Sıkıntının Temeli Sistemsizlik…
Ne yazık ki , Van da bir deprem daha oldu. Yazımı yazdığım şu ana kadar 40 insanımızı kaybettik.( Cenab-ı Hak rahmet etsin.) Ve şimdi suçlu arıyoruz.Bu otellerde inceleme yapılıp yapılmadığını , sağlam raporu verilip verilmediğini merak ediyoruz. Bu kadar kayıptan sonra, öğrensek ne çıkar? - Bu arada ,yetkililerin; “artçı depremler bitti , evlerinize dönebilirsiniz” dediği iddia ediliyor.( Ve ne yazık ki provakatörlerce de istismar ediliyor.) - Yetkililer , her zaman olduğu gibi yine bol bol konuşuyor, laf üretiyorlar.
Halbuki önemli olan , laf değil iş üretmektir. 1- Gerçek anlamda “denetim sistemini” ne zaman gerçekleştireceğiz? Ne zaman , kamu binalarının , öncelikli yıkılması ayıbına son vereceğiz?( Son olayda doğum hastanesinin , çok ağır hasara uğraması bunun en yeni örneğidir. Bu binayı kim yapmıştır? Kim denetlemiştir?) Ne zaman her önüne gelenin müteahhitlik yapmasına mani olacağız, bir sisteme bağlayacağız? Ne zaman , rüşvet / kayırma/ yolsuzluk /yandaşlık / düzenini sona erdirecek , dürüst ihaleler yapacağız?(Sayın Başbakan , deprem için toplanan paraların , yol paralarına harcandığını söylüyor. Peki bu yolları hangi yandaşlar yapmıştır? Niçin, denetim yapılmamıştır? Kısa sürede , berbat duruma gelmiştir.) 2- Depremde , sadece şiddet değil, süre ve yeryüzüne yakınlık vb. faktörler de önemlidir.Kaldı ki ; statik hesapları doğru ise , malzemeden çalınmamış ise, akslar tam oturmuş ise, inşaat sırasında betonların sulanması ihmal edilmemiş ise , beton karışımı ölçülerine uygun ise, yani inşaat usulüne uygun yapılmış ise,tüm bu facialar da yaşanmayacaktır.
Yeter ki ; yetkili makamlar , ciddi bir denetim sistemi uygulasınlar, kontrollerde taviz vermesinler, rüşvete / baskıya / yandaşlığa imkan tanımasınlar. Şuan , ne kamu nede özel inşaatlar için , ciddi bir denetim söz konusu değildir. Kanun Hükmünde Kararnameler ile iş iyice karışık hale getirilmiştir. Sadece “ruhsatsız yapılara “değil ruhsatlı yapılara da güvenilemez. Zira bunların “oturma ruhsatı” var mıdır? Varsa titiz kontroller sonrası mı verilmiştir? Maalesef , bizim insanlarımızı hırs bürümüştür.Gözleri doymamaktadır.İlle de , projeye aykırı işler yapmak, kaçak katlar ilave etmek, olağan hale gelmiştir. 3- Özel inşaatlarda , yakın bir gelecekte , bir “banker faciası” yaşanması çok mümkündür. Sadece , İstanbul’da , proje üzerinden 175 bin daire satılmıştır.Özellikle kredi faizleri yükselince, ekonomi biraz tökezleyince , bunların çoğu yapılmayacaktır. Maalesef tam bir vurgun ve soygun olayı yaşanacaktır.
Halkımız , dolandırılmaya pek heveslidir. Bir türlü aklını başına almamakta , sonrada devlet nerede diye feryat figan etmektedir. Tam sayfa ilanlara , TV ekranlarına göre , hareket edenin , varacağı sonuçta budur. Maalesef , bu konularda , ne ciddi bir denetim vardır, ne de vatandaşa yol gösterecek resmi makamlar. Tam anlamı ile “vahşi kapitalizm “ hüküm sürmektedir.Bu arada , İstanbul gibi şehirler de hızla bir beton yığınına dönüşmektedir. Tek amaç rant daha çok ranttır.Bu binalar iskana açılınca yollarda değil otomobiller, insanlara bile yer kalmayacaktır. 4- Ne yazık ki , bu sistemsizlik, yapanın yaptığının yanına kar kalmasına izin vermektedir. 1999 depreminde , bir tek Veli Göçer , günah keçisi yapıldı. Başka suçlu bulunmadı.Şimdi Van’da da aynı tabloya şahit olacağız.Hiç bir suçlu bulunamayacaktır. ( Müteahhitler ile Siyasilerin bu kadar iç içe geçtiği bir sistem nasıl suçlu bulacaktır)Kaldı ki asıl suçlu bu başı boşluğa izin veren gerekli denetimleri sıkı sıkıya yapmayan iktidarlardır. 5-Türkiye’de her şey dejenere olmuştur.Tam bir sistemsizlik ve denetimsizlik söz konusu dur .
Bunu önleyecek , suçluları bulup cezalandıracak bir yargı sistemi de yoktur. Anayasa değişince , bunlar sona mı erecektir? Asla . Zira ; çözüm ahlaki yapının , iyileşmesinden ve eğitim sisteminden geçmektedir.insanların kalpleri ve kafaları bozuk ise , hiçbir mevzuat işe yaramaz. A dan Z ‘ye her sahaya neşter atılması şarttır.Askeri ve sivili ile hepimizin uyacağı bir düzen kurulmalıdır.Kimseye taviz verilmemelidir. İmtiyazlı sınıflar kalmamalıdır. Partizanlıklar , torpiller , sona ermelidir. Ve elbette , iktidar ıslahata önce kendisinden başlamalıdır…