Şehit, Gazi, Niyazi…
Başbakan'ın açıkladığı ''sivil şehitlik'' yasa tasarısına, MHP Lideri Devlet Bahçeli cevap vermiş...
Hem Başbakan'ın açıklamasını okudum, hem Bahçeli'nin cevabını... Ne yazık... Biri muhafazakarlıktan, diğeri milliyetçilikten, bu ülkede ''şehit'' kavramının en çok ''ekmeğini'' yiyen, en çok oy ve rant sağlayan iki ismi, bir diğerine yar etmemek için iki ucundan çekiştirirken, öyle içi boş, öyle manasız, öyle faşizan bir tanım ortaya koymuşlar ki...
Başbakan, varlığı bilinen ama kendisi ispatlanamayan derin devlet örgütünün kurşunuyla katletilen Hrant Dink'i şehit ilan ederken, Bahçeli ''şehit olmak için Müslüman olmak şart.'' diyor... Derin devletin, gladyonun kurşunlarıyla, bombalarıyla ölen yüzlerce insanı kimse hatırlamıyor...
Başbakan, Uludere'de ordu tarafından bombalanarak katledilen 35 kişiyi şehit ilan ederken, Bahçeli ''şehit olmak için Türk olmak şart.'' demeye getiriyor... Polis kurşunuyla, işkencesiyle, biber gazıyla ölenleri kimse anmıyor.
Başbakan ''Kuran'' diyor, Bahçeli ''iman'' diyor... Afganistan'da düşen helikopterde can verenlerin, ''kimin uğruna'' öldüğünü kimse konuşmuyor. Allah yolunda mı? Vatan için mi? NATO yolunda mı? Amerika için mi? Hani nerede şehadet?
''Şehitlik'' her dinin, her kültürün, her toplumun çeşitli tanım ve isimlerde önem verdiği bir olgu...
Öyle ki, bir kesimin ''terörist'' dediği, öbür kesimin gözünde ''kahraman'' ve ''şehit'' iken, bir tarafın şehidi diğer tarafın düşmanı oluyor...
Bana göre pisi pisine, hiç uğruna canından olan, sizin için kutsal bir amaç uğruna kendini feda eden bir yiğit...
Bu yüzden, bu yasa tasarısı aslında doğuştan kadük... Bu tarz manevi ünvanları, hele ki rüşvet olarak dağıtır gibi yasalara, kalıplara bağlamak imkansız... Ancak muhalefetin çapsızlığı da ayrı bir konu...