Şapkadan Tavşan,Böyle İftardan Oy Çıkmaz..!
Şapkadan tavşan çıkmadığı ve hiçbir zaman çıkmayacağı gibi,doğmamış çocuğun ve kızıl yetimin hakkı olan milletin parasıyla yapılan hayırdan da oy çıkmaz seçilmiş beyler..!
Düne kadar ülke genelinde olduğu gibi Ünye belediyesi de şehrin uygun yerine bir çadır kurar, ya da bir aylık özel bir mekân tutar ve ramazan ayı boyunca burada gerçek ihtiyaç sahibi insanların hayır duaların kazanmak adına iftar yemekleri verirdi.
İftar yemeklerini çadıra gelemeyenlerin evlerine göndererek insanların hayır duaları alırken, hayırlısıyla 16 Temmuz 2015 Perşembe günü yolcu ettiğimiz mübarek Ramazan ayı boyunca Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından Ordu başta olmak üzere Ünye, Fatsa ve diğer ilçelerde hayır amaçlı verilen iftar yemeklerini canlı yayınla yedi düvele duyurarak, Allah biliyor, kullarda bilmeli ki, kaş yaparken göz çıkarttılar.
Bunu söylerken helal kazançlarıyla kimseciklere duyurmadan iftar yemeği veren, hayır hasenat yapan Allah dostlarına ne benim nede bir başka sorumluluk sahibi insanın diyeceği bir tek sözü yok ve olamaz.
Varlıklarıyla dünyamızın ve insanların sağlıklı bir şekilde yaşayarak hayatını sürdürmelerine vesile olan samimi gerçek Allah dostlarını, kibirlerle bir kefeye koymak ne haddimiz, nede hakkımızdır.
Belediyeler tarafından son günlerde sıkça düzenlenen çıkar amaçlı iftar yemekleri öncesinde ve sonrasında dinimizin emirleri gereği şükür duası yapılır.
Duayı yapanda, duaya âmin diyende biliyorlar ki, yapılan bütün duaların Allah katında kabul olması helal kazanmaya, helal yemeye ve yedirmeye bağlıdır.
Bizim gayemiz, içinde bulunduğumuz mübarek ramazanı şerif ayında Allah rızası için verilen iftar yemekleriyle kişilerin ve kurumların çıkarları doğrultusunda verildiği iddia edilen iftar yemekleri öncesi ve sonrasında yapılan duaların muhteviyatını, İbrahim Ethem kıssasıyla anlatarak, insanlarımızı dinimizin emirlerine bihakkın uymalarına ve emirleri doğru uygulamalarına karınca kakarınca katkıda bulunmaktır.
Evet saygıdeğer okurlar ve Ünyeliler ”Yalvarıp yakarıyoruz ve dualarımız kabul olmuyor' diyoruz ya hani, (Bu arada bazıları da bedduaları kabul olmuyor diye çıldırıyor ya) bir de İbrahim Ethem Hazretleri'nin hikâyesine bakalım bize neler anlatıyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana İbrahim Ethem kıssası bile az. Hele ki bedduacıysa hiç mi hiç anlamaz.
İbrahim Ethem tacı tahtı terk ettiren seneler sonra seyr-ü sülûkunu tamamlar ve Belh şehrine geri döner. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılar. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk. "Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim" diye düşünür. Caminin bekçisi gelir, camide saklandığı yerden bulur, çıkarır. "Ne yapıyorsun?" der.
İbrahim Ethem "Müsaade et, şurada yatayım. Sabah namazından sonra Belh'e gireceğim"Görevli bacağından tutar "İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi" der ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura dışarıya atar.İbrahim Ethem "Ben bu camiyi yaptırdım" diyemez, kibir olur diye.
Çaresiz, şehre gider. Her taraf kapalı, sadece bir yer açık. Bir fırın. Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi ister. Orada çalışan işçi, "Geç otur" der.
Aradan bir-iki saat geçer. Sabah ezanı okunmaya başlar. Ezan okunduktan sonra işçi İbrahim Ethem’e döner "Hoş geldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne?" deyince; İbrahim Ethem "Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak" der.
Fırıncı: "Ben bu fırında işçiyim. İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dâhilinde idi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz." der.
İbrahim Ethem "Sen ne güzel adammışsın. Sen Allah'tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?"
Fırıncı: "Ben Allah'tan ne istediysem verdi. Fakat Allah'tan bir şey istedim onu bana vermedi. Allah'a yalvardım, bana İbrahim Ethem'i göster diye, bana onu göstermedi"
İbrahim Ethem "O Allah, öyle bir Allah ki, “İbrahim Ethem'i bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir sana gösterir ve senin gözünün önünde ruhunu teslim ettirir." der ve "Allah" diyerek ruhunu teslim eder.
Hayır ve hasenat içerikli İftar yemeği gerçek ihtiyaç sahiplerine hem de gizli verilmesi gerekirken, geçmiş ramazanlara oranla bu yılki ramazanda belediyelerin her önüne geldiği yerde verdikleri iftar yemeklerini canlı yayınlarla yedi düvele duyurarak,kaş yaparken göz çıkaran idarecilere İbrahim Ethem Kıssası kapak olsun diyor,saygılar sunuyorum..!
Ahmet Yenin
Şapkadan Tavşan,Böyle İftardan Oy Çıkmaz..!