Saldırılar Gerçekten PKK’ya mı Ait?
Geçen hafta Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde 12 köy koruyucusunun can verdiği münübüs tarama olayından sonra ilk defa bu olayların arkasında gerçekten PKK mı var diye düşündüm. Yani elbette PKK var ama bu arkasında olma durumu Ogün S.nin, Hrant Dink'in gerçek katili olup olmaması ile aynı. Silahı çeken el ile talimatı veren el aynı el mi? Taha Kıvanç'ın (09 Ekim tarihli Yeni Şafak) köşesini okurken yalnız olmadığımı farkettim. Bir çok kişi, saldırıların PKK'nın işi olmadığı konusunda benimle hem fikirmiş.
Org. Başbuğ'un Kara Harp Okulu'nun yeni ders yılını açarken yapmış olduğu konuşmasında: "Belki Türkiye'nin, bulunulan şartlarda, tek başına Irak'taki gelişmelere yön verebilecek güce sahip olmadığı söylenebilir; ancak Türkiye'nin gelişmeleri engelleyebilecek, maliyetleri artırabilecek bir güce sahip olmadığı söylenemez. ABD, Türkiye'nin desteğini almayan bir çözümün, Irak için kalıcı bir çözüm olmayacağını ve Irak'ın kuzeyindeki bölücü terör örgütünün varlığının Türkiye için hayati bir tehdit oluşturduğunu, zamanın söz söyleme değil, eylem zamanı olduğunu anlamalı ve görmelidir." demiş.
Taha Kıvanç'ın, alıntının arkasından nokta gibi koymuş olduğu şu cümlesi de bir o kadar manidar: "Bu konuşma 25 Eylül 2007 günü yapıldı ve PKK eylemleri de o konuşmadan hemen sonra azdı. Buna 'tesadüf' diyebilir miyiz?"
Tayyip Erdoğan'ın, Amerikan yapımı tank ve topların PKK'nın elinde olduğunu bildiğinizi söylemesi de çarpıcı bir gelişmeydi. Bunu da bir kenara yazmak gerekiyor.
Dün Dolmabahçe Sarayının açıklarında Amerika bayraklı bir savaş gemisinin bulunmasının ne anlama gelebileceğini konuşuyorduk eşimle. "10 Ekim'de Ermeni tasarısının oylaması yapılacak. Belki bununla alakası olabilir mi?" diye bir yorumda bulundu. Tasarı geçse de biz de İncirlik üssünü kapatsak, Amerika'ya ait konuşlanmış ne varsa silip atsak ülkemizden ve gerçekten tam bağımsız bir ülke haline gelsek diye fantazi bile yaptık.
Fantaziler bir yana, ülkemizde bizim bilmediğimiz, bize kapalı neler neler dönüyor acaba?