Sayın Başkan Barack Hussein OBAMA Hoş Geldiniz…
Amerika Birleşik Devletleri 45’inci Devlet Başkanlığına yeniden seçilmenizi kutlarım.
Başta, Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, tüm dünyanın umut ve özlemle beklediği sevgi ve hoş görüye dayalı barışı, barış ve barışa dayalı insanlığın yararına olacak her türlü üretimin artırılmasını, artırılan üretime bağlı olarak da oluşacak olan her türlü refahtan dünyada yaşayan tüm insanların yararlanmalarının sağlanması için aralarında din, dil ve ırk gibi vs. hiçbir ayrım yapılmaksızın, hepsinin çalışıp kazanmaları oranında elde edecekleri sağlık, huzur ve mutluğa süper bir devletin başkanı olarak sizden katkı sağlamanızı dünya insanlığı adına temenni ediyorum.
Adaleti güç oluşturur. Ülkeniz şu anda dünyanın bir numaralı süper gücüsünüz. Dolayısıyla dünyanın barış ve zenginlik rotasını belirleyici gücün dümeni de sizde. Onun için dünyanın demokratikleşmesi yönünde her türlü görev ve sorumluluk bu bağlamda öncelikle size aittir.
Çünkü “Benim varlığım sizin varlığınızla, Sizin varlığınızda benim varlığımla var olup, varlığını sürdürüp korur. O nedenle de; Tarihte var olmak, iz bırakmaktır. İz bırakmayan varlıkların varlığından asla söz edilemez. Hatta yaşayıp var olsalar bile. Tarihe kök salıp kalıcı olmanız için sizden beklenen, var olma ilkesine bağlı olarak dünyanın barışı için vicdani sorumluluk içinde davranmalısınız. Ülkenizi yönetirken bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı oluşturulmuş olan dünya demokrasisini de yeterli derece de geliştirmek. İnsanları hak, hukuk ve hürriyetlerine dayalı yaşamlarını duyarlılık içinde yaşayıp yaşatmalarını sağlamalısınız.
Bu inançla yola çıkıp ülkenizdeki başkanlık seçiminde gösterdiğiniz başarıyı, önünüzdeki çalışma döneminde de hem ülkeniz, hem de tüm dünya için göstermenizi ve tüm insanlığının dünyada özleyip umut ettiği sevgiye dayalı barışı sağlayarak muhteşem bir başkan olmanız dileğiyle…
Sizi bir kez daha kutluyorum. Bu duygularla ülkeme bir kez daha gelip ziyaret etmenizi, beni de bu ziyaretiniz sırasında kabul edip görüşürseniz memnun olacağımı şimdiden bilmenizi dilerim.
Sayın Başkan, dünyada her ne kadar büyük bir devletin başkanı olursanız, olunuz. Bu bağlamda kendi ülkenizin çıkar ve menfaatlerine ne kadar çok önem verirseniz, veriniz. Ama Devletinizin 43. Başkanı George W. Bush gibi, sevimsiz bir devlet başkanı asla olmayınız. Hiç tavsiye etmeyeceğim gibi, olacağınız ihtimalini de taşımak istemiyorum. Çünkü sekiz yıllık başkanlık dönemini, Irak’lı bir gazetecinin yüzüne fırlattığı bir çift ayakkabının tabanına yazdırdığı adıyla, kendi ülkesinde sevilmiş olsa da bizler tarafından pek sevilmeyen bir ABD Başkanı olarak, dönemini kendi adına olumsuzluk içinde tamamlayıp ayrılmayı başarmıştır.
Allah dünyayı insan için, insanı kendisi için yaratmıştır. İnsana, insanlık gerekir. İnsan, insan olmadıktan sonra, dünya onun olsa ne yazar. İsterseniz dünyanın tek adamı, tek lideri, tek başkanı siz olun. Yarın, tarih arkanızdan ne yazacak, işte sizin için önemli olan o. Kocaman bir HİÇ mi? Yoksa tüm dünyanın sevgi ve saygısını kazanmış, tarih içinde yaşayıp var olmuş güzel bir adam tasviri mi isterseniz. Hangisi? Çünkü her şeyin bir sonu var. O sonda da her insanın yaşamına ait bir güzelliği ya da bir çirkinliği olacaktır. Umarım siz, bu çirkinlikten uzak, güzelliği yaşar, yaşatırsınız.
