Savaş İsteği, Mezhepsel ve Ekonomiktir
Amerika’nın orta doğuda, bir büyük Barzani devleti kurma ihtiyacı, rakiplerinin enerjiye ulaşma olanaklarını ortadan kaldırmaya yöneliktir.
Emperyal yapılanma tüm dünyayı denetleyemese de, orta doğuyu kontrol ederek, kısmen dünyayı denetlemek istiyor.
Bu amaçla; ya Türk Ordusunu kendi amaçları için kullanacaktı, bunu yapamazsa, Türk Ordusunu istikrarsızlaştıracaktı.
Nitekim Ordunun kumanda kademesini Silivri’ye göndererek, ordunun kendisini orta doğuya göndermeyi başardı.
İlk aşamada, Ordunun, Suriye’de, Suriye devleti ile savaşan, El Kaide’ye yardıma sevk edilmiştir.
Suriye/Türkiye sınırındaki on kilometrelik şeritte sıkışan, El Kaide zor durumdaydı. Dağılacak, ya da Suriye sınırının dışına kaçacaktı.
Tam bu sırada, ne yazık ki, Kemalist niteliğinden, çok şeyler kaybeden ordu, El kaideyi, Suriye devletinin elinden kurtarmak için on kilometrelik şeritte görevlendirilmiş oldu.(Angajman Kuralları nedeniyle) Tıpkı, Irak’ın bölünme sürecinde yaşadıklarımız gibi…
Burada şunu da hemen ifade etmek gerek.
Emperyal bir gücün bir alt yüklenicisi olan siyasi iktidar da, ekonomiyi yönetemiyordu.
Şimdiye dek, Cumhuriyet’in birikimlerini ve topraklarını yabancılara sata sata on yılı tamamlamıştı.
Satılacak kaynak ya azaldı, ya da satmak mümkün olmuyordu.
Mesela Anıtkabiri hala satamadılar.
Satılan Cumhuriyet varlıklarına rağmen, elde edilen değerler yağmalandığı ve üretim dışı kaldığı için, meta fiyatları artmaya başladı.
Cari açık ve bütçe açığı, beklenen değerlerin çok üzerinde serediyor.
Son beş yılda ödenen faiz 250 milyar dolar oldu. Dünyada hala en yüksek faizi Türkiye vermektedir. %10,81. Sıcak para akışı buna rağmen azalmaktadır.
Eş Başkanlığın savaştan başka çıkış yolu kalmadı.
Savaş isteği; siyasi iktidarın hem mezhepsel, hem de ekonomik ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir.
Bu savaş Eş başkanlığın hem mezhebine uygun düşüyor. Hem de ekonomik ihtiyaçları için yağma ve talana uygun düşüyor.
Bir taraftan ekonomi zorluyor, öte taraftan Sünni ideolojisi zorluyor.
Bu ikisi birleşince, kurtuluşu talanda arıyorlar.
Bilmedikleri veya yakında öğrenecekleri bir husus var.
Dünyanın esas yağmacısı olan ve bunlara taşeronluk görevini veren, asıl müteahhidin arkada durduğudur.
Kısaca, Türk Ordusu Suriye’de El Kaidenin savunması ile görevlendirilmiştir.
Bu hem İsrail’in çıkarlarını karşılıyor. Bunun için İsrail’den bu tarafa teşekkür ve başarı dilekleri eksik olmuyor. Hem de, Golan Tepelerine yığınak yaparak, Golan’ın asıl sahibi olduğunu kesinleştirmiş oluyor.
Artık kuzey Suriye’de oluşan boşluğu, Barzani devletinin dolduracağı konuşuluyor.
Amerika’nın BOP projesi, Eş Başkan tarafından, harfiyen uygulanıyor.