Sayın Başbakanım…
Sayın Başbakanım…
Evvela bu kadar yoğunluk içerisindeyken sizi rahatsız ettiğim için kusuruma bakmayın diyor, selam, sevgi ve saygılarımla sizi selamlıyorum…
Muhakkak malumunuzdur seçim öncesi yaptığınız konuşmada "Bir daha geçici isçi lafını duymak istemiyorum. Artık bu işi bitirin" sözüyle başlayan bir sürece önayak olmuş ve sayenizde başlatılan bu süreç nezdinde hazırlanan yasa tasarısı kanunlaşmış kamuda çalışan 123 bin geçici işçi kadro almış durumdadır.
Sayenizde bir haksızlığın giderilmesi anlamında büyük bir girişim başlatılmış ancak başlatılan girişim size nasıl aksetmiştir bilemiyoruz; zira geçici işçilerin kadroya alınması hususunda yapılan uygumla sırasında pek çok haksızlık bir ölçüde giderilmiş ise de, yine aynı uygulamanın bazı kişisel etkiler dolayısıyla tam anlamıyla düzenlememiş olmasından kaynaklanan pek çok sıkıntıda hemen akabinde başlamıştır..
Danışmanlarınız ve bu hususta çalışan yetkililer durumu size nasıl izah etmişlerdir onu da bilemiyoruz, ama mesela Kadroya geçirilecek geçici işçilerde aranan tek özellik, 2006 yılı içerisinde 6 ay (180 iş günü) çalışmışlığının olmasıdır.. Bu kanun tasarısı hazırlanırken kadroya geçirilecek işçilerde aranan özellikler: vasıflı kalifiye elman, tahsil, iş tecrübesi olması gerekirken, bunlar göz ardı edilmiş, sadece 2006 yılında 180 gün çalışmış olmak gibi oldukça basit bir şart getirilmiştir. Sonuçta yapılan işlemle sadece 2006 yılı içerisinde 180 günü olanlar kadroya alınmış ve kadroya alınan bu insanların birçoğunun özürlü raporu almış olan kişiler olması bir yana, daha önceki ya da daha sonraki yıllarda çok daha fazla çalışan insanlarla, tahsil, beceri ve iş tecrübesi açısında bu insanlardan çok daha uygun şartlara sahip olan pek çok insan da mağdur edilmiş durumdadır..
—Bilmeniz gerekmektedir ki, 2006 Yılı içerisinde 180 günü var diyerek kadroya geçirilen çoğunluğu sendika ve siyasiler aracılığı ile çalıştırılmış ve aynı sebeplerle sendikadan ve siyasilerden desteği olmadığı için 180 gün çalışmak istedikleri halde çalıştırılmamış olan ve böylece sadece 2006 yılında 180 iş günü olmayanlar mağdur edilmiştir.
—Hatta bundan da öte, 2006 yılı dışında diğer yıllarda 180 gün veya daha fazla çalışmışlığı olanlar bu yasanın kapsamı dışında tutulmuştur. İşte bu noktada mağdur edilen Şeker işçileri, 2006 yılının ne özelliği olduğunu ve bu yılın özellikle neden dikkatte alındığını bilmemekte ve bilmek istemektedirler… Bu işçileri çalıştırmayan işverenler ve idareciler bu hesabı neye göre yapmışlar ve neden 2006 yılını baz almışlardır?...
Örneğin bir işçi, 1989 yılından beridir geçici işçi olarak çalışmakta 1989–2006 yılları arasında 180 gün hatta daha fazla çalışmışlığı olmasına rağmen bu yıllar dikkate alınmamış sadece 2006 yılı dikkate alınarak geçici işçilere kadro verilmiştir.
—Kadro alamayanlar içerisinde Meslek Lisesi mezunu geçici işçiler de bulunmaktadır. Bu işçiler de her nedense kanun kapsamı dışında tutulmuş ve bunların yerine ise hiçbir özelliği olmayan vasıfsız elamanlara kadro verilerek bu ağır sanayi hükmünde olan ve en başta ciddi bir eğitim gerektiren işyerlerine kadrolu elaman olarak yerleştirilmişlerdir…
—Sayın Başbakanım, size hürmetle arz etmek isterim ki, Yılda, biz şeker işçileri, sözleşme gereği 120 gün çalışma hakkı bulunan insanlar bu 120 günden bir gün fazla çalışmak için bile türlü türlü tavassutlar ve torpiller bulmak zorunda kalan ve ülkemizde gerçektende en fazla mağdur edilerek, 120 gün çalışarak ailesini geçindirmek zorunda kalan ve iş bitiminde işsiz kalarak ciddi mağduriyetler uğrayan bir kesimi teşkil etmekteyiz..
Hatta söz konusu mağduriyet öyle bir boyuttadır ki, iş süreleri bittikten sonra iş bulmak için İşkur’a gidildiğinde “sizler geçici işçilersiniz, iş akdiniz askıya alınmış, işten çıkarılmamışsınız, doğal olarak size işsiz muamelesi yapamayız” diyerek iş talepleri geri çevrilmiştir. Bu durumda işsizlik maaşı almak için müracaat edildiğinde ise bu taleleri de aynı gerekçeyle geri çevrilmiştir. Gerek Şeker Fabrikalarının böyle az bir süre çalıştırması ve gerekse İşkur’un bu tavrı, 8 ay çalışmadan beklemelerine, sözleşmede belirtilen tarihe kadar (EYLÜL-EKİM ayları) işsiz kalmalarına yol açmaktadır…
Bütün bu haller neticesinde bir insanın yılın sekiz ayında işsiz güçsüz ne yapacağını sizin merhametli ve kıymetli takdirlerinize arz ediyorum efendim….
