Semahat Özdenses Artık Gönülerde Yaşayacak
Türk Musikisinin en önemli kadın bestekârlardan Semahat Özdenses’ i de dün kaybettik. Senelerce önce bestelemiş olduğu pek çok şarkısı bugün hâlâ dillerde. Akşam oldu hüzünlendim ben yine… Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım… Her mevsim içimden gelir geçersin… bunlardan sadece birkaçı. Semahat Hanım besteciliği ile olduğu kadar yorumculuğu ile de öne çıkmış isimlerden biri idi. Besteleri dünya döndükçe çalınacak, söylenecek… sesi kulaklardan hiç silinmeyecek… o artık şarkılarıyla gönüllerde yaşayacak.
Diğer müzik türlerinde olduğu gibi klasik Türk musikisinde de kadın besteci sayısı pek azdır. Reftar Kalfa, Esma Sultan, Adile Sultan, Dilhayat Kalfa, Leyla Saz, Neveser Kökdeş, Melahat Pars, Semahat Özdenses, Faize Ergin, Gevheri Osmanoğlu, Nevzat Akay, Nezahat Soysev, Müzehher Güyer, Nihal Erkutun… ilk aklıma gelen isimler. Semahat Hanım da bu sanatkârlar içinde besteciliği ile olduğu kadar yorumculuğu ile de öne çıkmış isimlerden biri idi.
Sesini ve bestelerini radyolardan dinleyip hayran olduğum Semahat Özdenses’ i ilk defa bundan 20 yıl kadar önce udi ve bestekâr Cahit Gözkan’ ın Çiftehavuzlarda’ ki dergâhında iki haftada bir cuma günleri yapılan ve Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Selahattin İçli, İnci Çayırlı, Cinuçen Tanrıkorur, Ferit Tan, Mualla Gökçay, Fahrettin Çimenli, Niyazi Sayın, Mithat Özyılmazel, Münip Utandı, Adnan Mungan… ve daha nice bestekâr, ses ve saz üstatlarının... katıldıkları musiki toplantılarında tanımıştım.
Daha sonra bu tür toplantılarda pek çok kere onunla berber olma şerefine eriştim. Bizim evdeki musiki gecelerine de birkaç kere gelmişti. Bu gecelerde sanatçılar fasıldan sonra solo şarkılar seslendirirlerdi. Semahat Hanım da çoğu zaman kendine özgü lirik sesi ve yorumuyla Lem’ i Atlı’ nın eserlerinden okurdu.
İşte bunlar içinde bir uşşak şarkı vardı ki, hemen her toplantıda çok duygulanarak okurdu:
Neler çektim neler canân elinden
Tebâh oldum yeter hicrân elinden
Nihayetsiz melâle hicre düştüm
Figân eyler gönül her an elinden
Kendi sözleriyle bestekârlığı
Semahat Özdenses ilerlemiş yaşına rağmen yakın zamanlara kadar beste de yapıyordu, şarkı da söylüyordu. Besteciliği kadar yorumculuğunun da çok önemli olduğu kanaatindeyim; hele de Lem’i Atlı şarkılarında. Tertemiz… pürüzsüz… su gibi akan…lirik bir sesi vardı.
