Seçim Güvenliğini Sağlamak Zorundayız
1 Kasım 2015 seçimleri Türk siyasi tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacaktır. Yüce milletimiz ya Haçlı zihniyeti ve onun maşalığını yapan PKK, İŞID, DHKP-C ya da istikrara oy vermesi gerekecek. Ülkede güçlü bir hükümetin
kurulmamış olması PKK terör örgütünü ve onun yandaşlarını harekete geçirmiştir. Ülkemizde bir kargaşa ortamı çıksın, Türkiye iç savaşa girsin onların temel arzusudur. 1 Kasım inşallah bu ihanete dur deme günü olacaktır.
Seçimler halkın iradesinin Meclis’e yansımasını sağlayan en önemli araçtır. Bu aracın doğru kullanılması demokrasinin sağlıklı işlemesinin olmazsa olmaz şartıdır. Bu şartın gereğinin yerine getirilmesi ise hem siyasi partilerin hem de devlet kavramının temel unsurları olan kurumların temel görevidir. Bu kurumlar içinde yer alan en önemli unsur yargıdır. Nitekim anayasamız seçimlerin adil bir şekilde planlanması ve icra edilmesi görev ve sorumluluğunu bir yargı organı olan YSK’ya vermiştir
Türkiye 1 Kasım'da yeniden sandık başına gidiyor. Ama seçim güvenliği tartışılıyor.. Bölge (Doğu ve güneydoğu) halkı silahların gölgesinde yeniden sandık başına giderse bu durum silahlı örgütün işine yarar. Uzmanlar sandık güvenliği için gerekli tedbirlerin acil bir şekilde alınması için harekete geçilmesi gerektiğini bildiriyor.
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ TERÖRÜN GÖLGESİNDE KALDI
7 Haziran Genel Seçimlerinden sonra özellikle bölgede ortaya çıkan sonuçlar örgütün silahlı baskısı ve tehditleri altında halkın sandık başına gittiğini ortaya koydu. Sandıklarda seçime katılım neredeyse yüzde yüz çıktı. Geçersiz oyun hemen hemen hiç çıkmadığı bölgede özellikle kırsal kesimde bütün oylar örgütün desteklediği partiye verildi.
Çözüm süreci devam ediyor gerekçesiyle devlet örgütün silahlı baskısına göz yumdu. Seçim sonrasında bölgede örgütün yaptığı baskı ile ilgili en üst düzeyden itiraf gibi açıklamalar geldi.
Seçim güvenliği sadece bir günle sınırlı olarak düşünülmemelidir. Seçimden önce siyasi partilerin seçim çalışması yapabilmesi, adayların seçim propagandası için rahatlıkla gezebilmesi gerekiyor. Seçmenin özgür bir şekilde sandığa gidip hür iradesini sandığa yansıtabilmesi için sandık güvenliğinin mutlak manada sağlanması gerekiyor. Çünkü sandıkla beraber, seçmenin güvenliği seçim sonucunu etkiliyor.
Seçim propagandası ve seçim çalışmaları için güvenli ortamın hazırlanması gerekiyor. Çatışmalı bir ortamda halk tedirgin bir şekilde sandığa gideceği için hür iradesi ile oyunu kullanamaz ve bu hür irade sandığa yansıyamayacaktır.
TERÖR BASKI VE ZULÜM DURDURULMALI
Terör Örgüt üyeleri köylüyü tehdit ediyor; “Bu köyden başka partiye oy çıkarsa köyü yakarız” diyor. Seçim temel bir anayasal haktır. Halkın iradesinin önündeki engellerin bertaraf edilmesi gerekiyor. 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerinde, Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri, Van, Muş, Mardin, Ağrı ve Batman illerinde kurulan yüzlerce sandığın sonuçlarına ilişkin haberler gazetelerde yayınlandı. Özellikle kırsalda seçmenin tamamına yakını sandık başına gitmiş ve hepsi de örgütün silah ile desteklediği partiye oyunu vermiştir.
Bazı sandıklarda çıkan oy, seçmen sayısından daha fazlaydı. Sandık görevlilerinin de hepsi o partiye oy vermek zorunda kalmıştı. Eğitim düzeyinin en yüksek olduğu illerde bile seçmen yanlışlıkla oy kullanabilirken Diyarbakır'dan Hakkâri'ye, Mardin'den Şırnak'a kadar bütün illerde binlerce sandıkta neredeyse hiç geçersiz oy çıkmadı.
PKK BÖLGE HALKINI TEHDİT EDEREK OY ALDI
Seçime katılım rakamları da çok çarpıcıydı. Normal olarak diğer illere göre seçime katılımın daha düşük olduğu bölge illerinde, halk bu sefer Türkiye ortalamasının çok üstünde sandığa gitmiş ve örgütün silahla desteklediği parti Türkiye tarihinde görülmedik oranda yüksek oy almıştır. Bu kesinlikle halk iradesi değil, örgüt tehdidinin planlı ve organizeli oy kullanımı sonucudur.
Hiçbir şekilde kırsalda ve köylerde örgüt militanlarının silahlı bir şekilde gezmesine izin verilmemelidir. Bunlar silahla halka baskı yapıyor, insanları malı ve canı ile tehdit ediyor. Halka güven verilmelidir. Seçim dönemi boyunca tüm partilerin seçim propagandası yapabilmesi gerekiyor. İstedikleri her yere gidebilmeleri gerekiyor. Buna engel olan her türlü baskıya da güvenlik güçleri engel olmalıdır.
Sandık başkanlarının tarafsız kişilerden seçilmesi gerekiyor. Örgüt ile bağlantılı olan kişilerin sandık başkanı yapılmaması çok önemlidir. Sandık başkanı olarak seçilenler sol sendikalara mensup ve örgüte yakın kişilerden oluşuyor ve taraflı davranıyorlar. Taraflı davranan sandık başkanlarına cezai müeyyidelerin uygulanması gerekir. Müşahitlerin itiraz hakkı olmadığı için sandık başkanının tarafsız ve adil olmaları zorunludur.
Seçimlerde güvenlik güçlerinin sandık alanlarında her hangi bir baskı unsuru oluşturmaması için ve vatandaşların özgür bir şekilde oy kullanmalarını sağlamak amacıyla konulmuş olan yakın mesafe kuralının bazı art niyetli insanlar tarafından suiistimal edildiği görülmektedir.
VATANDAŞLARIMIZ OYUNU ÖZGÜRCE KULLANABİLMELİ
Vatandaşların özgür bir şekilde oyunu kullanması için sandık alanı dışına çıkarılan güvenlik kuvvetlerinin aksine, sandık alanı içerisinde sandık kurulu üyeleri ve diğer şahıslar tarafından baskı altında tutulması ve sandık başı hileleri ile seçimlere gölge düşürülmesinin oluşturduğu izlenimi oluşturmaktadır. Bu durumun yeniden değerlendirilmesi ve önlenmeye çalışılması gerekmektedirGüvenlik kuvvetlerinin sandık kurulunun istekleri doğrultusunda hareket etmesi, art niyetli sandık kurulu başkanları ve üyeleri tarafından kendi amaçları doğrultusunda şekillendirilmekte ve vatandaşların şikâyetlerinin değerlendirilmesinde ve yapılan haksızlıkların tespitinde sıkıntılar yaşanmaktadır.
Güvenlik kuvvetlerine sandık alanlarında hareket imkânı sağlanmalı ve art niyetli insanlara karşı caydırıcılık unsuru oluşturulmalıdır.
Her türlü haince saldırının bertaraf edilmesi için Türk Silahlı Kuvvetlerine ve güvenlik birimlerimize önemli vazifeler düşmektedir. Bu birimlerimiz sandık çevresinde dolaşmalı sandığın ve oy kullanacak olan halkımızın can güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri almış olmalıdır.
SANDIĞA VE SANDIK KURULUNA SAHİP ÇIKABİLMELİYİZ
Her seçimde güvenlik güçlerimiz vazifelerini dürüstçe yapmaktadırlar. Asıl sorun sözlü şiddet bağlamında yaşanacaktır. Hiç şüphe yoktur ki, sandıktan çıkacak olan istikrarlı bir hükümet ve demokratik bir seçim daha çok örgütün aleyhine olacaktır. Sağlıklı bir seçim sürecicadeleyi savunan kişilerin, örgüt militanlarının ve tepe yöneticilerinin şiddet eylemlerini boşa çıkaracaktır. Bölge halkına baskı uygulayan, seçim sandık güvenliğini tehdit eden ve silah zoruyla oy toplayan bir terör örgütüyle karşı karşıyayız.
1 KASIM SEÇİMLERİ ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Siyasi Partiler arkalarını terör örgütlerine dayayamaz. Bu yasal değildir ve siyasi bir sorumluluk gerektirir. Hiçbir siyasi partinin muhatabı terör örgütü olmamalıdır. Baskı, zulüm ve terörle adalet tesis edilemez. Unutulmamalıdır ki seçimler insanların maddi ve manevi mutluluğu için birer araçtır. Her fert, bir vatandaşlık vazifesi anlayışı içerisinde ve kendisinin bir değer olarak ülkeye yaptığı katkının gurur ve mutluluğunu, seçimlere hür iradesiyle katılarak yaşayacaktır. Mutsuz insanların, gayri memnun vatandaşların çoğunlukta olduğu ülkelerde demokratik bir seçim yapılamaz.
Türkiye gündemini güçlü dirayetli bir iktidar bekliyor. Ortadoğu çıkmazında, Terör ve İç Savaş çığırtkanlığının devam ettiği ve bölücü mihrakların cirit attığı bir dönemi cılız ve kavgalı iktidarlarla geleceğe taşıyamayız. Huzur ve güvenliğimiz için 1 Kasım seçimleri büyük bir önem taşıyor. Galiba, bunun yolu da sandık ve seçim güvenliğinin sağlanmasından geçiyor.