content
31 Mar

Sempatik katil Amerika

ABD’nin resmi makamları Kızılderili kellesi başına 5 dolar ödemiş, devlete ait binaların bodrumları, Kızılderili kafataslarıyla dolmuş taşmışABD Yüz Binlerce Kızılderiliyi Katletti

Kristof Kolomb’un 1492 tarihindeki keşfinden hemen sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın tabi tutulduğu soykırımın adı. O tarihten 1886 yılına kadar süren katliamda,  yüz binlerce Kızılderili ortadan kaldırıldı. Evrim teorisi gibi eline aldı silahı top yekun bir ırkı insafsızca katletti. Beyaz adam geldi, soykırım neymiş tüm dünyaya gösterdi.

Nereden Çıktı Şimdi Bu, Al Başına Bir Soykırım İddianamesi Daha!

Diyenleri duyar gibiyim. Ermeni soykırım yasa tasarısının üstüne, topu büyükbaşa atmak derdinde değilim. Amerika’ya gelip de her köşe başında, her müzede, özel oluşturulan Kızılderili köylerinde, marketlerde, alışveriş merkezlerinde, kendi ananeleri gibi katlettikleri ırkın üzerinden milyonlarca dolar kazanan bu zihniyete teessüfler içerisindeyim. İnsan hata yapar, üzerinden nemalanmak onu insanlığından eder. Her köşe başında Ermenileri nasıl öldürdük diye müzeler açan, standlar kuran bir Türkiye olsaydı Dünya ayağa kalkmaz mıydı? Bu işi Amerika yapınca neden kimsenin gıkı bile çıkmıyor; mantık departmanımı zorladım, havsalam su kaynatıyor farkındayım.

İnne Şâanieke Hüvel Ebter!

ABD’nin resmi makamları Kızılderili kellesi başına 5 dolar ödemiş, devlete ait binaların bodrumları, Kızılderili kafataslarıyla dolmuş taşmış. İlk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulanmış. Nasıl mı? Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırılarak çok sayıda insanın öldürülmesi sağlanmış. O tarihlerde dünya nüfusunun 5’te biri Kızılderili. Ancak bugün, soykırımlarla yok denecek seviyeye geldi. Ancak ABD’liler, soykırım için son derece ilginç bir savunma yapıyor: “Sonuna kadar öldürmedikçe soykırım sayılmaz!” diyor.

Yaban Sığırı Gibi Bir Bir Vurdular Bizi…

Katliamı yaşayanlardan biri olan  Gelincik Louise’nin şu sözleri vahşeti anlatmak için yeterli: “Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi.” ABD askerleri katlettikleri Kızılderelileri açtıkları bir çukura topluca gömdü. Organlarını kopardılar. Bartolome de Las Casas’ın yazdığı ‘Kızılderili Katliamı’ adlı eser, zulmü şöyle anlatıyor: “Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm. Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar...”

Irak’daki Amerikan askerlerinin bir tepeden köpekleri en uzağa atma yarışları geldi aklıma. Bazı dürtüler genetik sanırım. Bebek bulamayınca köpekle yetinen vahşileşen insanın düştüğü “esfele safiliyn” bir durum var ortada.

Sakin Olalım, Anlatmaya Devam Edelim…

Kızılderililere tahammül edemeyen bu zorbalar; onları “halk” olarak bile görmüyordu. ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington’un sözleri de tezi doğruluyor. Washington, yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, “Bu vahşi hayvanların (Kızılderilileri kastediyor) tamamen imha edilmesi gerekiyor”. ABD’nin bir başka Başkanı Theodore Roosevelt de Washington’dan geri kalmadı: “Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10’da 9’u öyledir”.

