Sancılı İlişki
Ne meraklıyız acı çekmeye, acılarla yoğrulmaya, insanları acılarımızla kandırmaya...
Ne çok film izliyor, ne çok kitap okuyoruz ki;hayatımızı olduğu gibi yaşmak yerine kendi kendimize senaryolar yazıp oynuyoruz, çevremizdekileri de zorla bu oyuna davet ettiriyoruz...
Hayatımızın her anını sancılarla çekiyoruz...
İnce hesapların, kuruntuların, fesatlıkların içinde boğulup gidiyoruz...
Tasasız ve kaygısız yaşayamıyoruz hiç bir şeyi...
Özellikle ilişkiler kimse kendi olamıyor...
Her şeyde olduğu gibi ilişkilerde de kurallar ve kaideler, yani olmazsa olmazlar var. Üstelik bir bayansanız işiniz daha zor. Yapmanız ve yapmamanız gereken o kadar çok şey var ki;
Birinden hoşlandıysanız eğer:
Onun yanındayken sadece gülümseyeceksiniz, gülmek, kahkaha atmak espri yapmak hafif kız olduğunuz imajını yansıtır.( peh)
Hoşlandığınızı ya da ondan etkilendiğinizi hemen belli etmeyeceksiniz. İlk ışığın ondan gelmesini bekleyeceksiniz çünkü kızsınız ve ilk adımı erkek atmalı. ( peh )
Onun da sizden hoşlandığını anladığınız an arayıp sormayacaksınız, ya da arasanız bile duygularınızı belli etmemeye çalışacaksınız çünkü kendinizi ağırdan satmanız gerekiyor. ( peh )
Tüm bunları başarı ile gerçekleştirip bir birlikteliğe başladığınız an; erkeğinizi fazla aramayacaksınız, hep onun aramasını bekleyeceksiniz. Onu sıkmamanız lazım yoksa elden kaçar. (peh )
Her ne yaparsa yapsın alttan alıp, gülümseyecek po pohlayacaksınız. dır dır edip başının etini yemeyeceksiniz. Onun istediği zaman görüşeceksiniz, görüşelim diye başının etini yemeyeceksiniz. Onun istediği yere gidip, hep onun istediklerini yapacaksınız ki ilişkiniz bitmesin. Hiç bir şeyine karışmayacaksınız o ne derse o olacak. Genelde kadınların dediği olur derler yalan bir kadının mutlu bir ilişkisi olması için tüm bunları yapması gerekiyor. Yoksa ilişkiniz anında biter ve siz yalnız kalmaya mahkum olursunuz.
Hayatımızın her anında olduğu gibi bunda da sancılı birliktelikler, insanı mutsuz etmekte.
Peki ilişkiler sadece kadın için mi zor? Kesinlikle değil. Erkeğin işi de çok zor.
İlk etapta kızın kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını anlaması çok zor. Çünkü kadın kendini ağırdan satma çabası içerisinde. Ve duygularını saklamakta. Erkeğin ilk önce bu duyguları ortaya çıkarması gerekiyor. ( bu da çok zor )
İlişkiye başlamadan önce kızın tüm nazını tüm kaprisini çekmesi gerekiyor. Hep onun hoşlandığı şeyleri keşfedip hep onun dediğini yapması gerekiyor. Buna kendinin değişmesi de dahil... ( peh )
Her neyse sıralamaya kalktığımızda bir ilişkiye başlamak aslında hem kadın için hem erkek için de çok zor. Hiç bir şekilde biz olamıyoruz. İlişkiye başladıktan sonra biz oluyoruz bu da ilişkilerin sallantı da olmasına, mutsuzluğumuza hatta o ilişkinin bitmesine sebep oluyor.
Bizi biz yapan değerli öncelikle bir birimizden saklıyor, sonra açığa çıkarıp mutsuz oluyoruz.
Hiç bir zaman içimizden geldiği gibi hareket etmiyoruz.
Neden birinden hoşlandığımız da ya da sevdiğimizde direk gidip ona söylemek yerine türlü oyunların, hesapların içerisine giriyoruz. Neden biri bizden hoşlandığında havalara girip kasılıyoruz?
İçimizden geldiği an arayıp soramıyor, gezip görüşemiyor; sıkmaktan, bıktırmaktan yanlış düşüncelere kapılmasından korkuyoruz?
Hep hesap hep kitap ve bir sürü sancı...
Biz biz olamadıktan sonra, duygularımızı içimizde yaşadıktan sonra ne anlamı var o birlikteliğin, o duyguların..
Ölüm diyoruz ya hani gerçek olan ve sizi ne zaman nerede yakalayacağını bilmediğimiz ve her şeyi yarı da bırakan. İşte o başımıza geldiğimizde elimizde bir ton keşkelerimiz olacak... Yaşadığımız sancılar ise yanıma kar kalacak....