Seçim Gelmiş Neyime?
Star televizyonunda, Haber programında bir muhabirin eline vermişler mikrofonu çıkarmışlar Eminönü meydanına. Muhabir geleni geçeni çevirip sorular soruyor.Kabineden beş bakan sayabilir misiniz? Hiç kimse bırakın beş bakanı iki bakan bile bilmiyor. On yıl önce bankalık yapmış bir iki isim geveliyorlar hepsi o. Cumhurbaşkanı’nı başbakan zannedenler de işin tuzu biberi.
Muhabir soruyor: Önümüzde bir genel seçim var. Genel seçimlere kimleri seçeriz? Yerel seçimlerde kimleri seçeriz? Bir Allahın kulu da doğru bir bilgi veremiyor ne yazık ki.
Şimdi, bir bakmak gerek, bu insanlar yarın gidip oy kullanacak. Kimi, neden, nereye seçtiğini bilmeyen insanların yaptığı ya da yapacağı seçim ne kadar sağlıklıdır?
Bir de işin karşı boyutu var. Biz kimleri milletvekili olarak seçiyoruz? Hangi vasıflar bu insanları seçmemizi sağlıyor? Ya da birçoğunun parası olması dışında herhangi bir vasfı var mı?
Siyaset dünyasında, birçok insanla tanışma, görüşme, fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladım. Görüştüğüm insanlar içerisinde gerçekten insana parmak ısırtacak kadar bilgi birikimine sahip, yaşam tarzı ve felsefesiyle, yapmak istedikleriyle bulunduğu konumu hak eden insanlar da vardı. Buna mukabil, bu öküzün burada ne işi var dedirtecek kadar boş olanlar da.
Biz seçmenler, milletvekillerini seçip Ankara’ya gönderiyoruz çünkü: ülkenin sevk ve idaresinde doğru düzgün yasalar yapsınlar, ülkenin gelişmişlik düzeyini yukarılara taşıyacak ekonomik gelişmelerin önünü açabilsinler diye. Tabi bununla birlikte, biz sade vatandaşların altından kalkmakta zorlandığımız konularda devletin güçlü elini – hukuk ve yasalar çerçevesi içinde – sorunları çözmek için kullanmaları için.
Biz seçmenler;
Hiç kimseyi, Ankara’ya kendi şahsi ticaretini geliştirmesi için, şahsi ticaretini geliştirecek kişilerle ve şirketlerle tanışması, görüşmesi için göndermiyoruz.
Hiç kimseyi, Millet meclis içinde geyik muhabbeti yapsın, devletin sağladığı imkânları kendi siyasi ve ticari menfaatleri lehine kullanması için göndermiyoruz.
Hiç kimseyi, bir gün işimiz düştüğünde işimizi halletmek yerine bahaneler uydurması için de göndermiyoruz.
Bizim oylarımız kıymetli, biz oylarımızı alan kişinin kendisine “yetersiz bakiye” muamelesi yapmasına izin vermeyiz.
Şimdi herkes aklını başına devşirsin; kim adam gibi milletvekili olmak istiyorsa, adam gibi karşımıza çıksın. Kendini, yapmak istediklerini anlatsın.Bizler de tartalım biçelim ve oyumuzu ona göre verelim.
Aziz Nesin'in istatistiki tahminini son on yılda en az 10 puan daha yükseltme azmindeki aziz milletimizle elele, durmak yok, yola devam sayın Köksal.
Ocak 26th, 2011 at 09:51Saygılarımla.