content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

22 Şub

Şiddete Mahkum Kadınlar

Zaman ağırlaştı sanki ve yalnızca bazı olaylarla akıyor. Hele bugünlerde sağ, sol şiddet. Meclis’te şiddet, güneydoğuda sokaklarda şiddet.

Ahval böyle olunca, kadına şiddet

meşrulaşıyor ülkede. Hunharca öldürülen Özgecan’ı anarken, gün geçmeden bir adam 17 yıllık karısını parçalıyor, başka biri sevgilisini çocuğunun gözleri önünde bıçaklıyor. Elbette şiddet, öncelikle bir eğitim meselesi. Kültürel bir bakış ama çözümler de nerede düğümleniyor iyi görmek lazım.

***

İzmir’de kadın şiddetini önlemeye yönelik çabalarıyla tanınan, Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi Eşitliği Başkanı avukat Birgül Değirmenci ile konuştuğumuzda görüyoruz ki, çok laf az yol kat etmeye devam ediyoruz. Değirmenci, aynı zamanda İzmir Barosu Kadın Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi’nin kurucularından. Bugün İzmir’de şiddet gören kadınların başvuracağı ilk adres İzmir Barosu. Peki ya ondan sonrası...

***

Değirmenci, Baro olarak nöbetçi avukatlarla şiddet gören kadına gece gündüz ulaştıklarını, hukuki ve psikolojik destek verdiklerini belirtiyor. Şiddet uygulayanlara karşı anında yasal süreç başlatılıyor.

O aşamadan sonra tek yol kalıyor şiddet gören kadını sığınma evine götürmek. İzmir gibi bir kentte bile kadın sığınma evi sayısı sadece 8. Onların da çoğu sık sık tadilatta!!

***

Peki ondan sonrası’ diye soruyorum Değirmenci’ye. Aslında bu süreçten sonrasının normal şartlarda Türkiye’nin imza attığı, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren Avrupa Konseyi İstanbul sözleşmesi ile yasal güvenceye alındığını söylüyor Birgül Hanım.

İstanbul devletin mutlaka şiddet gören kadına ekonomik destek sağlaması gerekiyor. Anasınıfından itibaren ilköğretimde kadın erkek eşitliği, toplumsal cinsiyet derslerinin getirilmesi de zorunlu. Bu sözleşmeye imza atıp uymamanın bedeli ağır ancak Türkiye’nin taktığı söylenemez.

***

Kadın sığınma evine yerleşen kadınların meslek ve iş sahibi olmaları sosyal devletin zorunlulukları arasında. Ancak Bakanlık da dahil asli çözümle ilgilenen yok. Oysa Türkiye’de, İzmir’de birçok sivil toplum örgütü var, KOSGEB var. Onların desteği ile sığınma evlerindeki kadınların meslek sahibi olması, işe yerleşmeleri de sağlanabilir.

Aksi halde ne oluyor; söyleyim. Mesala İzmir’in şiddet gören kadınlarının yüzde 70’i, yeniden şiddet gördükleri eşlerine sığınıyorlar. Çünkü başka çareleri yok.

***

Şiddetten kaçarken şiddete sığınan kadınların ülkesi oldu Türkiye!! Ekonomik güvencesi olmayan kadın korkuyor ve ‘çocuklarım perişan olmasın, geri döneyim’ diyor. Önlem olarak mağdur kadınların kimlik bilgilerinin gizlenmesi ise başka felaket. Kadının kimliğini gizliyorsunuz ama ona yaşaması için maddi destek sağlamıyorsunuz, kadın kimliksiz ne hastaneye gidebiliyor, ne de otobüs kartı çıkartabiliyor. Mecburen yine eve dönüyor.

***

Milyonlar sokağa dökülüyor, şiddete karşı haklı isyanımızı dile getiriyoruz, lakin daha yolun çok başındayız. Çünkü milyonlarca lafın arasında tek tük bile adım atılmıyor. Sığınma evlerinin sayısının artması, buradaki kadınların mutlaka meslek sahibi olmaları gerekiyor. Engelli, hükümlü çalıştırma zorunluluğunun mağdur kadınlara da getirilmesi şart. Diyoruz ki; sorunlara parmak basacak çözümlerin yerine ‘Şiddet uygulayana idam mı gelsin, hadım mı olsun’ diye kamuoyunun oyalanmasına izin vermeyelim. Bu oyunlara daha fazla gelmeyelim.

 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank