Sevimli Hayvanlar Okulu
Tavşan, kuş, balık, sincap, ördek ve öteki hayvanlar bir okul kurmaya karar verirler. Her biri, bir öğretim programı hazırlamaya başlar. Kuş uçmanın, balık yüzmenin, sincap ağaca tırmanmanın ve öteki hayvanlar da kendi özelliklerinin öğretim programına alınmasını diretirler. Böylece, öğretim programına hayvanların tamamının istedikleri dersler konur.
Hayvanların tamamını, bütün dersleri mecburen almak zorunda bırakırlar. Tavşan, koşma dersinde en başarılı hayvandır, hiçbiri onun gibi koşamaz. Ama öteki hayvanlar, tavşanın uçmayı öğrenmesinin iyi bir zeka ve duygu eğitimi olacağı konusunda diretirler. Böylece tavşan uçma dersine katılmak zorunda kalır. “Haydi uç bakalım tavşan” denir. Zavallı küçük tavşan havaya sıçrar, yere düşer bir bacağı kırılır, kafatası çatlar. Beyni zedelendiği için, daha sonra iyi koşamaz bile artık. Dolayısıyla koşma dersinden “pek iyi” yerine “iyi” alır. Uçma dersinden de, hiç olmazsa çabalayıp denediği için orta alır.
Eğitim programını hazırlayan kurul sonuçtan memnundur. Benzer bir durum kuşun başına gelir. Uçma dersinde çok başarılıdır, havada taklalar bile atar ve “pekiyi” alır. Ama onun da bir köstebek gibi toprağı kazması istenir. Tabi, kuşun kanatları zedelenir, gagası kırılır ve bir daha doğru dürüst uçamaz hale gelir. Kurul ona uçma dersinden orta verdiği için memnundur. Böylece sürer gider bu.
Son sınıfın birincisi kim olur biliyor musunuz? Aklı pek gelişmemiş olan yılan balığı, çünkü herşeyi biraz becerebilmiştir. Baykuş okulu bırakır. Şimdi de, okullarla ilgili bir seçim olduğu zaman “Hayır” oyu kullanıyormuş.
Bu öyküde anlatılanların ders dolu olduğunu biliyor, ama bu konuda kalıcı ve herkesi kucaklayıcı şeyleri yapmıyoruz. Büyük bir dahi olabilirsiniz. Dünyanın en ünlü yazarlarından birisi olabilirsiniz, ama “matematikte başarılı olamazsanız üniversiteye giremezsiniz, filan dersi başaramazsanız liseden mezun olamazsınız”… Ne saçma! Kim olduğunuz önemli değildir. Devam zorunluluğunu tamamladıktan sonra okulu bırakan şu kişilere bakın: John F. Kennedy, Thomas Edison
“Ağaca tırmanmayı öğrenmek istemiyorum. Yaşamımda hiçbir zaman ağaca tırmanmayacağım ki! Ben bir kuşum, bir ağacın tepesine tırmanmak zorunda kalmadan uçarak ulaşabilirim.”
“Çocuklarımızdan, kendimize benzeyen kırgın-hasta-kör-sağır ama zeka düzeyleri yüksek insanlar meydana getirdiğimiz zaman doyuma ulaşıyoruz.” Ronald David Laing
“Düşündüğümüz bildiğimizden çok daha az, bildiğimiz sevdiğimizden çok daha az, sevdiğimiz var olandan çok daha az. Böylece, gerçekte olduğumuzdan çok daha az kendimiziz.” Ronald David Laing
Bu yaz dönemi oullarımızın bakım onarımlarının yanında eğitimin içeriğininde bakım onarımı anlamlı olur kanaatindeyim. Bu yazım Leo Buscaglia’nın, “Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek” adlı eserinden alınmıştır.