Şansım…
Vazgeçişin kıyısına doğru yanaşan küçük bir tekne gibi, üzerinde beyaz bir renk, teknenin yakasında ince kırmızı bir çizgi.
Unutulmaya yüz tutan duyguların gidişatına dümen suyu dalgınlığıyla şahit olurken.
Şansım geldi giderim şimdi ben, bir iz bile bırakmadan ne yaptığından henüz habersizken.
Bir kahramanın öpücüğüdür çoğu zaman, beklenen ve geç kalındığında yerini bulmayan.
* * * * *
Düşün yapılması için gerekenlerin basitliğiyle havalanan rastlantısal kutsal gülüşe yakınsan.
Tarumar olmanın cilvesinden demliysen, iki dublede beyaz kederli çocuğun neşesine çalkalıyorsa gülüşün, boğazında acı bir keyifle yutkunurken.
Gecesi var gündüzü var, Şaşkın bir yıldızın aleviyle tarumar olmuş gibi sona yakın.
Bildiğim ayakta durmaya en çok ihtiyaç duyulan bir vakittin kapı aralığından gülümseyen bana.
* * * * *
Son bir başlangıca yaklaşır fırtınasında sır vermeden rüzğarın yenilmeye anlam vermeden.
Uyandım düşlerin arsız kırbaçlarını vurduğunda gerçekliğe.
İyi olmak aynı günlerin farklı neşelerine son defa diyerek uyanmak her defasında…
Şansım seninle yeniden var olmak..