Sınava Girecek Öğrenciden Mektup
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavına girecek
Bütün öğrencilere başarılar diliyorum. Allah yardımcıları olsun.
SINAVA GİRECEK BİR ÖĞRENCİDEN ANNE VE BABASINA MEKTUP.
Köşe yazımdır..
“Bir öğrencinin kalbini yüreğimde hissettim ve sınavlara girecek yavrularımızın duygularına ses olmaya çalıştım. Kendimi sınava girecek öğrencinin yerine koyup onların duygularını yüreğimde yaşatıp mektup yazmaya çalıştım. Ailelere ve eğitimcilerimize vereceğim bazı mesajlar umarım dikkate alınır. Eğer Sizlerde Anne, Baba ve Öğretmen iseniz öğrenci yüreği ile canlandırdığım bu mektubumu sonuna kadar okumaya lütfen zaman ayırınız.
CANIM ANNECİĞİM VE BABACIĞIM
Anneciğim ak sütün ile beni ılgıt ılgıt emzirip, babam ile birlikte büyütüp bu günlere getirdiniz. Size sonsuz şükran ve teşekkürlerimle ellerinizden öperim.
Hani bir zamanlar bebektim, minicik ellerimden bakıcı teyzem, kreş ve anaokulu öğretmenim tutmuştu. Aslında ben sizin sıcacık avucunuzda ellerimin bir sarmaşık gibi çiçek açmasını isterdim. Ama buna zamanınız yoktu. Sizlerin işten eve gelmenizi bekliyordum ve akşama kadar sizi çok özlüyordum. Ama akşam olunca kucağınıza alınmayı beklerken, dizlerinizde uyumayı hayal ederken, bir köşede uyuyup kalıyordum. Her şeye zaman buluyordunuz ama bana zaman ayırmıyordunuz. Anneciğim sen ilkönce ev işlerini bitiriyordun sonrada televizyondaki diziye kendini kaptırıyordun. Babam ise eve gelir gelmez hemen televizyon kumandasını eline alıp, ya maç izlemeye, yada haberlere kendini kaptırıyordu. Bu güne kadar o değerli zamanınız bana ayırıp sorunlarımı ve duygularımı paylaşmadınız ki. Gül kokulu nefesinize hiç doyamadım ki.
Artık şu anda okullu oldum, biliyorsunuz birkaç hafta sonra yaşamımı belirleyecek bir sınava gireceğim. Test çözmekten şu an biraz sıkıldım, sizinle dertleşmek istedim. Neden mektup yazıyorsunuz sorusunu sorar gibi oldunuz değil mi? Evet haklısınız, çünkü bu yazacaklarımı dinlemeye sizin hiç zamanınız olmadı. Belki o değerli zamanınızdan benim için fedakârlık edip mektubumu okursunuz diye düşündüm.
Bu güne kadar benden hep sevgi ve saygı beklediniz. Elimden geldiği kadar buna özen gösterdim. Ama sizden ne öğrendiysem ben yine de fazlası kadar sevgi ve saygıyı tanımaya çalıştım. Eğer bu konuda noksanlarım var ise o zaman sizi örnek aldığımdandır. Çünkü kavgalarınızı hep benim yanımda yaptınız. Evin tüm sorunlarını benim yanımda konuştunuz.
Büyümeyi çok istedim. Ama bana büyümem için fırsat verilmedi. Bedenim büyüse de gözünüzde hep çocuk kaldım, artık şımartmayın beni. Ne olursunuz ben kendi ayaklarımın üzerinde dimdik kalmayı öğrenmek istiyorum. Her dediğimi yapın desem de siz yine de yapmayın. Çünkü her istediğimi elde edemeyeceğimi artık öğrenmek istiyorum. Kendi sorunlarımı kendim çözmezsem öz güvenimi nasıl kazanacağım.
Lütfen bana hatalarım olunca öfkelenip ”Ben eskiden” diye söze başlayarak bağırmayın, bana başkalarını örnek göstermeyin ne olur, üzülüyorum. Sizler benim büyüğümsünüz diye hep susuyorum. Kendimi size karşı savunma şansım yok, beni dinlemiyorsunuz çünkü çocuğum ya.. Sizlerin isteğini yerine getirmem için ne tatlı vaatlerinizi ne de tehditlerinizi istemiyorum.
Küçük hatalarımı büyüterek benden sizler gibi olgunluk bekliyorsunuz. Ben daha çocuğum anneciğim, babacığım henüz büyümedim ki. Bana pahalı oyuncaklar, hediyeler almanız yüzümde güller açtırmıyor. Sizler; bana para harcamakla mutlu olduğumu sanıyorsunuz, oysa benim için en değerli hediyem ve mutluluğum sizlerin gülen yüzleri ve sevgisidir.
Ders başarıma gelince; zaten okulumda ve dershanemde öğretmenlerimi dinliyorum. Ödevlerimi zamanında yapıyorum. Yazılı ve sözlü sınavlarımdan iyi notlar alıyorum. Sınavları kazanabilmem için binlerce test çözüyorum. Yüzlerce deneme sınavlarına giriyorum. Daha ne yapayım? Ben size iyi evlat olabilmek için çok çalışıyorum . Sizlerin yüzünüzü güldürmek istiyorum. Sizin ve öğretmenlerimin birilerine” Bizim çocuk şurayı kazandı.”diye hava atmanız için gayret ediyorum. Ben kendi geleceğimi unuttum, bu yarışı kazanıp sizi memnun etmek için çırpınıyorum
.
Anneciğim biliyor musun? geçen yıl bana karne hediyeniz olan bisikletime halen doyasıya binemedim. Bir köşede tozlanıp kaldı. Arkadaşlarımla oynamaya vaktim yok. Aslında çok ta özledim onları. Hem akrabalarımı da görmeyeli uzun zaman oldu, akrabalarım nasıllar acaba? Halamı, teyzemi, amcamı en son kurban bayramında görmüştüm, ellerini öpmüştüm, şimdi ise sesleri nasıl da çınlıyor kulaklarımda. Sınavım bitince onlara gitmek istiyorum.
Şimdi bana zaman yetmiyor. Anneciğim ya senin o saçlarımı okşamanı, dizlerinde uyumayı nasılda arzuluyorum. Bir bilsen! Ama sanırım buna senin de zamanın yetmiyor. Şu an tek amacım size iyi evlat olabilmek sınavları kazanıp iyi okullarda eğitimime devam etmek. Ya sınavı kazanamazsam? Aman Allah’ım sanki şimdiden babamla beraber ikinizin öfkelenip ”Biz sana ne paralar ödedik” diyeceksiniz sanıp bana bağırmalarınız yankılanıyor kulaklarımda. Çok korkuyorum çok. Ben en çok sizi ve öğretmenlerimi memnun etmek için çalışıyorum. Biliyorum ki eğer sınavı kazanamazsam dershaneler benim başarımı örnek gösterip reklâm yapamayacak. Biliyorum ki, okulumdaki öğretmenlerim neden ve niçinleri unutup, kendilerini sorgulamayıp, mevcut bilgilerini geliştirmeyip onlar da beni suçlayacaklar.
Canım anneciğim ve babacığım sınava girmeye çok az zamanımız kaldı. Sizlerden istediğim sadece bana güvenmeniz ve bir yudum sevgidir. Bu güzelliği kana kana içmek istiyorum. Beni rahat bırakınız lütfen. Ben elimden geleni yapıyorum. Sizi üzmeyeceğime söz veriyorum. Her gün dershaneme ve okuluma gidiyorum. Deneme sınavlarına giriyorum. Testler çözüyorum, daha ne yapayım. Ben kendimi unuttum sizin ve öğretmenlerimin benimle gurur duyması için çalışıyorum. Aslında buna gurur demeyeyim de ne olur bana kızmayın ama benim başarım ile böbürlenmeniz için uğraşıyorum.
İzninizle hiç değilse ders saatlerimi kendim belirleme şansım olsun. Bana ait konularda seçme şansı veriniz, Özgüvenimi kazanmaya fırsat veriniz. Benimle ilgili her şeye benim fikrimi almadan siz karar veriyorsunuz. Lütfen hiç değilse meslek seçimimde dahi kararları siz değil benim seçme şansım olsun. Çünkü bu mesleği bir ömür boyu uygulayacak siz değilsiniz benim.
En büyük korkulu düşüm ne biliyor musunuz? Eğer sınavı kazanamayıp sizleri ve öğretmenlerimi memnun edemezsem bu güne kadar zaten kana kana içemediğim bir yudum sevginizden mahrum olup kendimi kurak bir çölde bir kum tanesi gibi görmekten korkuyorum.
Canım anneciğim, babacığım sizin ve öğretmenlerimin bana verdiğiniz emeklerinizi boşa çıkartmayacağım söz veriyorum. Sınav zamanına kadar daha binlerce test çözüp, yüzlerce deneme sınavına girmeye devam edeceğim.
İnşallah bir an önce bu stresten kurtulup artık bisikletimin tozunu alıp dışarı çıkartmayı, koklayamadığım çimenleri, çiçekleri içime sindirmeyi, top oynamayı kuş cıvıltılarını dinlemeyi, dışarıda yaz mı var, bahar mı var, mevsimleri yaşamayı, güneşin gülümsemesini hatta geceleri yıldızları izlemeyi çok istiyorum.
Eğer sınavı kazanırsam sizlerin bana sıcacık ses tonunuzla “Aferin yavrum” diye kucaklamanızı, o gülen gözlerinizdeki bakışlarda eriyip sevgi tomurcuklarınızı koklamayı, saçlarımı okşayarak dizlerinizde uyumayı çok istiyorum.
Anneciğim, babacığım aslında size yazacağım, paylaşacağım daha çok şeyler var. Ama çok ta uzun olursa o değerli zamanınızı ayırıp okumazsınız diye fazla uzatmayacağım. Keşke sizler bana zaman ayırıp her şeyimi paylaşsaydınız belki de bu mektuba gerek kalmayacaktı.
Sizler rahat olunuz. İnşallah bir kaç hafta sonra hedefim bu maratonu kazanabilmek size “ideal evlat” olabilmek. Ama olur ya” eğer “ideal evlat” olamazsam bu kez size ”ideal anne, baba, ideal öğretmen nasıl olunur? Diye öğrenmeniz için birazda sizlerin binlerce test çözüp, yüzlerce deneme sınavlarına girmenizi önersem bana kızmazsınız değil mi?
Sevgi ve saygılarımla ellerinizden öperim.