content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
22 May

Sen Benim Vekilim Olamazsın!

Bilinen bir hikayedir, hani adamın biri vali olmuş, ilk işi gönderdiği birkaç adamı ile öz babasını, zorla sürüye sürüye huzuruna getirtmiş... Babasına;
“Baba, baba... Bak sen benim bir halt olamayacağımı söylüyordun, ama ben vali oldum, seni de ayağıma getirttim...” demiş.
Zavallı baba da, yüreği yanık bir şekilde;
“Oğul oğul... Ben sana vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim. Bunda da hâlâ ısrarlıyım. Eğer sen adam olsaydın, babanı huzuruna böyle mi getirtirdin?” diye karşılık vermiş...

İşte, kimileri vali oluyor, belediye başkanı oluyor, milletvekili oluyor, ama ne yazık ki adam olamıyor!.
Ben de, anayasal hakkım olan kişisel tercihimi kullanıyorum ve CHP Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’a buradan sesleniyorum;
“Hemşehrim... Sen asla benim vekilim olamazsın!.. Haberin olsun...”

Ergün Aydoğan’ın, nasıl milletvekili olduğunu hemen hemen bütün Balıkesir biliyor!..
Özellikle de CHP’liler!..
Kesinlikle liyakatıyla gelmediği, en başta gelen bilinmesi gereken bir durum

Deniz Baykal’a yakınlığı, zamanında genel başkanı içi yaptığı katkılar nedeniyle, milletvekilliği adaylığını daha çok hak eden onlarca insan varken, Aydoğan bu özelliğinden dolayı, genel başkan torpili ile diğer adayları ekarte edip, DSP adına birinci sıraya konulan Hüseyin Pazarcı’nın ardından ikinci sıraya oturtuldu.

Ne yazık ki, ülkemizin acı gerçeklerinden biri de, her konuda olduğu gibi vekil tercihinde, ne liyakate, ne zeka ne akıl üstünlüğüne, ne de bilgiye, beceriye ve kariyere bakılıyor!..
Sosyal demokrat olduğu iddiasında bulunan bir partide bile, genel başkana yakınlık, belli görevlere getirilmek için yeterli kriter olarak kabul ediliyor.

İşte, Ergun Aydoğan da bunlardan biri...
Yoksa, böyle olmasaydı, önümde duran bir soru önergesini kalkıp da, cevaplaması isteği ile Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’na yöneltmezdi!..
Verdiği bu soru önergesinden bile vekil Aydoğan’ın ne kadar boş işlerle uğraştığı ortada.
Demek ki, devletin bizden topladığı vergilerle, dünyanın parasını maaş diye verdiği bu vekil, bence aldığını hak etmediği gibi, kendisine tahsis edilen danışmanından tutun, sekreterine kadar kendi emrinde bulunan yardımcılarına araştırma yaptırma becerisinden de yoksun.

Eğer böyle bir becerisi olabilseydi, kendisine gönderilen ve ne idüğü belirsiz bir dosyadan yola çıkarak, hemen böylesine absürd bir soru önergesi hazırlayıp da, bakana sormazdı.

En azından, yardımcılarına konuyu araştırtır, kendisi de, Bandırma CHP İlçe Teşkilatına lütfedip, bir telefon açar ve konu ile ilgili olarak bilgi almaya çalışırdı.
Ama böyle bir vekilden, ancak bu beklenir işte!..
Tombaladan çıkar gibi milletin vekili olununca, sonunda da abesle iştigal konuları peşpeşe gelir.

Memlekette sorunlar diz boyu olmuş, millet artık bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının altında yaşam savaşı veriyor, vekil başbakan telgrafla kutlama mesajı yolladı mı, yollamadı mı diye soruyor!..
Hemşehrim, senin zamanın mı çok, yoksa kala kala sadece bir ilçe müftüsünün yaptıklarını araştırmaya mı kaldın?
Sana o dosyayı kim yolladı bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa, bu konular iki yıldır ortalıkta dolaşıyor ve devletin Diyanet İşleri Başkanlığı da, Valisi de müfettiş üstüne müfettiş gönderip, tahkikat üstüne tahkikat yaptırdı...
Peki senin bunlardan haberin var mı?
Müftü Halil Uzun, benim babamın oğlu değil. Onu korumak da, kollamak da benim vazifem hiç değil. Ama vurmadan önce dinlemek gerekir be vekil bey!.. Sen bunları bilmeyecek kadar mısın?
Anlaşılan, o kadarsın...
Yüreğin yetiyorsa, gücün yetiyorsa, “ben milletin vekiliyim” diyebiliyorsan, o zaman Balıkesir’in aldığı katkı payını arttır da, seni en önce ben kutlayayım.

Haa, tabii becerebiliyorsan!..
Yolsuzluk, yoksulluk, suiistimaller, peşkeşler gırla gidiyor, ama vekil efendi müftü ile uğraşıyor.

Çünkü, aklıevvelin biri önüne bir dosya atmış. O da mal bulmuş magribi gibi dosyaya atlamış.
Anlamadan, dinlemeden, sormadan, soruşturmadan, araştırmadan çalakalem soru önergesi hazırlamış.
Yapacaksan işini adam gibi yap. Yapmayacaksan da bırak. En azından yüzüne gözüne bulaştırmamış olursun.
Eğer senin önüne her dosya atanın yazdıklarına kanacak kadarsan, ben de sana içi boş yüzlerce dosya hazırlayayım. En azından, erken seçim olmazsa seni birkaç yıl idare eder!.. Ne dersin?
Yapma!.. Etme... Eğer sen böyle boş işlerle uğraşmaya devam edeceksen, benim vekilim mekilim değilsin, haberin olsun...
Gerçi, bu zamana kadar olamadın, bundan sonra da o şansını hepten kaybedersin.
Sonra, söylemedi deme...

 

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank