Silah ve Biz
Silah konusunda yapılan yasal düzenlemelerin, alt yapısını detaylarıyla bilmiyorum. Bildiğim tek şey, artık silah edinmenin bundan böyle daha kolay olacağı…Elbette bu durum “kodum mu oturtan” toplumlar açısından bulunmaz Hint kumaşı… Tabi bir de “bundan iyisi Şam’da kayısı” durumu var. Hangisini tercih ederseniz… Dolayısıyla bize “cuk” oturan bir şey…
Acaba ezanda kulağı olmayanın namazda gözünün olmaması, okumada kulağı olmayanın bilimde, teknikte, kültürde, sanatta, sporda gözünün olmamasının yolunu açar mı ki?
Tuhaf bir cümle kurduğumun farkındayım elbette… Zaten tuhaf bir ülkede yaşadığımızın da farkındayım. Cümlenin tuhaflığı da oradan geliyor.
Silah hadisesinde yetkililer bize şu mesajı veriyor olabilirler mi acaba?
“Ey vatandaş! Ben artık seni koruyamıyorum. Başının çaresine bak…”
Bakarız bakmasına da; hayatı boyunca bırakın silah taşımayı, bir çakı bıçağı bile bulundurmayan vatandaşlar ne olacak?
Bu uygulamayı başlatan yetkililer, zannımca bunun da bir çözümünü bulmuştur. Yoksa herkese silah verilmeyeceğini bilmezler mi? Bilirler elbet…
Mesela ne yapabilirler?
Bir sabah kalktınız ve bir de baktınız ki; belediye hoparlörlerinden bağıra çağıra bir ilan… İlanın metni de şu: “Sevgili vatandaşlar! Silah kullanmayı bilmeyenler, filan güne kadar Halk Eğitim Merkezi’nde açılan silah teknikleri kursuna katılmak zorundadır. Katılmayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır. Sonra da vay ben duymadıydım, vay ben bilmiyordum demeyin.”
Ardından da işyerlerinde, kahvehanelerde, ev gezmelerinde silah üzerine koyu sohbetler… “Senin tabancanın özellikleri neler? Silahı hangi teknikle kullanıyorsun? Düğünlerde şaka olsun diye insanlara silah doğrultmayı düşünüyor musun? Sen hangi ocağa incir ağacı dikeceksin? Hangi eve ateş düşüreceksin? Kimin canını yakacaksın?” gibi saçma sapan sorularla başlayan sohbetler üstelik…
Şaka gibi… Ama bu dediklerimin benzerleri olursa hiç şaşırmayın bence…
Bu uygulamanın hangi kriterlere göre başlatıldığını anlamış değilim. Herhalde herhangi birine kafayı taktığımızda kendi adaletimizi sağlama kriterine göre başlatıldı.
Ya da maazallah ülkemize bir saldırı olursa galiba tabancalarımızla savunma yapacağız.
Öte yandan anlamakta zorlandığım ve zaten anlamayı başaramadığım bir başka boyut da şu: Bir yanda sigara yasağı sınırları iyiden iyiye genişletiliyor, diğer yandan can güvenliğimizi tehlikeye atacak silah uygulamasına gidiliyor.
Sanıyorum burada perhizle lahana turşusunun akrabalığı söz konusu…
Sigarayla insanların kolunun bacağının kesilerek sürüne sürüne ölmesini istemeyen bir anlayış, aynı anda insanların temize havale(!) edilmesine yol açacak uygulamalar yapabiliyor.
Aslında buna niye şaşırıyorum ki ben? Belli ki; cesedimizin yakışıklı olması isteniyor. Öbür tarafa parça pinçik gitmemizden hiç kimse hoşlanmıyor. Sizin aklınıza başka bir neden geliyor mu?
Bu uygulama devlet bütçesine katkı için de yapılıyor olabilir. Fakat bana göre toplumsal bilinçaltımızda daha korkunç bir tehlike yatıyor.
Silahla kurtardığımız bu toprakları, silahla yaşatacağımızı düşünüyoruz. Şiddet, kavga, kaba güç, öfke… vs. duygularla çağdaş uygarlığı yakalamayı ümit ediyoruz.
Devletin sunduğu bu korkunç imkândan yararlanacak olanlar, en son hangi kitabı okudu acaba?
Sanığa başka sorum yok.
HOŞÇAKALIN