Şimdi Dönme Zamanı
Emin Çölaşan “Şimdi Cemaati Savunma Zamanı” diye bir yazı yazdı. Ve HDP’ye oy, pardon PKK’ya oy istedi.
Diyeceksiniz ki seçimden önce böyle bir yazı yazmaya ne gerek var. Acele etmeyin yazının sonunu bekleyin.
Emin Çölaşan’ı anlamak için dönekliğin anatomisini bilmek gerek.
Önce şunu ifade edelim. Kırılma dönemleri döneklerin düğün günleridir. Fırsat bu fırsat deyip, güçlüden yana dönüş yaparlar.
Amerika’ya doğru dönmenin ilk durağı, Cemaat istasyonudur.
Amerika’ya doğru dönmek, zayıftan güçlüye doğru bir dönüştür.
Diyeceksiniz ki, Çölaşan ne zaman ezilenden yana oldu ki?
Olsun kendisini öyle pazarladı.
Çünkü zayıftan yana olmak; inanç ister, fedakârlık ister, güçlü karakter ister, tarih bilgisi ister, velhasıl donanım gerektirir.
Ama bunlar yetmez yürek ister.
Dönekler yüzeyde yüzerken, halkın desteğini alırken, güçlü odakların da, dikkatini üzerine çeker. Tabii Türkiye’deki Amerika’nın da dikkatini çeker.
Dönmeden önceki yazılarında ve eylemlerinde, “ben buradayım, alın beni kullanın diye bağırır.”
Döneklikte dönülecek zamanı iyi belirlemezsen, hem döndüğün taraf, hem de gittiğin yeni yer, seni kolay kolay anlamaz.
Zamanlaman doru olacak, dönme bahanelerin, hiç olmazsa, senden önceki dönekler tarafından iyi anlaşılacak…
En önemlisi de; döndüğün yeni yere kendini kabul ettirebilmen için, eski yerine, eski inançlarına iyi küfür edeceksin.
Dönekliğin bir kanunu mu var derseniz, birinci kanun, eskiden bulunduğun, aidiyetin olarak belirlenen yere sert saldıracaksın.
Dönekliğin anatomisini çıkarırken elbette bu işin, bir de, psikolojik yanının olduğunu bilmek gerek.
Dönmek için narsis bir karaktere sahip olmak şarttır.
Döneklikten, hep sol cenah şikâyet eder. Sağ cenahta döneklik yoktur.
Sağ cenahta kıvrak hareket etmek, daha büyük menfaatin olduğu yere dönmek; değişime ayak uydurmak olarak anlatılır.
Rasyonalite denilerek ahlakın arkasından dolanıp, iki puan alınır.
Soldan sağa dönenler için, Sağ Cenahta, “hidayete erdi” derler.
Kişi için ahlakın en çok konuşulduğu gün, kişinin döndüğü günlerdir.
Kişiler dönüyor da, partiler dönmüyor mu?
Kuruluş döneminde en büyük fedakârlıklarını yapmış, büyük tehlikeler yaşamış, emperyalizme karşı, yani güçlülere karşı savaş vermiş CHP, bakın nasılda dünya güçlüsü Amerika’nın ve Avrupa’nın yanında yerini alıyor.
Ne AB, ne ABD tam bağımsız Türkiye diyebiliyor mu? “Onu at beni al” diyor.
Emin Çölaşan solda sıfır kalır. Asıl dönenler önümüze konulmuş dört Amerikancı partidir.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com