Şeytan Suyu Karakola ve Boykot
Batı yahut özelde Amerikan hegemonyasının sembolüne dönüşen CocaCola, John Stith Pemberton adlı bir kimyacı tarafından 1886'da üretilir.
Yahudi ve Mason bir kişi olan John Stith Pemberton, morfin ve kokain kullanırdı ve kanserden ölür.Şurup şeklinde bir “ilaç”(!) olarak geliştirilen CocaCola, 9 yıl süreyle ABD eczanelerinde sinir sistemi yatıştırıcısı olarak satılır. Genellikle de siyahîlere reçete edilir.
1895'de “gizemli” bir içeceğe dönüştülürek, içecek halindeki ilk satışlarına da yine Jacob’s Eczanesi’nde başlanır.
Natural News’de yer alan bilgiye göre, 1903 yılına kadar içeriğinde 60 mg kokain vardır. Daha sonra kokain oranı azaltılır. 1929’da ise kokainin çıkarıldığı iddia edilse de, özütün kokain yapraklarından elde edilmesi nedeniyle, halen az miktarda da olsa kokain ihtiva ettiği sanılıyor.
Kola ismi de, kafein ve kokain de içeren kola fındığından gelmektedir. Hem kokain, hem de kafein bağımlılık yapıcı bir madde olup birlikte alındığında bağımlılığı daha da artırır.
Yine ‘cocaine.org’ adlı sitede yer alan bilgilere göre, CocaCola firması her yıl Güney Amerika ülkelerinden 8 ton civarında kokain ithal etmekte.
Araştırmacı Mike Adams, ürünlerinin bağımlılık yapmadığı ve sağlığa hiçbir etkisi olmadığını iddia eden CocaCola’ya, bunca kokaini nerede kullandığını sorduğunu, ancak bir türlü açıklama almayı başaramadığını belirtiyor.
Birçok kişi, CocaCola ile diğer kolalar arasında belirgin bir fark olduğunu ve bunun gizemini koruduğunu belirtip, bunun nedeninin ihtiva ettiği kokain olabileceğini iddia ediyor...
CocaCola ya da başka kolalarda kokain var mı yok mu’ kesin olarak bilmiyoruz. Ama ilk başta kokainin kullanıldığı, bu nedenle şüphelerin sürdüğünü belirtelim.
NOEL BELASI COCACOLA'DAN MİRAS
Malum Hıristiyan dünyasından bize de nüfuz eden “Noel belası” da, CocaCola firmasının geliştirdiği bir ikondur. CocaCola renklerinden oluşan yani kırmızı kıyafet ve beyaz sakallı Noel baba karakteri, 1931’de CocaCola’nın grafikeri olan Haddon Sundblom tarafından geliştirilir.
Dünya çapındaki reklamlarda kullanılan bu karakter, bir yandan kapitalizmin sembollerinden biri halini alırken, diğer yandan da kültür emperyalizminin neler başardığının da delilidir.
Hikâyenin başına dönecek olursak, ürünün formülü Asa Griggs Candler’e, bugün açısından sembolik bir bedelle satılır. CocaCola’yı 26 yıl işleten Candler, şirketi 1919’da 25 milyon dolara devreder veya satmak zorunda bırakılır.
Yahudi-Amerikan ifsat kültürünün ana sembolü olan bu kara içeceğin (siz en iyisi ona zehir demekten çekinmeyin) özel bir formülü olduğu iddia edile gelir.
Günümüzde farklı markalarla pazarlanan kola firmalarına özüt sağlayan CocaCola ile diğer kolalar arasındaki temel fark, sadece nitelik ve oranları olabilir mi kimse emin değil.
COCACOLA TÜRKİYE'NE NASIL GELDİ?
Bu şeytan suyunu Türkiye’ye getiren kişi Kadir Has’dı. Mason Demirel’in has dostu olan bu zat, kolayı ilk olarak Adana İncirlik üssündeki PX adlı mağazada tanımış. Kendi ifadesiyle, içmeye başladıktan sonra bağımlısı olmuş. Bulamayınca da, Beyrut’tan getirip evine depolamaya başlamış.
Kolanın neredeyse iliklerine kadar işlediği anlaşılan Kadir Has, Türkiye temsilciliğini almak için 1950’de Amerika’ya gider. Kolacılar önce bu aç gözlü işadamına kapıyı gösterirler.
Seyahati bedavaya getirmekte kararlı olan Has, orada yine Yahudi Amerikan Emperyalizm’in ana sembollerinden biri olan McDonald’s’la tanışır. Bu kez onun kapısını çalar.
McDonald’scılar; “Biz ürünlerimizde özel et kullanıyoruz. Bu et, Türkiye’de üretilemez. Hamburgerimizi Türkiye’de imal etmek için buradan et hatta patates ithal etmeniz gerekir. Ama sizin bunu satın alacak döviziniz bile yok” diyerek burada da kapı gösterilir kendisine... Şimdi bu etin nasıl bir şey olduğunu düşünün bakalım...
“Vatan Borcumu Ödüyorum” isimli hatıratının 181. sayfasında Kadir Has, gelişmeleri şu şekilde anlatmaya devam ediyor.
Türkiye’de darbe olmuş, Demokrat Parti iktidardan uzaklaştırılmıştır. Darbeciler, o zamanki adı Milli Emniyet Teşkilatı olan MİT’in başındaki İlter Türkmen’ın babası Behçet Türkmen’i de görevden uzaklaştırır.
Behçet Paşa’nın Amerikalılarla olan ilişkisini iyi bilen Has, kendisinden yardım ister. Paşa, CocaCola’nın Türkiye temsilciliğini almayı başarır. Bunun karşılığında da kurulacak şirketten yüzde 5 hisse kapar.
İNÖNÜ VE DEMİREL DESTEKLEDİ Devir, CHP ve İnönü iktidarı, günlerden ise 1964'ün 16 Eylül'ü... Bugünü önemli kılan şey ise, Türkiye'de yediden yetmişe herkesin damarlarında dolaşmaya, benliğini değiştirmeye, bilincini karartmaya, ibadetlerini şaibeli hâle getirmeye başlayacak olan şeytan suyunun üretimine başlanması...
Türkiye’de başlayan bu üretimle CocaCola, 126'ncı ülke olur. Bugün EfesPilsen'in patronu Tuncay Özilhan tarafından üretilip dağıtılan CocaCola, Kadir Has’ın temsilcilik kararına kadar bu ülkeye girmediği için yaklaşık 60 yıl bu şerden korunmuşuz
Yıl 1965 olmuş, iktidara Demirel gelmiştir. Sanayi Bakanlığı’na ise Mehmet Turgut. Kadir Has bu defada CocaCola firmasının bir başka markası olan “Fanta”nın üretim ruhsatı için, Bakanın kapısını çalar.
Bakan Turgut, uyanık Kayserilinin talebini “Fanta’da kafein var. Memleketimizin narenciyeleri dalında çürüyor. Niçin onları değerlendirmiyorsunda yabancı markaları Türkiye’ye getiriyorsun” diyerek reddeder. Ama bu kez Amerikan uşağı Demirel devreye girer ve iznin verilmesi için bakana baskı yapar. Bakan ise Türkçe bir isimle olması şartıyla izni vermek zorunda kalır. Bu nedenle de Kadir Has, yeğeninin adı ile yani “Elvan” markası ile üretime başlar.
Azabı çetin olasıca Demirel bastırmaya devam edince, kısa bir süre sonra da Fanta ismiyle üretim izni alınır.
Kadir Has sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bu sihirli ürün bugün 200’den fazla ülkede, insanları esir almış durumda..."
Bugün bu üründen, dünyada saniyede 8 bin, yılda ise 252.288.000.000 (252 milyar 288 milyon) kutu tüketiliyor. Yani dünyanın CocaCola tüketimi, kişi başına ortalama 36 kutu civarında. Söz konusu firma, dünyanın içilebilir su kaynaklarının da yüzde 25’ini tek başına kullanıp, milyarlarca insanın temiz su hakkını gasp ediyor.
BAŞINDA BİLDERBERG'Cİ MUHTAR, ELLERİNDE HELAL SERTİFİKASI Başında ise bazılarının "Türk" diye öykündüğü, New York doğumlu Bilderberg üyesi Tarsus asıllı ‘Muhtar Kent’ var.
