content

13 Ağu

Saygıdeğer Cumhurbaşkanım

FETÖ ile mücadele konusunda bazı kaynaklar ve okurlarımızın hassaten zat-ı âlilerinize ulaşması arzusuyla bize intikal ettirdikleri bir takım kritik ve detay bilgileri arz etmek arzusundayız.

17/25 Aralık sürecinde bile ikna olmayan ve FETÖ'cülerle kimi işbirliği içinde olan, kimi de sessiz kalan bir takım AK Partili siyasetçilerin şimdilerde valiler başta olmak üzere pek çok yöneticiye baskı uygulayarak, FETÖ mensuplarını korudukları yönünde üzüntü verici bilgiler gelmektedir.

FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle bazı işten çıkarmalar sonrasında; siyasetçiler, eşleri gibi yakınları, valileri arayıp hakkında işlem yapılan kişileri korudukları, bu nedenle valilerin sıkıntı içinde olduğu iddiaları vardır.

Aziz Başkomutanım!

Bazı bakanlıkların neredeyse hiç personel çıkarmadığı, çıkarılanların ise alt kademelerden son derece sınırlı sayıda kişiler olduğu görülmektedir.

Birkaç bakanlık hariç neredeyse ezici çoğunluğu göstermelik işten çıkarmalar yapmıştır. Mücadele ediyormuş havası vermenin ötesine geçmedikleri görülmektedir. Üniversitelerde de durum pek farklı olmadığı gözlenmektedir. Örnek vermek gerekirse, mesela Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 60 bine yakın personeli olmasına rağmen sadece 582 kişi açığa alınmış, bunun da medyaya “büyük operasyon” olarak yansıtıldığı görülmektedir.

Bugüne kadar İstanbul Üniversite'sinden sadece 106, yüzde 90 kadarı FETÖ'cü olduğu bilinen Sakarya Üniversite'sinden sembolik sayılabilecek bir sayı, aynı şekilde ezici çoğunluğu FETÖ'cülerden oluşan Medeniyet Üniversitesi'nden son derece sınırlı sayıda kişi görevden alınmıştır.

Marmara Üniversitesi 64 kişiyi işten çıkarma kararı alıyor. Toplantı biter bitmez FETÖ'cüler “nasılsa hemencecik” listeden haberdar oluyor. Yönetimi oğlu, kızı ile tehdit ediyor ve bu sayıda 34'e indiriliyor.

Belediyelerin her yerinde FETÖ'cülerin olduğu da malumlarınızdır. 17/25'de zat-ı âlinizin ve milletin yanında durmayan başkanların büyük bir kısmının da, sanki 15 Temmuz olmamış gibi davranmaya devam ettiği üzüntüyle müşahede edilmektedir.

Mesela İSKİ'den N. Y.  isimli bir işçinin geçtiğimiz hafta işten atıldığı, bunun üzerine İBB'den bazı üst düzey yöneticilerin İSKİ'ye baskı yaptığı, İSKİ yönetiminin direndiği, ardından İBB'nin tepesinden bu kişinin işe alınması talimatı verildiği şeklinde teyide muhtaç bir bilgi uluorta konuşulmaktadır.

Bir bakan önceki gün, FETÖ'cü şirket sayısının iddia edildiği gibi 7-8-10 binlere varmadığını, bu sayının 200-250'lerle sınırlı olduğunu belirtmiş, özellikle de finans çevrelerinin kendi başına karar alarak bu şirketleri batırmaması gerektiğini açıklamıştır.

Ülkenin sinir uçlarına kadar her kurumuna bir tenya gibi sızan, küresel iblisler adına veya işbirliği içinde hareket eden satanist örgütün şirket sayısı veya ona destek veren işletme sayısının 200-250 civarında olduğuna 10 yaşındaki çocuklar bile inanmamıştır. Bu yapıyı bilen herhangi bir işadamı/sanayici bile tek nefeste 250 FETÖ'cü firma sayabilecekken, “AK Parti'de FETÖ'cü yok açıklamaları”nda olduğu üzere bu nevi açıklamalara toplum anlam vermekte zorlanmaktadır.

Muhterem Cumhurbaşkanım!

FETÖ'cülerin KOSGEB, TÜBİTAK ve Kalkınma Ajansları başta olmak üzere hibe veren kurum ve kuruluşların kaynaklarını bu örgütle ilişkili firmalara yönlendirdiği ortadadır. Devletten hibe alan şirketler ve bunlara aracılık eden FETÖ'cülere ait aracı firmalar incelendiğinde, çetenin şirket ayağının önemli bir bölümünün büyük ölçüde çözülebileceği aşikârdır.

