Sahte Doktor Gerçek Doktora Karşı
Aylardan beri, her defa yazımı yazmak için bilgisayarın karşısına ‘Bu sefer ciddi, okkalı bir yazı döktüreyim’ diye geçiyorum. ‘Şöyle çaktırmadan memleketin en iyi akciğer hastalıkları uzmanının ben olduğumu okuyucunun zihnine nakşedeyim’ diye niyetleniyorum. Çünkü, buna şiddetle ihtiyacım var. Birincisi, artık fakülteden emekli oldum; artık eskisi gibi ‘bıçak parası’ da ‘yatış parası’ da almam mümkün olmayacak. İkincisi, halkımız emekli profesörü bir çeşit ‘çürüğe çıkmış asker’ gibi görüyor; adam yerine koymuyor. Haklı olarak ‘Bir işe yarasa emekli etmezlerdi… diye düşünüyor. Aslında fazla söze de gerek yok, emeklilerin durumu ortada. Hâlimize şükredelim.
Bir de geçen gün muayenehaneme gelen bir hastamın kızı bana baktı… baktı ve ‘Biz sizi yazar sanıyorduk. Esas olarak doktor musunuz, yoksa yazar mısınız’ diye sorunca, kaygılarım daha da arttı. Bir taraftan ‘Asıl işim doktorluk, merak etmeyin…’ falan gibi bir şeyler gevelerken… bir taraftan da yazar olarak tanınmak da hoşuma gitmedi değil hani.
Her neyse, öyle bir memlekette yaşıyoruz ki… her gün dünyanın hiçbir yerinde olmayacak cinsten öyle olaylar oluyor ki…Bunları bırakıp da ne ciddi yazı yazmaya ve ne kendimizin ‘gazete yazarlığı üzerinden reklâmını yapmaya’ fırsat kalıyor.
Geçtiğimiz hafta skandal sağlık haberleri bakımından pek bir verimliydi.
Önce ‘Sahte doktor röntgene ters bakınca yakalandı’ başlıklı habere bir göz atalım:
‘’Karşıyaka Devlet Hastanesi Acil Servisine gelen 25 yaşındaki B.I, buradaki doktorlara Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin Cerrahi Servisinde uzman doktor olduğunu, rotasyon için gönderildiğini söyledi. Acil serviste, kafa travması geçiren bir hastayı muayene eden B.I, hastanın röntgen filmini ters tutarak çelişkili bilgiler verince durumdan şüphelenen personel polise ihbarda bulundu.
Hastaneye gelen polisin incelemesinde doktor olmadığı ortaya çıkan B.I’ nın çocuk felci geçirdiği, hastalığı nedeniyle eğitimini yarıda bıraktığı, küçük yaştan beri doktor olmak istediği için de hastaneye gelip kendini bu şekilde tanıttığı öğrenildi.’’
Basınımızda sahte doktor haberleri eksik olmaz. İçlerinde 10 sene devlet memuru olarak çalışanlar da çıkar, Sağlık Bakanlığı tarafından teşekkür belgesi ile ödüllendirilenler de. İnternette ‘kahramanı ameliyat yapmaya çok meraklı bir pizzacı olan sahte doktor ameliyatı oyunu’ bile var.
Ben, yeşil ameliyathane gömleği giyen herhangi birinin hemen göreve başlamasına değil, sahte doktorun röntgeni ters tuttuğu için yakalanmasına daha çok şaşırdım. Çünkü, son günlerde hastaları veya hastanın sağını solunu karıştırmak… neredeyse klâsik bir doktor davranışı oldu.
Kataraktı yerine rahmi çıkarılan hastanın daha dikişleri alınmamışken bu sefer de Konya Numune Hastanesi’ nde 5 çocuk annesi kadının tümörlü sağ böbreği yerine ‘yanlışlıkla sağlam olan sol böbreğinin alındığı’ haberi geldi.
Bu işi beceren ise sahte değil gerçek bir doktor, hatta uzman doktor, bir ürolog. Üstelik, bu ilk macerası da değilmiş; iki sene önce de bir hastanın sağlam olan sol testisinin alınmasına sebep olmuş.
Gelelim neticeye
Gelin de sahte doktorların cirit attığı… gerçek doktorların hastaları ve filmleri, sağı-solu karıştırdığı bir memlekette ‘Siz esas olarak doktor musunuz, yazar mısınız ?’ diye soran hasta yakınına hak vermeyin.
Reklâmdan falan vazgeçtim: Buradan ‘gerçekten doktor olduğumu’ ve sağ cebimde sarımsak, sol cebimde soğan taşıdığımı kamuoyuna ilân ediyorum.