Şiddetin ”Alınır Satılır Meta Olması!
Bildiğiniz gibi devlet toplumsal düzeni elinde tutabilmesi için şiddetin tekelini elinde tutması gerekir. Şiddettin tekelinin devlete verilmesine varılıncaya kadar insanlık çok büyük bedeller ödemiştir.
Sonunda halklar ve toplumlar kendi rızalarıyla şiddetin tekelini devlete vermişlerdir.
Devletin bu şiddeti hangi kurallar altında kullanacağı da, tarih içinde belirgin hale gelmiştir. Bu konuda yasalar ve gelenekler uygarlığın temelini oluşturmuştur.
Savaşın özelleştirilmesi
Devleti oluşturan ana kuvvet bildiğiniz gibi ordudur. Kapitalizmin geldiği son emperyalist aşamada, ordu güçlerinin özelleştirilmesi esas alınmıştır.
Ordu güçlerinin özelleştirilmesi ve güvenlik şirketleri; Fiziksel gücün ve şiddetin ihale yoluyla sağlamsı, yani parayla şiddet satın alınmasıdır.
Bu anlamda şiddetin alınır satılır bir metaa dönüşmüş olması, mafyanın meşru zeminden aldığı payın artması demektir.
Mafyanın giderek meşruiyeti kuşatması, yeni isimlerle anılmasına yol açmıştır.
Şiddetin alınıp satılmasını da kapsayan bu yeni oluşumun adının, Güvenlik Endüstrisi olması artık kanıksatılan bir husustur.
Ülkemizde de, savaş sanayisinin özel sektöre açılması anlattıklarımıza benzer sonuçlar üretmeye başlamıştır. Kırıkkale Fabrikasından proje çalınması buna en iyi örnektir.
Silahın olduğu yerde devlet yoksa mafya vardır.
Amerika’daki yeni güvenlik endüstrisi o kadar büyümüş ve gelişmiştir ki, ürettikleri şiddet ve silahı satamazlarsa büyük iflaslar olacaktır.
Örtülü ve kirli savaşlar olmazsa bu endüstri batacaktır.
Kapitalizm bir yandan şiddeti özelleştirirken, öte yandan bu silahı ve şiddeti satacak pazarlar üretmek durumundadır.
Şiddetin ve silahın pazarlanması gizli servisler aracılığı ile yürütülür.
Mafyalaşan kapitalizme karşı direncin artması, yeni güvenlik endüstrisinin sonunu getirecek gibi görünmektedir.
Zaten emperyalizmin ve çok uluslu silah şirketlerinin çıkmazı da buradadır.
Türk ordusunun profesyonel orduya dönüştürülmesi için Batı ülkelerinin yaptığı baskılar zaman zaman sonuç vermektedir.
Milli ordudan profesyonel orduya geçmek demek, şiddetin tekelini bir avuç şirket yetkilisine devretmek demektir. Şiddetin alınır satılı bir meta haline gelmesi demektir.
Güvenlik endüstrisinin elemanları sivil insanlardan oluşur. Kar dürtüsü; şiddeti hangi mecralara götürür orası belli değildir.
Devletin şiddet tekelini başka ellere teslim etmek, belki kar getirir ama insanlığa bir yarar sağlamaz.
Güvenliğin özelleştirilmesinin ardından “özel yüklenici” şirketler, “silah kiralama”, “kiralık asker” gibi ilişkiler hayatımıza girecektir.
PKK ile savaşı kiralık şirketlere ihale edebilir misiniz?
Profesyonel ordu; şirketlerin ordusudur. Milli ordu; halkın ordusudur.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr