Şimdi Tövbe Zamanıdır…
Aday listeleri açıklandı. Hemen hemen tüm partilerde, dağ fare doğurdu. Vatandaşta heyecan doğuracak, lokomotif olabilecek isimlere rastlamadık. Tüm partilerde, (özellikle AKP’de) tek seçicilerin kararı açıkça belli oluyor.
1) AKP, tam anlamı ile Saray tarafından dizayn edilmiş bir liste, Genel Başkan’a (Başbakan’a) bir inisiyatif tanınmadığı açıkça belli oluyor. Kayıtsız şartsız biat edecekler tercih edilmiş. Kapasite, ülkeye hizmet edebilme potansiyeli vb. faktörlere önem verilmemiş. Tek adam yönetimine uygun bir tablo düzenlenmiş.
a) Bu arada, işin hoş tarafı; yıllardır yalakalık yapan, omurgasız bazı tipler, liste dışı bırakılmışlar. Bunun yerine, çok ama çok orijinal tipler tercih edilmiş. (Bunların kim olduğunu öğrenmek isteyenler, 12 Nisan tarihli Sözcü Gazetesi’ndeki, Yılmaz Özdil’in yazısını okusunlar)
b) Büyük ümitlerle istifa eden; üst düzey bürokratlar (THY Genel Müdürü, TCDD Genel Müdürü, SGK Başkanı, Tarım ve Ulaştırma Bakanlıklarının müsteşarları, Kredi ve Yurtlar Kurumu, Basın İlan Kurumu, Sümerbank, Gümrükler Genel Müdürleri, EPDK üyeleri ve rektörler) büyük hayal kırıklığı yaşadılar. İstifa eden 12 bakan yardımcısından da 9’u listeye giremedi. Sarayın adamlarının önüne geçemediler.
Şimdi; tek ümitleri, (Cenab-ı Hak korusun) AKP’nin tekrar iktidar olması ve kendilerine torpilli görevlerin verilmesi.
2) Bu arada; AKP’den 100, CHP’den 67, MHP’den 14, HDP’den 15 milletvekili elenmiştir. Şimdi, sade vatandaş olmak,(özellikle 12 yıldır özel muamelelere, koltuk dostlarının iltifatlarına alışmış olanlara) çok zor gelecektir. Etraflarının, aniden nasıl boşaldığını göreceklerdir.
Aslında, bu bir fırsat olmalıdır; vicdan muhasebesi yapmak ve tövbe etmek, fırsatı… Bunca yıl, TBMM’de olup da; niçin bu rüşvet, yolsuzluk, hukuksuzluk, baskı, kıyım, zulüm, din istismarı, terör, sosyal ve ahlaki dejenerasyon, kul hakkını yağmalama, şirk suçu işleme vb. icraatlara karşı çıkmadım; niçin edebi hayatımı, dünya çıkarları uğruna, büyük riske attım; diye düşünmeli, gece gündüz tövbe etmelidirler.Artık Hakk’ın ve haklının yanında yer almalıdırlar. Zulümler karşısında, (Mevlam korusun) “AKP iktidar olursa, bize (kamu kurumlarından, yandaş firmalardan, kamu bankalarından vs.) yüksek rakamlı avantalar sağlanır” diye suskun kalmamalıdırlar. Halka doğruları anlatmalıdırlar.
Çoğunun yaşı, (benim gibi) 70’leri geçmiş durumdadır. Uzatmaları oynamaktayız. Fazla vaktimiz yoktur. Hırsları bir kenara bırakma, dürüst olma zamanıdır. Bu, belki de son şanslarıdır. Bir daha, böyle bir fırsat ellerine geçmeyebilir.
3) Bu arada, “kadın aday” konusunun, fazla abartıldığı ve istismar edildiği, kanaatindeyim. Bir Işılay Saygın, kadın olduğu için mi, İzmir’de çok uzun süre ile politikaya damgasını vurmuştur? Ve hala etkisini sürdürebilmektedir? Dürüstlük, çalışkanlık, üretkenlik, vatan sevgisi vb. hasletlere sahipseniz; kadın veya erkek olmanız farketmez. Biat isteyen liderlere rağmen, gönüllerde yer edebilirsiniz.
4) Halkımız; 7 Haziran seçimlerinin önemini idrak etmelidir. Mutlaka sandığa gitmelidir. Ülkeye ve demokrasiye sahip çıkmalıdır. Hiçbir yalana, propagandaya, provokasyona kulak asmamalıdır. Vicdanının sesini dinlemelidir. Şahsi çıkarlarını değil, ülke çıkarlarını, evlat ve torunlarının geleceğini ön planda tutmalıdır. Hiçbir rüşvete, vaade, tehdide, baskıya, yalana kulak asmamalıdır. AKP’nin, ülkemizi ne hale getirdiğini, iyice analiz etmelidir. Tekrar iktidar olursa, ne tür felaketlerin yaşanacağını, bölünmenin gerçekleşeceğini, idrak etmelidir. Milletimizin, tarihinin en karanlık günlerini yaşadığını, unutmamalıdır.