Şehitlerimize Rahmet Diliyorum
Kerem Çalışkan yazdı: “Kitlendi Kapılar/Mekan ağladı”
Başkanlık hayali ile yatıp kalkan Erdoğan 400 değil 550 milletvekili de alsa sahip olamayacağı bir ünvana sahip…
TC ordusu başkomutanlığı…
Erdoğan anayasa gereği sahip olduğu bu unvanın kendisine ‘müesser olması’ndan ne kadar mutlu ve kıvançlı olduğunu geçenlerde açıkladı…
Ancak ordu ve askerler onun kadar mutlu olmasalar gerek…
Çünkü Erdoğan başkomutan, ordu perişan…
İki ayda verilen asker-polis şehit sayısı 100’ü geçti..
Peki neden? Erdoğan’ın başkomutan olarak ordunun verdiği bu ciddi kayıplar konusunda bir sorumluluğu ve hatası var mı? Varsa ne?…
Bu konuya Türkiye’de başta ordu yönetimi olmak üzere herkes ciddi olarak eğilmek zorunda…
Erdoğan Paşa’nın hataları sürerse, Hulusi Paşa’nın da yapacağı fazla bir şey yok…
Erdoğan düğmeye basıp PKK’ya karşı Kandil’i bombalatıp savaşı başlattıktan sonra Türk ordusu ve polisi ülkenin Güneydoğu’sunda hemen her gün PKK’nın mayınlı pusuları ve saldırılarında şehitler vermeye başladı…Önceleri günde 4-5 olan şehit sayısı son günlerde günde 15-16’ya kadar yükseldi…
Evet tetiği ilk çeken bölgeyi kopartma hesabıyla Kandil ve PKK oldu…
Aldıkları 80 milletvekili onlara saldırıya geçme sinyali gibi geldi…
Ve 7 Haziran seçim sonuçlarını beğenmeyen Erdoğan da, yeni bir seçimde milliyetçi oyları toplayıp HDP/PKK’nın oylarını düşürmek için PKK’ya karşı bu savaşı başlattı…
Siyasi hamle olarak kendi açısından doğru olduğunu varsayalım…
Peki ya askeri açıdan bu hamle ne kadar planlıydı?
Yani Erdoğan Kandil’i bombalarken, PKK’nın ülke içinde total bir savaş başlatacağını ve Türk ordusuna polisine ciddi zarar verebileceğini hesaplamamış mıydı?
Onu bu konuda uyaran TSK, Emniyet, MİT yetkilileri olmadı mı?
Erdoğan Dağlıca katliamı akşamı TV’de ‘PKK’nın çözüm sürecinde ülkede silah stokladığını’ itiraf etti…
Erdoğan’ın gazetesi Sabah daha önce PKK’nın bu dönemde 80 bin silah stokladığını manşetten vermişti… Bu silahların önemli bir bölümün mayın ve patlayıcılar olduğu da ortaya çıktı…
Peki Erdoğan ve Sabah bunu yeni mi öğrendiler?…
Erdoğan PKK’ya karşı Kandil’i bombalayıp savaş başlatırken, PKK’nın bu silahları, mayınları gömdüğü yerden çıkarıp ateşleyeceğini, patlatacağını bilmiyor muydu?…
Ona kimse söylemedi mi?
Çünkü Kandil sonrası ortaya çıkan tablo, asker ve polisin yıllarca Erdoğan tarafından PKK’ya karşı pasifize edilip, eylemsiz hale getirildikten sonra, birden savaş başlayınca pasif savunma durumundan çıkamadığını ortaya koydu… Asker-polis araç ve konvoyları mayınlarla patlatıldı…Onlarca şehit verildi…
Garnizonlar ve karakollara PKK roket atarlarla saldırdı…Yine onlarca şehit verildi…
Demek ki Erdoğan Kandil’i bombalarken, asker-polise PKK’ya karşı ‘total savaş, topyekun savaş’ talimatı vermemişti…
Bunu nereden anlıyoruz?
Bunu asker ve polisin PKK’ya karşı savunma durumunda kalmasından anlıyoruz…
Demek ki, Erdoğan başkomutan olarak askeri açıdan ciddi bir hata yaptı…
Başlatacağı savaşın, PKK tarafından anında ülke içinde asker-polise yönelik, oldukça geniş bir alanda karşı saldırılarla bir ‘total savaşa’ çevrileceğini göremedi…
Türk ordusu ve polisi, Kandil bombalanırken neden PKK’ya karşı topyekün ve organize bir atağa geçemedi? Neden savunmada kaldı? Hatta neden kaderlerini bekler gibi PKK’nın gelip kendilerine saldırmasını beklediler?.. Neden ülkede PKK birimleri saptanıp bunlara karşı harekete geçilmedi?