Sayın Başkan; Aynaya bakmaktan korkan yüz çirkin, korkmayan yüz güzeldir. Yüz güzelliğini kalp içindeki gönülden yani vicdandan alır. Çünkü akla yol gösterip yön veren gönüldür. Onun için ben çirkinlik ya da güzelliği aynada görünen yüzde aramam. Akılda, düşüncede, kalpte, gönülde, iradede, inançta; aynı inançla gösterilen vicdana dayalı eylemde ararım.
Sayın Başkan, Amerikan halkının size olan güven ve itimadı da tamamen bu vicdani duygularınıza olan güvenlerindendir.
Sizde halkınızın bu güvenine layık olmanız için halkınız size dedi ki; İşte Amerika, işte dünya denilen koca meydan size…
Haydi, gösteriniz hem Amerika’ya hem de dünyaya yüzünüzün güzelliğini, hem de gönlünüzün dünya kadar zengin olduğunu.
Hadi gösteriniz. Düşüncenlerinizin güzel, iradenizin sağlamlılığını. Kalbinizin temiz ve saf oluşunu, Gönlünüzün hoşgörülü olup insan sevgisiyle dolu olduğunu.
Haydi! Gösteriniz, dünyaya aklınızı, bilginizi, düşünüzü, rüyanızı, hayal gücünüzü, ufkunuzu.
Haydi! Başkan gösteriniz dünyaya, güzel bir insan olduğunuzu.
Haydi! Başkan, gözyaşıyla, nefretl, kanla, kinle kirlenmiş olan dünyaya getirin barışı. Cehaletten, yokluktan, sefaletten, kötülüklerden arındırıp temizleyin dünyayı. Aydınlatın tüm dünyanın karanlık yerlerini. Sevgi getirin. Hoş görü getirin. Kardeşlik getirin. İnsanlık getirin. Demokrasi getirin. Zenginlik getirin. Ama asla haksızlık etmeyin. Zulüm etmeyin…
Ama hiçbir şey yapamamış olsanız bile asla iyi niyetten sapmayın. İnsanlığınızı kaybetmeyin. Unutmayınız ki, yarın Tanrı huzuurunda seninle benim aramda hiçbir fark olmayacak. O günü düşünüp güzel yaşamanı istirham ederim. Onun içinde güç sahibi olarak yarına yönelik benim insanlığımın gelişmesi için de mücadele etmeni istiyor ve diliyorum.
Sayın Başkan; Sizinle aynı zaman diliminde aynı dünyada yaşayıp, aynı dünyanın nimetlerini yiyip paylaşan sade bir Türk vatandaşı olarak sadece bunu isteyip bunu diliyorum. Çünkü sonumuz hayra alamet değil. İçinde bulunduğumuz olumsuzlukları, olumluluğa çevirdiğiniz an sadece benim değil, tüm dünyanın sevgisini kazanacaksınız. Bundan emin olunuz.
Bunu başardığınız anda da sadece Amerika’nın değil, tüm dünyanın lideri olursunuz.
Sayın Başkan; Ben sizin iyi niyetli olduğunuzu düşünüyorum. Onun için bir dünya vatandaşı olarak diyorum ki; Unutmayınız ki, insanların duygu ve düşünceleri kirlenmeden dünya kirlenmez. Ancak bu günün kirliliği içinde sizinde kirlenip kaybolmadan temiz bir dünya yaratmanız dileğiyle, Tanrı yardımcınız olsun. Her türlü kötülükten hepimizi korusun...
Başkan hay di! Kolay gelsin...
Selam, sevgi ve saygılarımla tüm güzel duygu ve düşüncelerimi arz ederim.
23.12.2012 / Pazar
