Sandığın İçini Görelim
“Ya internetteyiz…
Ya sokaktayız.
Yazın koyunların peşinde, ya da tarladayız.Bunalımdayız”
* *
Denizlili Tuncer Tokmak’ın, tokmak gibi sözleri…
Türkiye Öğrenci Meclisi’ne, balyoz gibi indi.
Sıkıntının kendine ait değil;
Yaşıtlarının olduğunu söyledi.
Kız öğrencilerin baskı altında olduğunu…
Yatılı okula dahi gidemediğini anlattı.
Özel dershanelerin “ eğitim yeri” değil…
Ticarethane olduğunu haykırdı.
* *
TBMM’de her yıl öğrencilere özel birleşim yapılıyor.
Ulusal Egemenlik Bayramı nedeniyle bu yıl yedincisi gerçekleştirildi.
Her ilden bir öğrenci seçiliyor.
Meclise geliyor, kürsüde konuşuyor.
Amaç; okullarda demokrasi kültürünü yerleştirmek.
* *
Gençlerin derdi, deve yüküyle.
Sıkıntılar fazla olunca…
Demokrasi kültürü sallanıyor;
Günlük dertlere giriliyor.
Denizlili Tuncer’in isyanı gibi.
O’nu diğerleri takip ediyor.
Kocaeli’nden Anılcan:
“Bize yabancı dil öğretimi gerekli.
En verimsiz ülkeyiz”
Mardin’den Hüseyin:
“Çocuklar yok yere suça itiliyor. Suça itilenler cezaevinden çıkarılsın” diyor.
* *
Hepsi, büyük meclise, büyüklere temenni ama…
Nedense toplantı bitiyor, unutuluyor.
Kanıt; geçmişteki meclis tutanakları.
* *
Diyelim ki; “Her şey düzelir”
Bir sorun var ki, nasıl çözümlensin?
Bakın şimdi…
Öğrenci meclisine başkan seçilecek.
Bir öğrenci, TBMM Başkanı M.Ali Şahin’e sorar:
- Nasıl sayım yapılacak.
Şahin:
- İçinizden tasnif heyeti seçilecek.
Öğrenci:
- Boş sandıkların içini görebilir miyiz?
TBMM Başkanı:
- Tabii, tabii… Görevliler göstersin.
Seçim sandığı mecliste dolaştırılır.
* *
Gel de kızma? Çocuk değil mi?
Yüz verdikçe tepemize çıkıyorlar!
Hadlerini de aşıyorlar!
Bu güvensizlik neyin, nesi?
*************************