Bestelerinin bazıları halk tarafından çok sevilmiştir. Bunlar içinde en ünlüsü ayrıldığı eşine yaptığı sözlerini Ahmet Cengizoğlu’ nun yazmış olduğu uşşak şarkıdır:
Akşam oldu hüzünlendim ben yine
Hasret kaldım gözlerinin rengine
Gel mehtabım gel sevgilim gel yine
Hasret kaldım gözlerinin rengine
Güftesi Nedim Güntel’ e ait olan hüzzam şarkısı da çok sevilmiş ve pek çok sanatçı tarafından plaklara da okunmuştur:
Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım
Öyle bir an geldi ki mehtap seni sandım
Sevgili rüyana mı aldın beni bir dem
Öyle bir an geldi ki mehtap seni sandım
Semahat Hanım’ ın benim sevdiğim eserleri içinde güftesi Mehmet Erbulan’ ın olan bir hüzzam şarkı da vardır:
Mahzun kalbim günden güne aşkınla eriyor
Ayrı geçen her lahza sonsuz elem veriyor
Ne yapsam çaresi yok, sana yalan geliyor
Ayrı geçen her lahza sonsuz elem veriyor
Bir röportajında bestekarlığını şu sözlerle anlatmış: ‘’Önce sözler yudum yudum içerdim. Sonra aklıma ve ruhuma sinmesini, benden olmasını beklerdim. Ses içimde oluşunca kendiliğinden dökülmeye başlardı. Hakikaten ben fazla bir şey yapmazdım. Şarkılar kendi kendilerine çiçek açardı.
Bir şairinin kaleminden Özdenses
Cansın Erol Semahat Özdenses için şunları yazmış:
O çocukluğumun radyosunun,güzel duygulu sesiydi.O yaşlarda bile bestelerine bayılırdım. Melahat Pars gibi nadir ve çok değerli kadın bestekarlarımızdandı, sevgili Semahat Özdenses.
Müziğin sanatın büyülü dünyası ve şansım o ve onun gibi birçok değerli, büyük sanatçıyı tanıma fırsatı verdi bana. Semahat Hocam son zamanlarda sık,sık arardı beni. Ben de onu. Dertleşir, dedikoduları anlatırdı bana. Sevgili Selahaddin İçli yi çok severdi. Selahaddin beyin amcası büyük bestekar Şerif İçli ile olan dostluklarını anlatırdı. Şimdi Maltepe Huzur evinde. Sık,sık gidiyorum ziyaretine.
Hastalığına rağmen yine de hatırlıyor.
Geçen akşam, Pop Starda izledim onu.Belleğinin ona vefasızlık etmesine rağmen, şarkılarını ve o büyük alkışları duyduğu anda ki yüzünün ve gönlünün ifadesini içime doldurdum hazla. Göz yaşlarımı tutamadım. Kıpırdatamadığı ellerini o alkışlara cevap vermek için, kaldırmaya çalışıyordu.Ve çok mutlu olmuştu biliyorum.
Sanatın, müziğin büyüsü güzelliği ve gücü, ışık ışık, kalbinde tekrar uyanıyordu ve kalbinde hissediyordu eminim.
Akşam oldu hüzünlendim ben yine… Her mevsim içimden gelir geçersin ve daha nice ölümsüz bestelerin bestekârı güzel sesi sen ve senin gibi değerli sanat abideleri eserleriniz ve sevgilerinizle sonsuza kadar yaşayacaksınız ve hep var olacaksınız. Önünüzde bütün kalbimle ve saygıyla eğiliyorum....
Bir hatırası
Son sözü Semahat Özdenses’ e bırakalım. Rahmi Kalaycıoğlu’ unun Türk Musikisi Bestekarları Külliyatında bir hatırasını şu sözlerle anlatmış:
‘’ Ankara Radyosunda bir akşam üstü saat 17:30’ da yapacağım bir programım var. Refakat edecek sanatçı arkadaşlar henüz ortada yoklar. Sadece Ruşen Ferit Kam Bey var. Yayının başlamasına yarım saat var. Nihayet, bu yayını tek kemençe ile yapmak mecburiyetinde kaldık. Spiker geldi, stüdyo kapıları kapandı, kırmızı ışıklar yandı ve okunacak eserler anons edildi. Hiç unutmam, uşşak makamından b,ir gösteriş yapan kıymetli hoca Ruşen Ferit Kam Bey ile programı tamamladık. Bu heyecanı, sanat hayatım boyunca her zaman hatırlarım. Programın bitiminde beni hoca tebrik etti ve anlımdan öptü.’’