Sevgiden, Sevgiliye…
İnsanlığın, içsel duygularından birisi de sevgidir. Sevgi, insanın kalbinin bazen kendisi için, bazen de başkaları için attığı bir duygular yumağıdır. O yumak, bazen insanlarla çözülür. Çözülür de bakmışsın ki kendin için değil de başkası için yaşıyor hale gelmişsin. Sevgide, fedakarlık ön planda olmalıdır. Fakat kişiler bazı hisleri yaşamayı göze almaz her duygusunu bastırır söylemez... Bence sevgi söylenmelidir. Söylenmezse sevgi kendisini bulamaz. Sevgi, SEVİLMEK olduğu kadar SEVMEK de olmalı, güzel yaşanası duygular... Misali.
Sevgi, insanların sıcak gönüllerinde, hayatın akışında zaman zaman çiçek olur açar, bu çiçeği sulayıp yaşatmak biz insanların elindedir. Ama topluma baktığımız da insanların yüreklerinde sevgi açmak yerine, tamamen ırmakların denize kavuşma isteği gibi çırpınır çırpınır, çoğalmak yerine azalır. Nedeni ise, kişilerin birbirlerinin sorunlarını göremiyor ya da görme isteğini taşımıyor olmasından kaynaklanıyor.Eskiden sevgiler doğal, karşılık beklemeden, o da beni sever mi demeden, maddiyatsız duygulardı... Üzüldüğüm nokta ise insanların birbirine ve herşeye duyduğu sevgi de artık maddiyatın aranıyor olması... Olmaz olmaz böyle duygular, yaşanmaz böyle hayat... İçinizden nasıl, duygular geçiyor bilmiyorum ama bence her bahar yeni bir sevginin filizi, yeni bir paylaşımın başlangıcı, yeni bir sıcaklığın ilk ateşidir... Hayatta hep şunu düşünürüm, paranın olmadığı, fitnelerin olmadığı, insanların birbirlerini hep sevgiyle karşıladığı, kötüye bile sevgiyle baktığı, içten gelen duyguların herkese olumlu yansıtıldığı, kaktüse dokunuldğunda eline ve yüreğine dikenleri batmayan çiçeklerin olduğu, hayatın pınarında sadece sevgiyle yüzülecek ancak sevginin her zaman artırılmaya çalışıldığı bir dünya var mıdır?
Eveeet, bir de sevgiyi nasıl artıracağımızı merak ediyorum... Bence sevgi bilmekle, öğrenmekle, öğretmekle artar. Bazı insanlar vardır ya: Hep bana, hep bana derler. İşte öyle insanlar hayatta sevgiyi bilmeyenlerdir. Sevgi de duruluk, saflık olmalı, ama günümüzde buna aptallık deniyor. Yani sen ona şunları , bunları ve de herşeyi yaptın saçını süpürge ettin yaranamadın, hala neden seviyorsun da kendini aptal yerine koyduruyorsun der kerkes. Böyle akıl verenlere tavsiyelerde bulunacağım:
TAVSİYELER:
A- Sevgiyi usanmadan arayın.
B- Toplumda hep iyiyi arayın.
C- Karamsar duygular taşıyan insanları örnek almayın.
D- Çocukların, yaşadıkları duyguları gözlemleyin ve çocuk ruhlu olmayı deneyin.
E-Büyük düşünün ve küçük şeylerle oyalanmadan, geçmişle yaşamadan geleceğe sevgiyle bakın.
F- Güzeli görmek için, güzel bakmalı, sevgiyi bulmak için gönül pencerenizi aralayın. AMAN herkese aralamadan, yalnızca SEVGİSİNİ HİSSEDEBİLDİKLERİNİZE açın gönül kapılarınızı...
İçinizdeki duygular sevgi ise eğer, sevgiliye sevgi olarak ulaşmalıdır. Fakat bazen duygularınızı saklamak kendinize zarar verebilir, sevgi söylenmeli ki sevgiliye, sevgi olduğunu farketsin. Sevgi, bir çocuğun yumurcak ellerinde gül misali açsın ki, o eller kıymetlensin, değerlensin. Gül Kokusu ile Sevgiliye ulaşsın...
Sevmeniz, sevilmeniz dileğiyle... Hayırlı akşamlar...
Gülşen Hocam'a Sevgilerimle,
Haziran 1st, 2009 at 09:49Hocam yüreğinize ve ellerinize sağlık. İnsanın iç dünyasını o kadar güzel betimlemişsiniz ki gönlünüz hiç dert görmesin.. İnsan böyle yazıları okurken kendini sürekli yenileme ihtiyacı duyuyor duygusal anlamda. Sizinle iyi ki o otobüste karşılaşmışım... Sizde benim sahip olmak istediğim bilgi deposu var elimden geldiği kadarıyla ondan faydalanmak istiyorum. Umarım bunu becerebilirim.. Hayatınız boyunca o yüzünüzdeki gülümseme hiç solmasın ve kat kat artsın diliyorum...