Şiir Dersi
Yazının bu başlığını gören acaba ilköğretimlerde yeni bir ders mi konuluyor gibi düşünebilir. Şimdilik öyle bir şey yok fakat bir edebiyat öğretmeni olarak böyle bir dersin konulmasının da gerekliliğine inanıyorum. Peki şiir insanlara ders verir mi? Tabii ki verir.. Şiir insanlara ders verir, onları eğitir, onlarda ayrı bir bakış açısı oluşturur. Şiir insanı büyüler, peşinde koşturur. Şiir insanı okur, okutur. Kısacası, şiir insanı terbiye eder kendi kalıbına sokar. Dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi asırda olursa olsun şiirle yaşayan bir ruh kendini belli eder. Çünkü şiir insanın yürüyüşünü değiştirir.
Şiir kıskanç aşık gibidir; onunla ilgilenmezsen yavaş yavaş çekilir. Aynı zamanda senin onu sevdiğin kadar kendini sana açar. Bazen şiir ilaç gibidir; vaktinde ve saatinde alman gerekir. Ayrıca, her yüreğin şiiri farklı olmalıdır, aynen ilaç gibi. Her hastanın ilacı farklı olduğu gibi herkesin şiiri de farklı olmalıdır. Her şiir herkese hitap edecek, her şiir herkese kendini açacak diye bir kural yoktur. Bir yürek hangi şiire ihtiyacı varsa o şiir sırlarını o yürekle paylaşır. Aksi takdirde o yürek “şiir koma”sına girebilir.
Şiirin insanlar üzerindeki etkisi üzerinde konuşmak istersek sanırım bir kitap konusunun ilk kapağını açmış oluruz. Şiirler insanları etkilemesi noktasında Allah (cc) kutsal kitabında insanları uyarır. Çünkü insanın böyle bir zaafı vardır. Yürekten damıtılarak söylenen sözler direk karşıdakinin yüreğine işler. Çünkü şiir yazmak “yürek kurşunu” ile “hedef yüreği” vurmaktır. Yüzlerce sayfada anlatmak istediğini şiirle bir cümlede söylersin. Karşıdakinin yüreğine işler gidersin. Aynen bir kurşun ahlakı gibi. Vurursun, çeker gidersin. İnsanın benliğini sarsarsın. Bu uğurda adı anılacak çok şair var. Nef’inin boğulup denize atılmasını mı söyleyelim, Nesimi’nin derisinin yüzülmesini mi? Şiirleri yüzünden sürgüne gönderilen Tanzimatçı şairlerden mi bahsedelim? Yoksa hapse atılanlardan mı?
Nitekim Sezai Karakoç bir şiirinde:
İsyan şiirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
Harfler harp düzeni almıştır mısralarda
Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır
Kimi bir soygun sofrasında ışıklı salonlarda
Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır.
Şiirin insanlar üzerindeki etkisini çok hoş bir şekilde ifade etmiştir. Şiirin insan bünyesindeki etkisine çok güzel bir örnektir Sezai Karakoç’un bu güzel şiiri.
Şiir aşktır. Aşkın dilidir ve aşkın dili farklıdır. İnsan neye âşıksa onun şiirini yazar. Aşığın yüreğinden kopan damlalar şiirin ham halidir. Bu damlalar yeryüzüne ulaşınca şiir olurlar.
Divan edebiyatında ve halk edebiyatında yüzlerce binlerce şair yetişmiş ama buna rağmen şiirde söylenecek sözler bitmemiştir. Her dönemin her toplumun kendine göre bir şiiri oluşmuştur. Anadolu halkının sıkıntılı dönemlerinde bile şiir insanlardan kopmamıştır. Onların ruhlarına ses olmuş onların duygularına tercüman olmuştur. Yine de şiirin söyleyecek sözü bitmemiş ve şiir susmamış, susturulamamıştır. Çünkü şiir hayattır, çünkü şiir hayatın kendisidir. Çünkü şiir hayat kadar insan kadar canlıdır.
Şiir insanlara dersini her zaman öğretecek, insanlara her zaman yol gösterecek ve insanlık kervanıyla beraber sonsuza kadar yürüyecek…Şiirin sözü ne zaman biter insan bitince…..
Saygılarımla
Sayın Mesut Bey; Bir insan şiir yazıyorsa hayata başka bakıyor demektir. Ama öğrencilerimize şiir konusunda ders verilirse çok iyi olur. Hepsi birer edebiyatçı ruhu almış olurlar. En azından almaya çalışırlar. Şiir insanın iç dünyasıdır. Şiir kalplerin dile gelmesi, sessizliğin bozulması, gözlerin bakmayı öğrenmesidir. O yüzden şiir hayatın bir parçasıdır. Önerinizi kutluyorum. Saygılar.
Ağustos 12th, 2010 at 10:09Sayın Nesrin Ateş Şengülen Hanım, öncelikle yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Evet, haklısınız şiir sevgisi vermek gerekiyor öğrencilere ki yeni nesil daha farklı yetişsin. Ben bireysel olarak şiiri sevdirmek için elimden geleni yapıyorum derslerimde. Saygılarımla...
Ağustos 12th, 2010 at 11:34Mesut Kaymakçı
Eğitimci - Yazar
Bırakınız şiiri, edebiyatın dahi öğretilebilir-öğrenilebilir bir kavram olduğu tartışmaya çokça açıktır. Şiiri öğrencilere mecburi törenlerde zorla okutulan, resmiyetin olmazsa olmazı gibi gösterirseniz elbette öğrenciler şiir sevmezler. Ayrıca öğrencinin şiir sevmediğini nereden çıkarıyorsunuz ? Sadece onların şiir anlayışı farklı. Bugün underground diye tabir edilen pekçok edebiyat sanat dergisinde onca gencin şiiri var ve yazmayanlar dahi inanılmaz ilgi gösteriyor. Saygılarımla...
Ağustos 12th, 2010 at 18:16Sayın Emre Çakır Ben MEB'e bağlı edebiyat öğretmeniyim. Hassasiyetelerinize aynen katılıyorum. Fakat, şu var bizim de bağlı olduğumuz bir MEB müfredatı var. Bu müfredatın çok da dışına çıkamayız. Resmi törenlerin yapılmasına siz karşı olabilirsiniz saygı duyarım. Yalnız yeni yetişen gençlik eğitime şiire biraz çıkarcı gözle bakıyor. Ne işime yarayacak cinsten bir mantık.. Yazımı okuduğunuz için size ayrıca teşekkür ederim Sayın Emre Çakır Bey
Ağustos 12th, 2010 at 19:53Saygılar........