Sinerjiyi Sokağa Sormalı…
Kimse kimseyi kandırmasın.
İmzanın atılmadığı, çalan telefona bakılmadığı, mesainin vakitsiz tamamlandığı, memurun siyasilerle karşılaşmak istemediği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde…
Bürokrasideki değişim, birilerinin savunduğu gibi sinerji yaratma değil emeğin katliamıdır.
Kişilerin ekmeği ve onuruyla oynanmasıdır.
*
Başkan Aziz Kocaoğlu diyor ki;
“ Belediyecilik zor iştir… Belli bir süre sonra çalışanlar rutine (sıradanlık) düşüyor. Değişimler, bunu engellemek için yapılan düzenlemedir”
Bunun için emekliliği gelenler uğurlanıyor.
Daire başkanları alınıyor, “hakk-ı huzur” parasına şirketlere yönetim kurulu üyesi olarak gönderiliyor.
En acısı, acımasız olanı…
Emekliliği gelmemiş kişilerin iş akitleri feshediliyor.
Kim veya kimler tarafından listesi hazırlanmışsa…
Tek taraflı, sokağa terk ediliyor.
*
Denilebilir ki;
“ İş kanununda yeri var… Verirsin kıdemi, ihbarını gönderirsin adamı…”
Doğrudur. Ama o zaman adama sormazlar mı?
“ Ekmeğiyle oynanması için suçu nedir? Ahlaksızlık, uğursuzluk, hırsızlık mı yapmıştır? Hiçbir sözlü, yazılı uyarı olmaksızın kapı dışarı edilmesi hukuki, mantıki, vicdani midir?”
Ahbap çavuşa yer açmaksa, o başka!
*
İşte, bu noktada doğru olmak gerekli.
Kişi, “ Ben dürüstüm” demekle çizgisi doğru olmuyor.
Yöneticilerin bunu “erdem, insanüstü özellik” olarak kendine söylemesi değil…
Gerçeği görmek istiyorsa, aynaya bakmasıdır.
“ Ben doğru, dürüst müyüm?” diye sormasıdır.
Karşıdaki gözler donuk, ağız açılmıyorsa; kendini kandırmamasıdır.
*
Belediye bürokrasisindeki değişimin geride kalan çalışanlara umut, heyecan, aşk, şevk vereceği yanılgıdır.
Tam tersi; “korku” salgınıdır.
Yönetime olan güvenin azalmasıdır.
İzmir’in gelecekteki kaybolan yılları, İzmirlilerin 2014 seçimine kadar katlanma mecburiyeti, mahkûmiyetidir.
*
Herkesin fikri kendine doğrudur.
Benim de… Belki de hep hatalı, tek taraflıdır.
Tartışmasız gerçek; sokaktadır.
Çarşıda, pazarda, otoparkta, durakta, kahvehanede, lokantada konuşulandır.
Milletin özüne sormaktır.
“ Enerjimiz var mı, sinerjimiz tutar mı?”
*
Ama…
Bunun için de sırça köşkten çıkmak gereklidir.
Sokaklara inmektir. Selamet amca, Hayriye teyze ile karşılaşmaktır.
Zor olan da budur…
***************