Ayrıca FETÖ'cülerin Maliye Bakanlığı başta olmak üzere, vergi denetim merkezlerinde hâkimiyet kuracak sayıda adamlarının olduğu, kendilerinden olmayan işadamlarına ağır cezalar kesildiği, ceza keserken inceleme talimatının bizzat Tayyip Erdoğan ve AK Parti'den geldiğini söyledikleri, 2014 ve 2015 seçimlerinden hemen önce haciz tehdit ve işlemleri yaptıkları, cezalar sonrasında bazı kimselerin devreye girerek uzlaşma kartını masaya koydukları, uzlaşma şartı olarak da tahmin edilebileceği gibi “himmet” mekanizmasını devreye soktukları, “himmet” verilmez ise yeniden inceleme şantajında bulundukları beyanları ayyuka çıkmıştır. Buna karşın hiçbir soruşturma yürümediği ifade edilmektedir.

Ceza kesilip uzlaşmaya varılan firmalar sorgulandığında cezaların nasıl kesildiği, uzlaşmanın nasıl yapıldığı, “himmet” adı altında kimlerden haraç alındığı ve verildiği tespit edilebileceği, beraberinde bu firmaların banka hareketlerinin incelenmesi gerektiği dile getirilmektedir.

Maliye kadrolarının önemli ölçüde bu çetenin kontrolünde olduğu, kendilerinden olmayan personele zulmedenlerle ilgili yargılama taleplerine izin verilmediği, bunların çok etkin kimseler olduğu da ileri sürülenler arasındandır.

FETÖ örgütünün sadece Vatikan Bankaları'nda 2 trilyon dolar civarında parası olduğu / olabileceği zannedilirken, yaklaşık 40 yıldır devletin ve siyasetin her kademesine bin bir kılıkla sızdıkları, AK Partili görünümlü LGBT Dernekleri dahi kurdukları, “abla”larının bir bölümünü özel eğitime tabi tutarak sekreter, asistan gibi sırlara hâkim olunabilecek pozisyonlarda özel sektörün seçkin işletmeleri ile kamuda işe yerleştirmiş, zaafı olan kimselerle sapkın davaları uğruna bu milletin kızlarını yatağa sokarak kaydetmiş, devletin zirvesini dinleyip düşmanlarımıza servis etmiş, şeytanın dahi aklına gelmeyecek şer faaliyetlere girişmiş, Başkomutanımız, Başbakanımız ve milletimizin canına kast etmiş, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Külliyesi'ni, TBMM'yi, TÜRSAT'ı, EGM'nü bombalamış bir örgütün mensuplarına hâlâ nasıl merhamet edildiğini millet anlamakta güçlük çekmektedir.

15 Temmuz işgal girişimi ve/veya iç savaş çabasına karşı bu aziz ve cefakâr millet canıyla, malıyla vatanına, izzetine, şerefine, namusuna, inancına, geleceğine ve liderine sahip çıkarken, bazı siyasetçi ve yöneticilerin sorumsuz açıklama ve davranışları çay-kahve sohbetlere konu olmakta, canını vermek için kulağı sizde olan milleti ve tabanı üzmekte, dolayısıyla da güveni zedelemektedir.

Hamiyetperver âlîcenapları

Zatı âlileriniz önceki günkü hitabınızda “ülkesine acımayana bizim acıma hakkımız yok” derken, millet ise arkanıza sığınan bazı yöneticilerin FETÖ mücadelesinde sizi yalnız bırakmaya devam ettiği düşüncesindedir. Özellikle bürokrasi ve bilgiye yakın kesimlerde şimdilik derinlerde olmakla beraber yavaş yavaş yeşerdiği müşahede edilmektedir. Korkarız ki, uzak terör örgütü mensuplarını koruyucu ve hatta suç ortaklığı sayılabilecek davranışlar bu milleti kıracak ve üzecektir.

Hem devlet ve toplumun bu hannaslar arındırılması, hem de büyük özveri ile mücadele eden kahramanların azimlerinde tahribat olmaması için, kişisel ilişkileri nedeniyle AK Parti etiketi ve makamların sağladığı konumlarını kullanarak kurumların FETÖ teröristlerinden temizleme süreçlerine müdahale edenler hususlarında ilgililerin dikkatleri çekilerek zatınızdaki kararlılığın tüm yetkili makam sahiplerinde de oluşması amacına matuf olarak bu satırları kaleme almaktayız.

Yolunuz yolumuz, Hakk davanız davamızdır!

Tıpkı 15 Temmuz gecesinin aziz şehid ve gazileri gibi, hepimizin canı ve malı Hakk davanın yükselmesi, ümmet ve tüm mazlumların yüzünün gülmesi uğruna fedaya hazırdır.

Bilgilerinize hürmet, muhabbet ve saygıyla arz ederim.

Kemal Özer

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank