content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Ağu

Sevdamız Millet, Kararımız EVET

Bu dünyaya gelirken hiçbirimize bu dünyaya gelmek isteyip istemediğimiz sorulmadı. Bunun yanında hiçbirimize, hangi zaman veya hangi zeminde, hangi millet ya da milliyette doğmak istediğimiz, anadilimiz vs. de bize sorulmadan takdir-i İlahi ile belirlenmiştir. Bizim tercihimize bırakılan hiçbir şey olmadan geldik bu dünyaya… ve ilginç olan giderken de hiçbirimize sorulmayacak ne zaman gitmek istediğimiz… ya da nasıl gideceğiz kaç yaşında, kanser mi? trafik kazası mı? Cinayet mi vs. nasıl gideceğiz ve o sırada kaç yaşında olacağız bu da mechul.. Hani Alexi Carel Nobel edebiyat ödülü alan eserine isim koymuş ya “İnsan denen meçhul”…

Ama bizi yoktan var eden yaratıcı varlıklar içinde de en şerefli varlık yapmış insanı… varlığı insanın emrine amade kılmış. Ruhundan ruh üflemiş…

Ve biz bu şerefli misyonumuzla misyonumuzun gereği olarak insanlık şeref ve onuruyla yaşamak yani insan gibi yaşamak istiyoruz. Ahmet Altan’ın ifadesiyle;

Hiç derdimiz olmasın demiyorum, bildik, sıradan dertlerimiz olsun, bildik sıradan sevinçler yaşayalım.

İşimizi kaybetmekten korkalım, komşuya kızalım, aşık olalım, çocukların okulunu düşünelim, sevgilimizle buluşalım, eşimizle kavga edelim, sonra barışalım, kiranın fazlalığından yakınalım, akrabaların densizliğinden şikâyet edelim, başarılı olmak için çabalayalım, tatil hesapları yapalım, oğlanın düğününe nasıl para bulacağız diye dertlenelim, biri güzel bir laf söylesin sevinelim, bir şakaya gülelim.

İstediğimiz bu kadarcık bir şey.

Ama istediğimizi yaşamak mümkün olmuyor bu ülkede.

İzin vermiyorlar. Bana “sen şusun ya da sen busun” demeyecek kimse.

Bu sıradan hayatı huzurla yaşayabilmemiz için “ne olacağımıza” kendimizin karar vereceği bir özgürlük lazım önce bize. Bu özgürlük alanı aslında Allah’ın her insana olmazsa olmaz verdiği bir lütuf… bu özgürlükten mahrum bıraktıklarını kulluk misyonundan ibadetten dahi muaf tutmuş Rabbimiz. Özgür olmak mesela orucun, haccın, zekatın vs. ön şartı…

Irkları milliyetleri de kendimiz seçmedik dünyaya gelirken… Mecburi istikamet geldiğimiz bu dünyada kulluk misyonu için dahi hürriyet lazım ve elbette istersek başka bir şeyle de kendimizi tarif edebilme hürriyetimiz olmalı. Ne olacağımıza karar verme hürriyeti… “lekum dînukum we-liye dîn” KUR'AN: Kâfirûn Suresi; Sure 109, Ayet 6 “Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”

Ben 1960’ın ağıtlarını milletin idam edilen Başbakanına içten içe ağlamalarını ve öfkesini büyüklerimden dinledim. 12 Eylül 1980 de çocuktum ama hem babama hem ağabeylerime kısaca büyüklerime yapılanları gördüm. 28 Şubat’ı ise iliklerine kadar yaşamış, bir sabah görev yaptığım üniversiteden sözleşmemin gerekçesiz yenilenmediğini, oturduğum lojmanı hemen boşaltmamı, hatta konjektürel olarak ilahiyat eğitimi almış olmama, master, doktorama rağmen hiçbir kamu kurumuna giremeyeceğimi öğrenerek iliklerime kadar yaşadım. Halen davaları devam eden sarıkızı, yakamozu, ayışığını, balyozu vs. içinde bulunduğum siyasi atmosferde iliklerime kadar hissettim. 27 Nisan gecesini uykusuz geçirdim mesela…

Ben bunları yaşarken benim dışımda sıradan yaşamların ötesinde kimler neler yaşadı ve yaşıyor… Yıllarca süren mahkemeler… bayatlayan adalet kavramı… milletin tepesindeki öykünmeci devlet… devletin içine çöreklenmiş konformist ve royalist yapının mimarları… değişimi sahip oldukları rantın kaybı gören zihniyet… bu yapı bir gecede bir ayda bir yılda değişmez belki… ama değişim adına sağlıklı bir adım lazım… bir kararlılık bir niyet.

İşte eksik de olsa, belki şimdilik genel anlamda toptan bir değişimin sadece girişi, dibacesi de olsa 12 Eylül de yapılacak referandumla oylanacak olan Anayasa değişiklik paketi bu milletin özgürlük alanını genişletiyor. Bu milletin kendini ifade alanları genişledikçe dışardan müdahaleler imkânsız olacaktır.

Anayasa değişiklik paketiyle ilgili kararımızı ve kanaatimiz de özetleyelim; 12 Eylül inşallah Türkiye için bir milat olacak. Bu millet çok güçlü bir evet diyecek. Demokraside bembeyaz yeni bir sayfa açılacak. Unutmayın, her evet demokrasiye davettir. Her evet adalete davettir. Her evet özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Hükümet eksik ve yetersiz olsa da gece-gündüz Meclis'te 14 gün çalıştı. Şimdi söz de karar da milletin. Bu anlamda Başbakanımızın söylediği ve meydanlarda millete de onaylattığı anlamda, sevdamız millet, kararımız EVET. Sevdamız millet, kararımız EVET. sevdamız millet, oyumuz EVET…

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Sevdamız Millet, Kararımız EVET”

  1. 1
    Hacı Doğan Says:

    HOCAM.ALLAH RAZI OLSUN. GERÇEKTEN GÜZEL VE ANLAMLI BİR ÇALIŞMA OLMUŞ. TEŞEKKÜR EDERİM.

  2. 2
    Seyfettin Çetiner Says:

    Mehmet Ali bey kimi ortamlarda isminiz duyardım.Yazınızı okudum, düne dair yaşananları ve dünlerden ders çıkararak geleceğe bir EVET le ışık tutulması gerekliliğini anlıyorum...Çok güzel faydalı bir okadar yol gösterici, duygu dolu bir köşe yazısıydı...Teşekkürler elbette evet diyecek ve evet dedirmek için çevremize müdahil olacağız...sevgi ve saygıyla...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank