Silaha ŞİDDETLE Hayır!
Silaha ŞİDDETLE HAYIR! Eşeğin Kulağına Su Kaçırma Blöfüne Rest!
Sivil Toplum Kuruluşları İşbaşına!
Şu an TBMM İçişleri Alt Komisyonunda bir yasa tasarısı görüşülmekte. Bu tasarıya göre kişi başına alınabilecek silah sayısı ile, silah alma yaşının (tüfekler için))) 18'e düşürülmesi görüşülmekte.
Tekirdağ Milletvekili T. Ziyaettin AKBULUT, bir de çıkıp "Silah Kanunu Tasarısı" haberlerinin mesnetsiz olduğuna ilişkin beyanatlar vermektedir. Türk milleti pek tabi ki koyun. O nedenle koskoca Milletvekilinin açıklaması dururken sıradan gazetecilerin dedikodusuna mı inanacak. Öyle ya, bu tür haberler, zinhar yalandır. Komisyonda böyle bir tasarı yok. Her şey uydurmadır. Gazeteciler işkembeden konuşmaktadırlar. Zaten onların görevleri fitne fesat çıkarmaktır.
Olay tıpkı Diyarbakırdaki bir takım güruhun belediye tabelalarına kürtçe isim koyarak milleti alıştıracaklarını planladıkları gibi, SİLAH LOBİSİ de bu tasarıyı belli zaman aralıklarında meclis alt komisyonuna sevk ettirerek ısıtıp ısıtıp gündeme sokturmakta. Böylece insanlar bu tasarıdaki değişikliklere TARTIŞA TARTIŞA ALŞISIN takdiği izlemektedirler.
HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı'da yaptığı açıklamada “Kişilerin çok sayıda ve kolayca silahlanmasını öneren yasa tasarısı yılın insanlık ayıbıdır” demiştir. Ancak bu tür beyanatlar SİLAH LOBİSİNİN DEVAMLI VE SİSTEMATİK ÇALIŞMALARININ YANINDA SON DERECE SÖNÜK KALMAKTADIR.
Bu konuda bütün sivil toplum kuruluşları el birliğiyle SİLAH LOBİSİNE İNAT, 'analar ağlamasın' sloganıyla kampanyalar düzenleyerek silah alma ve taşıma yaşının (bu silah pompalı / pompasız tüfek te olsa) 21'den 18'e indirilmesine, bir kişinin 5 adet silah alabilmesine, kolayca sağlık raporları alabilmesine engel olunmalıdır.
"Silah sanayicileri bu memleketin insanı değil mi? Onları korumayalım mı" diyen AKP Sivas Milletvekilinin bu talihsiz açıklaması zaten bu konudaki niyetleri ortaya koymaktadır.
Hükumet cenahından yapılan açıklamalarda, sözde gerekli düzenlemelerin bir Avrupa Birliği standardı olduğu ortaya konmakta. Öyle ya, her şey bitti, bütün standartlarımız uydu, sıra silah ruhsatı standardının AB ye uydurulmasına geldi. Öyle ya, hemen o standartlara uymamız gerekmektedir. AMA NEDENSE GSMH nın yüksekliğinden dem vurulurken, GSMH nın ülkede yaşayan nüfusa bölünmesi sonucu ortaya çıkan kümülatif oran olan kişi başına düşen milli gelirimiz 4 bin dolarlara çıktı denirken bu gelirin hane halklarına yansıyıp yansımadığı göz ardı edilmekte, gelirin yüzde sekseninin nüfusun yüzde yirmisince, nüfusun yüzde sekseninin de gelirin yüzde yirmisini kullanabildiği göz ardı edilmekte, bu konuda ADİL GELİR BÖLÜŞÜMÜ KONUSUNDA AB STANDARTLARI uçup gitmektedir.