Askerlik bu mudur? Strateji bu mudur? Taktik bu mudur?…
Hayır bu değildir!…Osmanlı diye atıp tutan Erdoğan ve Davutoğlu, Osmanlı’da böyle askeri kayıp veren sadrazamların kellesinin anında gittiğini bilmez mi? Hatta bu tür yenilgiler nedeniyle askerin ayaklanıp padişah devirdiğini okumamışlar mı?..
Erdoğan orduyu, polisi PKK ile savaşa hazırlıksız ve aniden sokmuştur…
PKK’yı ülke içinde etkisiz hale getirecek askeri önlemleri ordu ve polise aldırtmamıştır…
Zaten 13 yıldır Erdoğan PKK’yı başıboş bırakırken, askerin polisin elini kolunu bağlamıştır…
Ve son olarak Erdoğan 7 Haziran sonrası siyasi hesap yaparken askeri hesabı unutmuştur…
Erdoğan’ın asker gibi, kurmay gibi davranmasını beklemiyoruz…
Ancakbırakın tecrübeli bir siyasetçiyi, 50 yıldır bu ülkede yaşayan her Türk vatandaşı, PKK’yı bombalayınca, bu örgütün ülke içinde sana karşı eyleme geçeceğini bilir…
Bunun için asker olmaya da gerek yoktur…
Erdoğan PKK’ya karşı savaşın total bir savaşa dönüşeceğini göremedi…
Orduyu polisi buna göre organize ederek savaşa sürmedi…
Erdoğan 2007’den beri askere polise operasyon yapmama talimatı verirken, eylemsizliğe sürüklerken, askeri güçleri pasifize ederken, operasyon yetkisini askerden alıp valilere verirken, valilere de ‘çözüm süreci’ diye gözlerini PKK’ya karşı kapatma, görmeme, duymama tavsiyeleri yaparken…ne oldu?
PKK çözüm sürecinde silah stokladı… (Erdoğan bunu söyledi…)
PKK çözüm sürecinde şehirlerde militan eğitip stokladı… (Erdoğan bunu henüz söylemedi…)
PKK şimdi stok mayınları stok militanlarla patlatıyor…
Asker-polis ölüyor…Halk ağlayarak, acı çekerek seyrediyor…
Herkes acı ve öfke içinde… İsyan duygusu yayılıyor…
Çünkü Erdoğan bu savaşı yönetemiyor…
Çünkü bunun bir savaş değil, siyasi bir manevra olduğunu düşünüyor…
Seçim kazanmak için başlattığı bir siyasi manevra olarak görüyor…
400 vekil alınca son vereceği bir siyasi oyun zannediyor…
Hayır Sayın Başkomutan!…
Bu siyasi bir oyun değil, bu bir savaş…
Savaşta Türk ordusunu polisini böyle hazırlıksız düşmanın önüne atarsan o koltukta oturamazsın…
Böyle bir savaşı başlattıktan sonra 400 vekil de alsan durduramazsın…
O şehitlerin kanı senin siyasi manevra hesaplarını boğar…
Evet, Erdoğan askeri açıdan yanlış kararlarla ve sürekli hatalarla askeri polisi halkın gözü önünde göz göre göre kırdırtıyor…
Eski bir halk türküsü vardır… Enver Paşa’nın Sarıkamış’ta askeri bile bile ölüme sürüklediğini anlatır…
Şöyle der türkü:
‘’Oltu’dan girdik de Sarıkamış’a
Akıl ermez orda yatan üleşe
Askeri kırdıran Enveri Paşa
Kitlendi kapılar, mekan ağladı…’
Enver Paşa, Almanların emriyle Osmanlı ordusunu Sarıkamış’ta yanlış askeri kararlarla kırdırmıştı… Savaşın başında 80 bin şehit verilmişti…
Şimdi de Erdoğan yanlış askeri kararlarla, PKK karşısında Türk askerini polisini kırdırıyor…
Türkiye kitleniyor, mekan ağlıyor!…
Kerem Çalışkan