Sıfır Faiz Olsaydı…
ki de bir, sıfır faiz sözcüğünü duyup duruyoruz. Sıfır faiz sözcüğü kulağa hoş geliyor da, acaba sandığımız gibi masum bir şey mi?
Bizler sanıyoruz ki,
bankaya gideceğiz, banka bize sıfır faizle kredi verecek. Birde, taksite bağlayacak, bizde borcumuzu ödeyince mutluluktan uçacağız.
Bankalar parayı ucuza alıp, pahalıya satan örgütlenmelerdir. Varlığı budur. Faiz yoksa banka yoktur. Faiz yoksa, bankacılık sermaye birikimi de yoktur.
Peki, ne demek bu sıfır faiz?
Ülkelerin merkez bankaları parayı basar, özel bankalara belirli faiz ile verir.(Politik faiz) Bankalarda, düşük faiz ile aldıkları bu paraları, yüksek faizle, kredi diye, kredi alanlara satar.
Sıfır faiz diye konuşulan faiz; merkez bankalarının diğer bankalara kredi diye verdiği paranın faizidir.
Banka sahibi ya da banka ortakları, topladıkları faiz gelirlerini, vergisi çıktıktan sonra, kendi özel hesaplarına aktarılır.
2001 de Türkiye’de, 2012 de Yunanistan’da olduğu gibi, krizin geleceğini gören bankacılar, faizden biriken paralarını yurt dışına çıkardılar.
Kriz dönemlerinde, halk ne olup bittiğinin farkında olmadığından, merkez bankaları yeniden, bankalara düşük faizle, ya da şimdilerde olduğu gibi, sıfır faizle para doldururlar.
Böylece kriz ortamında ve krizden çıkarken bankalar iki vurgunu birden yaparlar.
Avrupa Merkez Bankası, bankalara verdiği faizi 0,75’e kadar düşürdü. FED’in bankalara verdiği faizler de, 0,25 ‘e kadar düştü.
Yani hemen hemen sıfır oldu.
Egemen sınıfların gücü ellerinde tutmaları, para basma yetkisi ile mümkündür.
Bunun adı da, finans kapitaldir.(modern tefecilik)
Merkez bankasının para basma yetkisi var da, bankaların para basma yetkisi yok mu?
Var!
Borca dayalı para yaratma düzeni, bankaların merkez bankasındaki munzam karşılığının dokuz katı kredi vermesi demek, mevcut parasının dokuz katı para basması demektir.
Bankaların ortağı olduğu büyük şirketler, hisse senedi satarak, bir nevi para basarlar.
Yani küçük esnaf, küçük işletmeci ve çalışanların dışında, egemen güçlerin hepsinde para basma imkânı vardır.
Ortada bu kadar likidide bolluğu, sonunda krizinde anasıdır.
Faiz üzerinden sömürü, çalışanların karşılayabileceği sınırı aşınca, talep daralır.
Buna dayalı olarak kredi talebi daralır.
Yani basılan paraları ve kâğıtları satacak yer kalmaz.
Egemen sınıflar açısından, merkez bankalarının, ya da Amerika’da olduğu gibi, FED’in faizleri sıfıra düşürmesi demek, bastığı dolarları sıfır faiz ile bankalara vermesi demektir.
Yani egemen sınıflar için sıfır faiz vardır.
Özetin özeti; faiz, çalışanların egemen sınıfa ödediği haraçtır.