—Sayın Başbakanım, bu husus hakkında biraz fazla konuşmak ve sizi haddim olmayarak bilgilendirmek istiyorum. Bu tasarının kanunlaşmasının ardından CHP, 5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Bu itiraz 2,5 yılsonunda Yüksek Mahkeme, iptal istemini reddetti.
Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'ya uygun bulduğu hükümler şöyle: “5620 sayılı Yasa’nın 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının son paragrafının birinci tümcesinde yer alan 2006 yılı içerisinde usulüne uygun olarak vizesi yapılmış geçici iş pozisyonlarında toplam 6 ay veya daha fazla süreyle çalışmış geçici işçileri kapsayacağına ilişkin bölümü, ‘2005 veya 2006 yıllarında aynı şartlarda çalışıp da askerlik, doğum veya sağlık kurulu raporuyla belgelendirilen sağlık sorunları sebebiyle iş sözleşmeleri askıda kalanlar da bu fıkra kapsamında değerlendirilir’ hükmünün, ‘2005 veya 2006 yıllarında...’ ibaresi, 2. maddesinin (7) numaralı fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan’...2006 yılı içerisinde toplam 6 ay ...' ibaresi..” Bu karar geçici işçilerin kadro alma ümidini hepten yok etmiştir..
—Yılda 120 gün çalışma hakkı bulunan, diğer kalan 8 ayda ise yukarda belirttiğim sebeplerle iş bulamayan geçici işçilerin emekli olma şartları da günden güne zorlaşmaktadır. Aşağıda ismini vereceğim örnekler sanırım işin vahametini ortaya koyacaktır efendim…
*....... Özmen: 24 yıldır çalışıyor. 9 yıl sigortalı görünüyor.
*.......... Bayram: 24 yıldır çalışıyor. 6 yıl sigortalı görünüyor.
*........... Karadeniz: 21 yıldır çalışıyor: 6 yıl sigortalı görünüyor.
*............Karakaya: 13 yıldır çalışıyor: 1340 gün sigortalı görünüyor.
*.......... Özmen: 20 yıldır çalışıyor. 2300 gün sigortalı görünüyor.
*......... Metin: 24 yıldır çalışıyor. 6 yıllık sigortalı görünüyor.
*......... Türkoğlu: 22 yıldır çalışıyor. 6 yıllık sigortalı görünüyor.
*..........Kaçan: 22 yıldır çalışıyor. 6 yıllık sigortalı görünüyor. Bu kişiler, Erzurum Şeker Fabrikası’nda ki geçici işçiler..
—Başbakanım siz "ben geçici işçi istemiyorum" demiştiniz. Verdiğiniz talimat doğrultusunda çıkan taslak sonucunda da ilgili yasa çıkarılarak uygulamaya geçildi… En son gelinen durum ise sizin bu sözünüze rağmen, ancak Türkiye'deki geçici işçilerin 4/3 ünün faydalanmış ve kalan 4/1lik kısmını faydalanamamıştır…
Sonuç olarak ta, 218 000 kişi kadro alırken 26 000 kişi bu imkândan faydalanamamış ve kadro alamamıştır.
—Sayın Başbakanım; Doğuda bir insan 4 ay çalışarak bir aileyi geçindiremez. Öte yandan bu 4 ayda sürekli çalışma imkânı da bulunmamaktadır. 40 gün sonra tekrar işe alınmak üzere bizlere çıkış verilmektedir. Tekrar girişin ne zaman yapılacağı da belli olmamaktadır çoğunlukla…
—Muvakkat işçiler fabrikada akla gelebilecek her işte çalıştırılmakta. Kadrolu işçilere reva görülmeyen bir sürü işte geçici işçilere yaptırılmaktadır…
—Sayın başbakanım; Bu işçilerin bu çalışma süreleriyle emekli olmalarına imkân yoktur. 5600 iş gününü doldurma imkânı yoktur. Sağlık hizmetlerinden faydalanma için gereken pirim gün sayısının 120 den 90 güne indirilmesi de bu işçilerin çalışma sürelerini daha da aşağı çekmiştir.
—Bu işçilerin durumları oldukça zordur. İşçilerin baktıkları kişi sayısı en az 6 kişi. Çocukların okul masrafından tutun basit mutfak masraflarını bile karşılayacak durumumuz kalmadı. Bize verilen sözlere inanarak bu işe sebat gösterdik. Yalan olduğuna inanmak istemiyoruz. Yeşil kartı olanların imkânlarına bile özenecek haldeyiz. Öyle ki, bize Yeşil kart bile verilmiyor.
Evet, Sayın Başbakanım, durum bundan ibaret.. Bu geçici işçilerin mağduriyeti bu zamana kadar giderilmiş değil. Dileğimiz odur ki siz Sayın Başbakanımız bu soruna el atıp talimat vermeniz.
Yalnız, bu konuda ihmali olanlar suçlarını kabul etmeyecek, mümkün olduğunca işi göz ardı edeceklerdir..
İlgi ve alakanıza teşekkür ediyor, sizi rahatsız ettiğim için tekrar özür diliyor, bütün mağdur arkadaşlarım adına selam, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz…
Bir Grup Erzurum Şeker Fabrikası İşçisi