Sis Dağılıyor “Ot Göçü”
Mustafa KÖSE
TARİH BİLİNCİ
Eski TÜRK adetlerinden Çepni'lerin yaylaya çıkış şenlikleri.
Hüseyin Avni Bey, bu makalesinde halende devam etmekte olan bölge halkının, Çepnilerin, yaylaya çıkarken yaptıkları kutlama şenlikleri anlatmaktadır. Ot göçü çok eski tarihlerden beri devam eden çok eski bir Türk adetidir. Bu yıllarda bölgede çeşitli yaylalarda “ot göçü” şenlikleri düzenlenmekte, eski Türklerden gelen bu adet ve gelenek yaşatılmaya, unutturulmamaya çalışılmaktadır. Bölgede yaylalarda şenlik, festival olarak ot göçü pek çok yerde kutlanmaktadır.OT OT GÖÇÜ
"Çepni oymağından olan Tirebolu Türkleri eski törelerinden birini bugün bile korumakta ve yapmaktadır. İşte bu töre ot göçüdür. Ot göçü nice yapılır, nedir? Anlatayım: Çepni oymağı Trabzon tigresine ilk geldiğinde çadır, otak altında yaşar Türk göçerlerinden idi. Başka göçerler gibi bunlar da sığır, koyun, keçi sürüleri besilerler, bunlar ile geçinirler idi. Yayılan sürüleri ile yaylalara çıkarlar, kışın cenik dedikleri kışlağa, yalıya inerlerdi.Gitgide cenikte evler yaptılar. İyice yerleştiler, çoğaldılar. Yalnız sürü beslemek bunları geçindiremez oldu. Ekin işi ile de uğraşmak gerekti. Artık gildeki kişiler arasında işler bölünmeğe, ayrılmağa, dağıtılmağa yüz tuttu. İşte:Kamu yıl birinci ayın sonuna doğru gildeki kocamanlar, koca karılar, çocuklar sürüleri önlerine katar, yaylalara çıkarlar. .....................
Son ot ayıklamanın bittiği dördüncü ayın ortasında cenikte kalan işte bu ekinciler de yaylaya gitmek üzere bir kımıldama, bir derlenme, bir toplanma başlar. Eksikler eklenir. Elde edilecekler elde edilir.Artık delikanlılar, kızlar, gelinler en yeni pusatlannı giyinirler. Delikanlılar koral, yaraklarını takınırlar. Kemence gibi çalgıyı da beraberlerine alırlar. Kamu köyün kişileri ayrı ayrı toplanır, küme olurlar.Bir aka günü erden bütün kümeler yola dökülür. Yaylaya doğru yönelir. Kemence boyuna çalar. Delikanlılar aralık aralık koral, yarak atar. Donanma yapar. Türkü söyler, çiğ çeker, haykurur!Yolda giderken bu kümeler bir birine karışmaz. Karışmamak için de son kerteye kadar çalışırlar! Çünkü: bilerek, bilmeyerek bir birlerini karışırlar ise büyük gürültü olur. Tanrı göstermesin, adam bile düşer!Kümeler çabuk yürür, bir günde yaylaya çıkar. En çok, en sıkı donanmayı yaylada obalara girenken yaparlar. O kadar koral, yarak atarlar, o kadar çiğ çekerler, bank ururlar, haykururlar ki: dağlar, tepeler inim inim inler! " .......
(Makalenin giriş kısmından.....)
Yazı Sözlüğü:
Koral: Silah
Yarak: Silah
Yat yarak: Esleha ve mühimmat
Küme: Kafile, hey 'et
çiğ: .. nara
Kaynak:ALPARSLAN, H.Avni, TÜRK YURDU DERGİSİ – 17 Haziran 1915, sayı: 7, C:8, s:122 -127