18 yaş üzeri bireylerin hak ve fiil ehliyetine sahip reşit kişiler olmasından bahisle bu tür uygulama AB standardında olabilir. Ancak TÜRKİYE GİBİ MAGANDASI KIYAMET GİBİ ÇOK OLAN ÜLKELER İÇİN bu özel bir durumdur. Nasıl ki Cumhuriyetin ilanından bu güne TÜRKİYE'YE ÖZGÜ ALATURKA LAİKLİK ANLAYIŞI uygulandıysa, silah ruhsatları konusunda da MAGANDASI ÇOK OLAN ÜLKE olma açısından bu konu da özel olarak tutulmalı ve tüfek ve pompalı tüfek dahi olsa bu ruhsatın 18 yaşa indirilmemesi gerekmektedir.
Yetmediği gibi bir kısım AKP milletvekillerinin sicili kabarık olanlarının silah ruhsatı almada önemli resmi prosedürleri aşmak için dahi bu tasarının çıkması gerekmektedir. Eninde sonunda bu ruhsatı çıkarmayı düşünen hükumete karşı SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI bilinçli ve tekpiki davranmaları gerekmektedir.
Bu konunun derinliği çoktur. Uzatmadan, sloganı yinelemek istiyorum.
Analar Ağlamasın!, Silaha Şiddetle Hayır!
Esenlik ve huzur ve de GÜVENLİK dileklerimizle.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.ahmetfidan.com ile, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz
Türkiye'de on kişiden en az birinin sahip olduğu bu kanatan ve öldürücü alet insanların konuşmadığı zamanlarda anca kendini ön plana çıkartmıştır o igrenç bang bang sesleriyle...Nefret ediyorum ve şiddetle kınıyorum bu soğuk aleti...Mertliğin bittiğidir silah! Sosyoekonomik düzeyi düşük insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda, insanların bana neden yan baktın diye öfkelenip yumruğunu kullandığı bir zamanda bu tarz insanların eline silah verildiğinde toplumun olacak halini düşünmek dahi beni dehşete düşürüyor.
Aralık 17th, 2010 at 21:04Sayın Ahmey Bey kaleminize sağlık!
Yazınız öncelikli olarak çok hoşolmuş,Silahla tüfenkle bu ülke nerelere gelebilir ki,ülkemizde okadar ciddi önem arz eden konular varken,sözde milleti temsil eden iki kelimeyi biraraya getiremeyen,kendilerine sözde vekil diyen kişilerden çıkan bir öneri oldugu için şaşmamak gerekir nedeolsa burası T.C..Benim ülkemde böylesi gereksiz ve anlamsız şeylere yerverilmesi beni cidden üzdü,sag duyulu ve güzel düşüncelere sahip vekillerimizde var onlarda olmasa yani ne olurdu bu ülkenin sonu hayırlısı bakalım.Özet olarak onsekiz yaşa indirilmesi düşüncesi cidden ama çok saçma ve mantıksız.silahla gündeme gelmek yerine daha ciddi ve alakalı konularla gündemi işgal etmek daha dogru olsa gerek.kaleminize ve yüreginize sağlık demek isitiyorum muhabbetle...
Aralık 17th, 2010 at 23:28Kanaatsiz kan kokar elleri
Firavun'un, Kabil'in
adı yoktur, ölümün soğuk yüzünün.
Bir namlunun ucunda
keskin uçlu mızraktır sözler
harbin acımasız dudaklarında.
Barışa aç artık güvercinler
Hakkaniyete hıçkıran kartallar.
Gölgesine sığınılan bağımsızlığın,
kanatlarında can izleri,
tarihin gözlerinden kan damlıyor
tefekkürler ağıt yakıp ağlıyor.
Gül meclisinde Nemrut'un dikenleri
doyumsuz abı hayat çıkmazına
bir namlunun ucundan can akıyor
mızraksız bir ilmihalin
satır satır hecesinden
an an zaman kayıyor...
meleğimin kanatlarına dokunmasın
harbi ziyanın ellerii
ne şark ne garp olmasın perişan
ne dil bilsin, ne el bilsin intizarı
namlu ucundaki sitem dua olsun ahuzara
AYSUN GÜL
Aralık 18th, 2010 at 01:20