İşkenceyle Öldürülmeyi Göze Alabilmek…

Savaş sırasında kendini halkı için feda eden bir liderin hikâyesi insanın içini sızlatıyor. Kızılderili lideri Geronimo eşi ve çocukları öldürülünce Dumanlı Dağlar’a sığınmıştı. Dağları didik didik arayan süvariler ilginçtir ki Geronimo’nun izine bile rastlayamamıştı. Hırsını alamayan askerler, köylere saldırıp kadın ve çocukları öldürmeye başladı. Bunu duyan Geronimo sonunda dayanamadı ve halkına zarar gelmemesi için teslim oldu. 1909 yılında bir savaş mahkûmu olarak Oklahoma’da işkence edilerek öldürüldü. Geronimo’nun sembolik mezarı Fort Sill-Oklahoma bölgesinde.

Sempatik Katil Amerika

Bu nasıl bir savaş ahlakıdır? Filmlerdeki kötü karakter bileğinin hakkıyla hamisini deviremeyince bir yakını kaçırıp, onu öldürmekle tehdit ederek gelmeye ikna eder ya aynen o hesap. Bir insanı ele geçirmek için kadın ve çocukları katleden zihniyetin alçaklığının yanında, masumlara zarar gelmemesi için kendi canını feda eden bir insanın dirayeti. Normal bir ölüm de değil üstelik, işkence ile öldürülmeyi göze almak ne denli cesur bir yüreğin örneği.

Amerika sinema ile hayranlık uyandırıyor. Her yere saldırıyor ama gücü tartışılmıyor. Saldırgan ama sevimlilik yaparak göze batmamaya çalışıyor. O insanları görünce bunların neresi vampir diyorsunuz. Bir Rus, ya da Fransız gibi değiller. Belki o yüzden Dünya çapında bir direnişle karşılaşmıyor, kendi insanını ve tüm insanlığı ayakta oturarak ve hatta uyumadan uyutmayı başarıyorlar.

Beyaz Adam Aç Gözlüğünün Bataklığında Boğulacak…

Kızılderili Şef Seatle'ın bir zamanlar söylediği şu sözlerin anlamını ancak fark etti:
Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki rı çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak.toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak.

Gezmek Sorumluluktur

Gezmek sorumluluktur. Onların acıları sizin de canınızı yakar, sizin parçanız olurlar bundan kelli. Farklı ülkelerin insanlarıyla aynı otobüslere, aynı trenlere binmek, onlarla sohbet etmek, aynı lokantalarda yemek yemek, evlerinde sofralarında aynı aşı paylaşabilmek empati denen nuzülsüz musibeti vicdan koridorlarınızı park ediyor.

Serzenişlerdeyim, Durdurmayın Beni!

Zulm kimden gelirse hesap sorabilmek gerekir. Herkes ettiğini bulur, hesap hem burada hem mahşerde sorulur. Amerika bu gün yaptığı zulm ve tecavüzleri birebir kendisi de yaşıyor. Her yıl binlerce insan öldürülüyor ve binlerce kadına tecavüz ediliyor. Kadın erkek birlikteliğinin ve hatta sapkınlığın son derece normal görüldüğü bir toplumda dakikada dört kadının tecavüze uğraması, kapalı toplumları modernizmin önünde engel gören zihniyetlerin yüzünde tokat etkisi yaratmalı. Demek ki olmuyormuş, açıklık, çıplaklık, ahlaksızlığın normalleşmesi, olsa olsa en fazla anormalliği tetikliyormuş.

Kızılderililer Türk Mü?

Kızılderililerin Türk olduğunu öne sürenler, gelenek benzerliklerin yanı sıra dillerdeki ortak kelimeleri de delil olarak ortaya koyuyor. Bir de elbet bozkurt figürünün önemi. Mehmet Akif’in dizelerinde; “Gösterdiği vahşetle bu bir Avrupalı” dizeleri vakanın özeti. Diğerine hangi dil, din, ırk ve cinsiyetten olursa olsun acımak insan olmanın göstergesi. Yapılan haksızlıklara isyan edebilmek için Kızılderililer Türk mü olmalı! Kavmiyetçilikten estağzübillah, vesselam…

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank