memleketimiz olan Mersin başta olmak üzere Ülkemizin her yerinde tuhaf diyemeyeceğimiz her zaman alışık olduğumuz bir görüntü yaşanıyor. Bu görüntü fulu ve zulu… Yani… Yanisi… MAKARAM SARI BAĞLAR, KIZ SÖYLER GELİN AĞLAR (!) Aynen böyle… TIRIŞKADAN NAMELER…
Şimdi gelelim konunun içeriğine;
ODA BAŞKANLARI YUTTURMACASI
Ne varsa bu ODA BAŞKANLARI işinde, keramet var herhalde ki, tüm partiler listelerinin seçilir yerlerine oda başkanlarını yerleştirmişler. Mübarek, bulundukları ODA lar da çok büyük devlete, millete, hizmet ettiler ya, ondandır (!) Her parti mutlak bir iki oda başkanını alıp listesinde yer vermiş. Güya o odanın mensuplarının oylarını alacaklar (!) İşit de inanma.
Oda’ların mensuplarının canı yanmış. Mesleki odalarda kayıtlı bulunan tüm üyeleri gezin, eğer bir tanesi ben bizim odamızın başkanına oy vereceğim derken samimi söylerse gelin yüzüme tükürün. Göreceksiniz bu işin sonu bağlar gazeli olacak…
Bu seçim, oda, kooperatif, dernek seçimine benzemez. Gider eline kalem alırsın, odada, dernekte, kooperatifte sana oy verecekleri önceden tezgahlar dümenler seçime girer ve başkanlığı kimseye vermezsin. Ama burası siyasi parti… Burada öyle üç kuruşa 5 köfte yok.
Siyasi partinin dinamikleri var. Kadroları var.. İl ilçe belde yönetimleri, kadın ve gençlik kolları var… Geçmişten gelen çizgisi, tabanı var. Bekleyeceğiz göreceğiz. ODA başkanlarının, Kooperatif başkanlarının, Dernek başkanlarının BOK’ unda boncuk bulduğunu sanan siyasiler 29’u akşamı ne bulacaklar?
SİYASETİN SEYYAHLARI
Siyasette SEYYAHLAR vardır. Seyyar ve gezici siyasetçiler..Yani… Orası olmadı, burası siyasetçileri. Yağmur nereye yağıyorsa, tarlayı oraya taşıyan tipler. Çıkarı için ormanları yakmaktan geri kalmayan, çoğu devletin ve milletin hakkı olan bey tül malı darp eden, çalan çırpan, arsız, hırsız, yolsuz tipler… Dün “A” partisinde, bu gün “B” değil alfabedeki en son harf olan “Z” partisindedirler. Bakın etrafınıza ve siyasi partilerin aday gösterdiklerine ve Allah rızası için kararı siz verin. Adam filanca partide il ilçe başkanlığı, il ilçe yöneticiliği, milletvekilliği adaylığı, belediye başkan adaylığı yapmıştır ve çok tezat bir şekilde şimdi başka partide koşmaya, makam kapmaya çalışmaktadır. Yani…
Yanisi şu, benim burada yazdığımı herkes biliyor. Bu millet avel ve salak değil. Görüyor. Ben nasıl görüyorsam millet de görüyor. Yani…
Yanisi şu, Ülkemizde SİYASET ÇIKARA DAYALI yapılıyor ve yapıldığını da herkes biliyor. Oy verecek vatandaş ta bunu biliyor.. O yüzden kim daha fazla çıkarına uygun ise ona koşuyor. Aday nasıl koşuyorsa maraton koşucusu gibi, onu takip eden millet de maratonculara taş çıkaracak şekilde menfaatinin peşinde koşuyor. O yüzden bulgur, pirinç, kömür, tas tabak, buzdolabı, altın dağıtanı yadırgamayın. Ve bunları alanları da ayıplamayın. Millet bu. Bu milletin ta kendisi ve o biziz, siz biz yani… Bu millet bu hale getirildi. Şimdi kalkıp, ahlaktan, faziletten, etik kurallardan bahsedip de oy filan istemeyin. Çıkara dayalı siyaset toplumu ve bizleri bu hale getirdi. Ve bu haldeki bir toplumdan çıkacak olan sonucunda çok faydalı, iyi, güzel olacağını sakın sanmayın.
