Salt PKK İle Mücadele Siyasal İslam’ı Kurtarır mı?
Elbette PKK ile mücadele, ülkenin birincil sorunudur. Bu sorun çözülmeksizin, diğer sorunların çözülmesi pek bir anlam taşımaz.
Ve bu sorun sadece silahla çözülür. Çünkü karşıda sadece silah vardır.
Eğer PKK sorunu çözülürse, ya da en azından belli bir göreceli istikrar sağlanırsa, siyasal İslam diğer işleri eline yüzüne bulaştırmış olsa da, iktidarda kalmaya devam edecektir.
Niyet bu olmasa da, bir anlamda, ordu siyasal İslam’ın iktidarda kalmasına yardım etmiş olacaktır. Zindana atmaya çalıştıkları ordu tarafından, Siyasal İslam kurtarılmış olacaktır.
Bir istikrarın gelmesi hem Türk hem Kürt halkının nefes almasını sağlayacaktır.
Ordu, canı pahasına istikrarı elde etmek için uğraşırken, Siyasal İslam, Türk milletinin millet olma değerlerini ümmet olma değerleriyle değiştirme fırsatını da, tepe tepe kullanmaktadır.
Eğer gidişat böyle devam ederse, modernitenin tüm kazanımları berhava olacaktır. Atatürk Türkiye’sinden bir şey kalmayacaktır.
PKK ile savaşmanın Türk milletinde yarattığı olumlu duygu ve iktidara açtığı kredi, Siyasal İslam tarafından kendi ideolojisi yönünde kullanılmaktadır.
Bunu görmezden gelirsek, ileri de, PKK kadar bir başka büyük sorunla karşı karşıya kalacağız.
Her ne kadar Meclis Başkanının, laiklik Anayasa’da olmasın çıkışı şimdilik püskürtülmüş olsa da, zaman siyasal İslamcıların lehine yürümektedir.
Mecliste kendini muhalefet yerine koyan partilerin, iktidar seçeneği haline gelememesi, PKK yandaşı gibi görüntü vermeleri, vatan savunmasında yer almamaları, umutsuzluğun temel kaynağı olmaktadır.
Kaderin cilvesi mi demek lazım bilmiyorum. Mustafa Kemal’in ordusu ve milli güçlerin tamamı, PKK ile yürütülen mücadelenin esasını teşkil edecek, nimetlerini Siyasal İslam yiyecek!
Mayıs 2016 itibariyle ortaya çıkan resim budur.
Gelecekte nasıl bir şekil alacağı bu günden kestirilemeyen, Siyasal İslam DAEŞ ilişkisi, belki de siyasal İslam’ın kaderini belirleyecektir.
Siyasal İslam güç kazandıkça, DAEŞ’e doğru mu yol alır, yoksa Türk milletinin iç dinamikleri ağır basar da, bir başka yola mı girer, göreceğiz.
Dış dinamik deyince elbette sadece DAEŞ yok.
Dünya ölçeğinde, yeni dengeler oluşuyor. Yeni paylaşım savaşlarının, örtülü savaşlarla devam eden kısmı bitince, konvansiyonel savaşlar dönemi devreye girecek.
Kilis’i savunacak, gelen roketleri def edecek, savunma sistemimizin olmadığı ortaya çıkmıştır.
Siyasal İslam’ın geçen 14 yıl içinde orduya verdiği zararlar, savaş alanında kendini göstermeye başlamıştır. Ergenekon ve Balyoz’un kime karşı savaş olduğu artık daha bir nettir.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com