CocaCola’dan sonra pazarın en büyük ikinci kola şirketi, 1898’de kurulan Pepsi’dir.
Helâl sertifikaya itibar edenler için söylemeliyiz ki, bu iki cola firmasının da “helâl(!) sertifikası” var.
Bu da ne ki, İranlılar EfesPilsen ve başka birçok bira markasına bile "helâl(!) sertifika"sı verdiler.
MONSANTO'YU BÜYÜTTÜLER CocaCola, bugünün kimya, ilaç, tohum, gıda, GDO devi olan ve 1900'lü yıllarda kurulan Monsanto'nun bugünkü gücünü elde etmesi için büyük destek sunar.
Cola ve benzeri ürünler; içindeki kimyasallar, kalitesiz sular, katkı maddeleri, alkol ve devletlerden dahi gizlenen içerikleri nedeniyle insan neslini tehdit ediyor.
Bu ürünleri tüketilir bulmak şöyle dursun, üstüne bir de helal sertifikası vermenin ahlaki hiçbir yönü yoktur.
BOYKOT MESELESİNE GELİNCE...
Boykot sadece Gazze’ye savaş ilan edildiğinde yapılması gereken bir şey olmayıp, her zaman Müslüman’ın direniş kalelerinden biri olmak zorunda...
Bugün bilinçaltımız ve DNA’larımıza kadar Yahudileştirildik. Allah’tan mayamız sağlam da, bu acı günlerde de olsa boykot yapmak aklımıza geliyor. Biz ki, bir kafirin ürününü almaktansa ölmeyi tercih etmesi gereken kimseler olmamız gerekirken, yazık ki bunu başarma iradesinden yoksunuz.
Uzun zamandır arkadaşlık ettiğimiz bir grubu, Irak'ın 2003'deki işgali sırasında Amerikan sigarasını içmeye devam ettikleri için, tüm ilişkimi kesmiş biri olarak, bu konuda gerekli hassasiyeti gösterme gayretinde olageldim. Irak işgalinde “Amerika’nın sembollerini tüketmiyoruz” adlı bir kampanya başlatmış idik. Deloitte’nin verilerine göre bu kampanya hayli etkili olmuş, CocaCola Türkiye’nin pazardaki pastası yüzde 11 kadar azalmıştı.
Ama bu azalma kola tüketiminden kaynaklanmamış, muhtemelen o da eski bir Amerikan kolası olan RC kola yani KolaTurka’ya yönelmişti. Boykot, bir markadan başka markaya kayarak yapılabilir elbette. Ama kaydığınız markanın yararlı olduğundan ve kimliğinden de emin olmanız şartıyla.
Burada söz konu olan kola ise insana yararı şöyle dursun, zararı tartışmasızdır. Bu nedenle tercihi başka bir kola markasına yöneltmenin adı boykot değildir. Ayrıca bu tür ürünler satılmamaya başladığında, firmalar markalarını muhafazakâr tüketicilerin yöneldiği firmaların şapkası altına alıverirler. Bir çok Ülker ürününde görülmeye devam ettiği üzere.
Müslüman ferasetli ve basiretli biri ise, bütün bunları bilmek ve ona göre önlem almak zorundadır.
İsrail’e para aktarma meselesine gelince... KafaCola’nın gelirinin belirli bölümünü İsrail’e aktardığı iddia edilir. Bunu CocaCola üzerinde okumak eksik kalır. Soruyu şöyle sormalı: İsrail'i desteklemeyen ya da para aktarmayan kaç batılı firma var? Elbette bu tür firmalar tıpkı BM benzeri örgütlerin yaptığı gibi, İsrail Terör Örgütü'nü desteklemektedirler.
'O halde doğru boykot nasıl yapılır' sorusunun yanısıra, Maliye ve Ekonomi bakanlarının boykot hakkındaki akıl tutulmasına da bir sonraki yazıda devam edeceğiz inşaallah! İŞTE COCALANIN RESMİ ORTAKLIK VE DİĞER İLİŞKİLERİ