Bu işin başlangıçı yanlış. Seçim yanlış. Duruş yanlış. İlke yok, seviyesizlik diz boyu… Ne bekliyorsunuz 29 Mart akşamı? Mükemmel şeyler mi olacak? Her şey aniden değişecek, hakça, hukukça, insanca, uygarca, adil bir yaşam mı belirecek bir saniyede? Bu şekilde belirlenen, bu şekilde seçilen ve çıkara dayalı siyaset ile yol kat edilen ortamda, çıkara dayalı oy verilen düzende ne değişecek ki?
Bırakın kendimizi kandırmayalım. Gidin işinize gücünüze bakın. Seçim günü gider oy kullanırsınız. Artık vicdanınıza kalmış. Varsa, kaldıysa tabi. Şimdilerde vicdan ile cüzdan arasında vatandaş sıkışıp kaldığı için ve çoğunluk vicdan değil cüzdan dediği için tereddütlü konuşuyorum.
SİYASETİN DOBİŞKOLARI
Siyasetin DOBİŞKOLARI… Gelirler bir yere, makama, yerlerde yerler. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yerler. Çatlayacak gibi yerler. Patlayacak gibi yerler. Şişer TAR olurlar. Ama yılmazlar. Bıkmazlar. O bulundukları yerde adları yiyiciye, aparan koparana çıkar, ya da orada artık bir şey kalmaz, bu sefer yeni lokmalar ve aparacak koparacak yer ararlar. Hani diyor ya adam YAMYAMLAR dolu. Aynen öyle. Siyasetin içinde oldukça çok ve bol YAMYAM bulunuyor. Bunlara biz DOBİŞKO diyoruz. Dobişkolar. Yesinler içsinler, beylerin bayanların keyfine diyecek yok. Neresi onlara uygun ise MİTİLİ oraya atarlar. Yüzleri de kızarmaz, arlanmaz, utanmazlar. Bizim millet içinde öbek öbektir, tonla, gırla… Hani nerede demeyin, etrafınıza dönüp bir bakın. Dün onlara yediklerini içtiklerini hazmetsinler diye özel hazırlattığımız SODA suyu ikram etmiştik. 29 Mart akşamı aynı SODA nın geliştirilmişini ikram edeceğiz. Ancak sindirirler.
DEDELER NENELER LİSTELERDE
Açıklanan listelere baktım da Dede ve Nineler en ön saflarda. Saçı, bıyığı boyalı tipler, yüzü gözü gerdanı estetikli, botokslu tipler. Vay anam vay… Şu hallere bakın. Nerede gençlik, nerede bu genç kardeşlerimiz? Hep gerilerde. Oyun en fazlası o gençlerde. Ama listelerde gençler hep gerilerde. O gençlere sesleniyorum, gidin bunlara dersini verin. Veremezseniz zaten, sizin hiçbir zaman söz hakkınız olamayacak. Hep böyle geride kalacaksınız. Kandırmaya, aldatmaya devam edecekler. Nineler ve Dedeler ile yapılan siyaset ülkeyi bu hale getirdi. Unutmayın, unutturmayın. Bir ders verin. Yahu gençler, şu aday olanların, (Başkan, meclis üyesi, il genel meclisi) çoğu sidiğini tutamaz durumda. 3 dakikada bir tuvalete gidiyorlar. Çoğunun sağlığı bozuk. Kimi kafadan tırlak. Allah aşkına bunlar mı bizi idare edip yönetecekler? Ata’nın ülkeyi emanet ettiği gençlik nerede? Onlar yoksa bunlar mı? Ata bunlara teslim etti gitti, bunlar emaneti bir türlü arkadan gelene teslim etmeyip, illa biz mi bu emaneti taşıyacağız diyenler? Neyi taşıyacak, nasıl taşıyacak farkında bile değiller. Dünya hızla gelişiyor ama bizde işler tosbağa hızı ile yürüyor. İşte bu yüzden. Çünkü bir türlü gençliğe fırsat tanınmıyor.
MUSTAFA GÖKTAŞ