content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

19 Haz

Sevgi-Ölüm-Cont

Sevgili Okur! Daha öncede defe atla yazdım. “Bütün kaygılardan, acılardan, korkuların kor ateşinden sığınılan kutsal sığınak, sevişmek..” diye.

Yani o kutsal vakti kuşanmak. Aynen ölüm gibi dalıp gitmek..

Ölüm ve sevişmek!..

Ölüm, bir daha geri dönüşü olmayan büyük yolculuk.

Ama sevişmek öyle midir? Sevişmek, bizleri ölüm yolculuğuna o büyük ve müthiş yolculuğa hazırlar.

Düşünelim. Neden? Tanrı böylesine eşsiz bir hazzı içimize kattı? Çoğaltmak için mi? Sadece bunun için diyebilir miyiz? O zaman yılda bir kez bu duygu içimizde uyanırdı.  Ama öyle değil. Her gün ! Yıl boyunca.. Yıllarca.. Şöyle diyelim. Yeni bir canlıya durmak.

Yaratmak ve yok olmak.

Belki de sevişmek: Bizi o büyük, müthiş yok oluşa yani ölüme hazırlıyor. Tüm bunları tam tamına bilmiyoruz. Düşünmek bir başına yetmez. Önemli olan, birlikte düşünmektir. O zaman mutlak düşünceye daha bir yaklaşmış oluruz.

Biz bir şeyi çok iyi biliyoruz. O da.. Ölümden korkuyoruz. Yüzyıllarca, Mezhepler, meşrepler, sevişmelerimize engel olmaya, gem vurmaya çalışmışlar.. İnsanların sevişme kanatlarını iyi uçamasınlar, zevkin ve sevginin doruklarında gönenmesinler diye yolmuşlar.

Yapay dinler (mezhep ve meşrepler) Aziz ve Azize ya da Züht içre yaşama adı altında insan nefsine yani arzularına savaş açmışlar. Bu uğurda ellerinden gelen her bir şeyi yapmaya kalkmışlar. Adeta sevişmeyi utanılacak bir edim gibi sunmuşlar.

Yani insanın ölüm ve dirim bilgeliğini anlamayı içlerinden söküp almışlar.

Nasıl desek, sanki bir canavarı, bir kedi yavrusu yapmışlar.

Sanki otlağa bırakılmış yılkı atları gibi. Sönük, silik, sinsi, bıkkın, yılgın. Yaşama sevinci, coşkusu, aşkı olmayan insanlar.

Her şeye her güzelliğe karşı olan sinirli, gergin, mutsuz, öfkeli insanlar.

Sevmeyi, sevişmeyi bilmeyenler hayatı da sevemezler.

Böyleleri ölü gibidirler. Kendi içlerinde ayağa kalkıp yürüyemezler. Sürünürler. Kolayca ölürler ve öldürürler.

Oysa Kutsal kitap Kur’an “Bir insanı öldürmenin bütün bir insanlığı öldürmek, bir insanı diriltmenin de bütün bir insanlığı diriltmek” gibi olduğunu hatırlatır.

Sevmesini, sevişmeyi bilmeyenler, diriltmeyi de yani yaşatmayı da bilemezler. Bunlar en ölümcül duygularla yatıp kalkarlar. Yaşamak bu yürür-gezerlerle, aklı tutuklara, zavallılara yani zalimliği, hoyratlığı, hodkamlığı din edinmişlere çok ağır gelir.

Bunlar bir başka söyleyişle, öfkelerine, çaresizliklerine, zavallılıklarına tutunarak yaşarlar.

“Bunların yürekleri çont olmuş gibidir.

BİR AYET

Ey Nebi Allah’tan Kork Nankörlere ve ikiyüzlülere itaat etme.(33/1)

BİR HADİS

Çalma elin kapısını çalarlar kapını..

 

BİR SÖZ

Tatlı Dil Yılanı Deliğinden çıkartır..

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank