Şer-i Hukuk, Nereye Kadar?
ABD ve Avrupa’da siyasiler, Başbuğ’un tutuklanmasını değerlendirdiler.
Avrupa Türkiye içinde sürmekte olan çatışmaları, laiklik ve İslamiyet arasındaki çatışma olarak görüyor. Ve gösteriyorlar.
İçimizdeki iflah olmaz Batıcılar da, çatışmayı bu göz ile görüyorlar.
Avrupa resmi ağızları, Başbuğ’un tutuklanmasını ve yargılanmasını haklı gösteren açıklamalar yaptı. Sanki Avrupalıların kendisi İslamcıymış gibi, Siyasi İslam gözü ile Türkiye’deki çatışmalara bakmaktadırlar.
Aslında gerçek düşüncelerini biliyoruz ki, etnik ve mezhepsel çatışmalar, onlar için önemlidir. Daha doğrusu, Doğu bölünsün parçalansın da, hangi yol ve yordamla parçalanırsa parçalansın.
Avrupalının Türkiye’de cereyan eden çatışmaları laiklik/ İslamiyet boyutuna indirgemesi, Türkiye’de kendi yapıp ettiklerini gizlemeye yöneliktir.
Onlarda çok iyi biliyorlar ki, Türkiye içindeki asıl çatışma, bölünmenin yanında olanlarla, ülkesini savunanlar arasında geçmektedir. Yani Amerika ile Türk halkı ve onun Ordusu arasında geçmektedir.
Onun için Türkiye’ye karşı siyasi ve operasyonel müdahaleler yaparken, şu iki iddiayı öne sürüyorlar.
Sizde, dini özgürlük yok.
Sizde, etnik özgürlük yok.
Çünkü etnik özgürlük diye bağıranlar da, dini özgürlük yok diyenler de, Amerika ile işbirliği yapanlardır.
Amerika açısından iki araç da çıkmazdadır.
Dini özgürlükler adı altında feodalizm ve çağdışı ideolojileri desteklemelerini gerektiriyor. Öte yandan desteklediği etnik gurup ise, Türk çoğunluğun karşısında çok küçük kalıyor. Çok küçük etnik bir gurubu, büyük etnositeye hükmeder kılmak imkânsızdır.
Yani Amerika’nın kullandığı etnik ve dini araçlar, kendisini aradığı hedefe götürecek nitelikte değildir.
Aydınlanmanın geriye doğru işletilemeyeceğini bilmeleri gerekir. Halkı aydınlanmanın ne kadar gerisine götürürseniz, toplumla olan çatışma, o kadar, artacaktır.
Yani Fethullahcılığı hayatın tüm alanlarına yayarsanız, hayatın tüm alanlarında gerginlik ve çatışma olacaktır. Hatta kendilerini destekleyen Siyasi İslam’ın tabanında bile, laiklik ve aydınlanmanın kendisine sağladığı nimetlerin farkına varacak ve Siyasi İslam ile çatışacaktır.
Özetle, elinizdeki devlet aygıtını kullanarak, halkı bir miktar aydınlanmanın gerine çekebilirsiniz. Öyle bir an gelir ki, halk yaşadığı laik dünyayı tekrar bilincine çıkarır. Tepki de daha büyük olur.
Devletin hukukunu savunanlar ile Şer-i Hukuku savunanlar eninde sonunda hesaplaşacaklardır.
Şer’i hukuku savunanlar şunu da bilmeliler. Büyük sermaye ile işbirliği yaparak, finans kapitalin tüm isteklerini yerine getirerek, tabanınızı memnu etmeniz imkânsızdır. Büyük işbirlikçi sermayenin ezdiği kitlelere durumu nasıl anlatacaksınız. Şer’i hukuk bu işlere yetecek mi? Şer’i hukukun tutukladığı generallerle tatmin olacak mı?
Büyük bir kitleyi, işbirlikçi sermaye adına ezeceksiniz, onlar da sizin için ilânihaye asker olacaklar.
Amerika ve onun işbirlikçilerini çekin, Türkiye’de hiçbir çatışma kalmaz. Amerika orta doğudan çekilsin, onun desteklediği Siyasi İslam gerileyecektir.
Amerika çekilince, etnik çatışmanın dış desteği çekilmiş olacağından, yeniden birlikte yaşamanın şarları kolayca tesis edilir.
İlker Başbuğ’u Türk devleti tutukladı sananlar, gladyoyu, Amerika’yı görmeyenlerdir. Ya da öyle göstermek isteyenlerdir.
Not; Başbuğ’u tutuklayan ne Şer-i Hukuktur(öyle zannetseler bile), ne de Devletin Hukukudur. Amerika’nın cebri gücüdür.
7.1.2012, bulentyesinoglu@gmail.com