Sayın T.B.M.M. Başkanımıza…
Sayın İsmail Kahraman; Bu önemli göreve gelişinizi kutluyorum. Sağlık ve başarılı bir dönem geçirmenizi diliyorum.
Aynı dönemlerin insanlarıyız. Sizinle, çok eski yıllara dayanan tanışıklığımız var. Çok uzun süredir,
irtibatımız kopmuş olsa da, yıllarca aynı idealleri savunduk. Benden 3 yaş büyüksünüz. Çağdaş sayılırız. Yani, bu yaştan sonra; bizim için hiçbir Dünya nimetinin ve makamının bir önemi yoktur. Türkiye ömür standartlarına göre, ikimiz de uzatmaları oynamaktayız. Bu açıdan, daha ziyade; edebi alemi düşünmemiz, ona göre hazırlanmamız gerekmektedir.
Yüce Rabbim(cc); size, bu yaşta, çok önemli hizmetler yapma imkanını lütfetti. Çok önemli bir makamı verdi. Başarınız, kurtuluşunuza; başarısızlığına da helakinize sebep olacaktır.
1- Görüldüğü kadarı ile, cumhurbaşkanı ile çok yakınsınız. Size, kendi yerinden milletvekili yaptı. Milli Görüş Birlik Vakfı, R.T. Erdoğan Üniversitesi, TURGEV vb. yapıların içinde. Hep, sizi kanatları altında tuttu. Bu açılardan, Cumhurbaşkanına minnet borcunuzun olması tabiidir.
2- Bu yakınlığı iki tarzda değerlendirebilirsiniz;
a) Her konuda, tam anlamı ile emir-komuta zinciri altına girersiniz. Mantığınızı, vicdanınızı bir tarafa koyar; kayıtsız şartsız her denileni ifa edersiniz.
Böylece; zaten tek elde toplanan Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarına, bir tanesi daha ilave olur. T.B.M.M. Başkanlığı da aynı elde toplanır.
b) Bu seviyeye, bu yaşa, bu makama ulaşmış birisi olarak; tamamen vicdanınızı, mantığınızı, ülke çıkarlarını ön plana alırsınız ve gerçek anlamda Başkanlık yaparsınız. T.B.M.M. tekrar saygınlık kazanır. Devre dışında kalmaktan kurtulur. Ülke yönetiminde söz sahibi olur. Kuvvetler Ayrılığı prensipleri, gündeme girer. Milletvekilleri etkili ve yetkili konuma yükselir. Hukuk ve demokrasi düzeni işlemeye başlar. Umulur ki, yargı bağımsızlığı da sağlanır.
c) Görüldüğü kadarı ile, Cumhurbaşkanı’nın hiç gerçek dostu yoktur. Herkes, kendisinden korkmaktadır. Yağcılık yarışı yapmaktadırlar. Halbuki, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, sevgili peygamberimizin (SAV) Hadis-i Şerif’i açıktır; ‘’Cenab-ı Hak, sevdiği yöneticilere, açık sözlü danışmanlar lütfeder. Sevmediklerine de dalkavukları musallat eder. ‘’ve kalbinden, hardal tanesi kadar kibir olan, cennete giremez.’’
Mevcut yakınlığınızı kullanarak, ‘’ Açık sözlü danışman’’ rolünü gerçekleştirebilirsiniz. Mevcut tablonun düzeltilmesinde, hataların/zulümlerin/baskıların/rüşvet ve yolsuzlukların/hukuk dışı uygulamaların/israf ve suiistimallerin/ torpil ve haksızlıkların/ kamu kaynakları yağmasının / din istismarlarının, vb. hususların sona erdirilmesinde; ülkemize fikir-ifade-inanç-teşebbüs hürriyetlerinin geri gelmesinde; can ve mal güvenliklerinin korunmasında; gayret gösterebilirsiniz. Cumhurbaşkanına, ülkenin perişan durumunu korkmadan anlatabilirsiniz. Dış politikadaki vahim hataları ve neticesindeki acı faturaları dile getirebilirsiniz.
Türk halkı mutsuz. Ülke batıyor, bölünüyor. Terör, kumar, uyuşturucu, fuhuş, işsizlik, iflaslar, tecavüzler, sapıklıklar, velhasıl tüm melanet; aldı başını gidiyor. Yaklaşan faciayı, felaketleri, görmemek için, kör olmak gerekir.
Sayın başkanım; eski ve aynı idealleri paylaşmış bir dostunuz olarak; ülkem, şahsım, torunlarım adına, sizden bu hizmeti istirham ediyorum. Bu sayede alacağınız hayır duaların ve yüce rabbimin(cc) nezdindeki mükafatların takdirini, size bırakıyorum.
Saygılarımla…
Not; Leyla Zana denen bölücünün, T.B.M.M. ye yakışmayan davranışından sonra; sizin de teşekkür konuşmasında, Atatürk’e yer vermemeniz, yanlış olmuştur. Sizin düzeyinize yakışan bir hata değildir.