SGK Soygunu Devam Ediyor!
Uzun yıllar SGK’da görev yaptım, burada çok şey öğrendim, bir gönül bağım var ve bundan dolayı da SGK’nın uğradığı haksızlıklara tahammülsüzüm.
Açıkçası bazen de SGK’nın adeta Nasrettin Hoca misali bindiği dalı kestiği uzaydan gelmiş uygulamalarını da anlamakta zorlanıyorum.
Sosyal sorumluluğumuz gereği uygulama hatalarını anlatıyor, yazıyor ve hem vatandaşın maruz kaldığı haksızlıkların giderilmesini ve hem de kurumun mağdur olmasını önlemeye çalışıyorum.
Yıllar önce müfettişliğe başladığımda, bir üstadımız latife yaparak prim ödeyenler beddua ederek ödedikleri için SSK bir tülü düzelmiyor demişti de gülmüştüm. Bugün bunu neden söylediğini daha iyi anlayabiliyorum.
***
Prim borçları göz kamaştırıyor
SGK’ya prim borcu olan şirketlere baktığımızda en çok temizlik, güvenlik, personel destek gibi şirketlerin başı çektiği görülüyor.
Bundan yaklaşık 1 yıl önce yine bu köşede 29 Haziran 2012 tarihindeki yazımda “SGK'yı nasıl dolandırıyorlar” başlığı ile konuyu gündeme getirmiş ve SGK’nın hatalı uygulama ve genelgeleriyle bilerek veya bilmeyerek her yıl milyarlarca lira dolandırıldığını yazmıştım.
Aradan bu kadar süre geçti ama SGK’da halen ses yok.
SGK'nın 2011/13 sayılı Genelgesi'nde, "İhaleli işin konusunun temizlik veya güvenlik hizmetlerine ilişkin olması halinde, bu işlerin devamlı mahiyetteki işyeri sigortalıları ile yapılması düşünülemeyeceğinden, belirtilen nitelikteki ihale konusu işler için geçici mahiyette işyeri dosyası tescil ettirilmesi gerekmektedir." diyerek hatalı bir yorum yapılınca SGK müdürlükleri de, özel firmaların yardımcı işler kapsamındaki alt işverenlik işleri olan güvenlik ve temizlik hizmetleri ile personel tedarik hizmetleri için alt işveren dosyası açmıyor ve alt işverenlere kendi adlarına işyeri tescili yapıyor. Geçici dosya açılınca da asıl işverenler prim borçlarının ödenip ödenmediğini takip edemiyor. Diğer bir deyişle özel sektör işlerini de kamudan alınan ihaleli iş gibi değerlendirip alt işverenlere kendi adlarına dosya açılıyor. Bu uygulama hem İş Kanunu’na ve hem de SGK mevzuatına aykırıdır.
Kamu kurumlarında hak edişler ödenirken SGK ve vergi borcu olmadığı sorgulandığı için sorun olmazken, özel şirketlerde bu sorgulama yapılmıyor ve şirketler iş anlaşıldığında büyük bir sıkıntı yaşıyor.
Bütün şirketlere tavsiyemiz, temizlik, güvenlik, personel istihdamı gibi hizmet aldıkları firmaların prim ve vergi borcu olup olmadığını ve çalışanlarının sigorta bildirimlerinin yapılıp yapılmadığını sürekli kontrol etmeleridir.
Gerçekten binlerce işçi çalıştıran şirketlere işyeri açılışlarında ve uygulamalarda her türlü zorluk çıkartılırken, dolandırıcılar tabiri caizse her gün onun-bunun üzerine sahte işyeri açılışı yapıyor. Tabi primlerini ödemiyor. 4-5 yıldır yazıyorum ama hala bu sorun devam ediyor. Bir koltuk, bir masadan oluşan izbe han köşelerinde kurulmuş kağıt üzerindeki firmalar adına binlerce işçi çalıştırılıyor gözüküp bir kuruş vergi-SGK primi ödenmiyor. Yine büyük şirketlerin temizlik, güvenlik, personel tedariki vb. işlerini yapan bu firmalar da ne SGK primi ödüyor, ne de vergisini.
*********
Çözüm ne olmalı
Bir genelgedeki basit bir hatayı düzeltmek bu kadar mı zordur? Neden halen hatalı ve yanlış uygulamada ısrar ediliyor anlamakta zorlanıyorum.
Konuyla ilgili suiistimallerin son dönemlerde hızlı bir şekilde artmış olmasından dolayı SGK mutlaka bu konuya özel düzenlemeler getirmelidir. Mutlaka alt işveren işleri için asıl işveren dosyası altında taşeron kodu ile bildirim yapılmalıdır.
Esasen SGK mevzuatına göre de zaten alt işverenlerin mutlaka asıl işveren dosyası altından aracı (alt işveren) kodu ile açılacak dosyadan bildirim yapılması gerekiyor. Böylece asıl işverenler alt işveren borçlarını daha kolay takip edebilecek ve SGK’da soyulmayacaktır