Sağlık İşletmecilere Teslim Edilebilir mi
Medimagazin sitesinde yayınlanan “El değmeden hasta muayenesi” başlıklı yazım için pek çok yorum yapılmış(1). Ben bunlar içinde sağlık işletmecisi olduğu yazan F. Ertosun’ a cevap vermek istiyorum.
Benim yazdıklarımdan ziyade F. Ertosun’ un ifadelerinin daha çok ilgi çekmesini, daha çok yorumlanmasını kıskanmadım desem yalan olur. Bir de hiç tanımadığım hatta ismini bile duyduğumu sanmadığım F. Ertosun’ un bu âlemde çok meşhur olduğunu, isminin bile tepki çekmeye yettiğini anladım.
Ben bu tür “çılgın görüşlere” sinirlenmiyor, aksine dikkatle okuyorum. Bu tür görüşlerden faydalandığım da oluyor.
Bu vesile ile aşağıdaki hususları belirtmek istiyorum:
BİR: Her geçen gün gelişen, ilerleyen; gerektiğinde hem hekim hem hasta olarak istifade ettiğim teknolojiye bırakın karşı olmayı minnettarım. İtirazım teknolojiye değil, bunun sağlık işletmecileri istediği için ticari amaçlarla kullanılmasınadır.
İKİ: El değmeden hasta muayenesinin çeşitli sebeplerle giderek yayıldığı doğrudur ama bunun sebebi teknolojinin muayeneyi gereksiz kılması değildir.
Kimi hekim bilgi ve tecrübe yetersizliğinden, kimi hekim zaman azlığından, kimi hekim hata yapma korkusundan, kimi hekim hasta baskısından, kimi hekim hasta tatmini için ayrıntılı anamnez, sorgulama ve muayene yerine teknolojiyi kullanmayı tercih ediyor. Bu arada performansının artması da elbette işin cabası!
ÜÇ: Tıptaki ve tıp teknolojisindeki gelişmeler mutlaka takip edilmelidir ama unutulmamalıdır ki her çıkan yeni bilgi veya teknoloji “en doğru” veya “en iyi” demek değildir.
Yeterli bilgi, tecrübe ve kabiliyeti olmayan birinin elinde teknolojinin öldürücü bir silaha dönüşebileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.
DÖRT: Sadece meslektaşlarımı savunduğumu, sabahlara kadar çalışan bürokratların çalışmalarına gölge düşürdüğümü söylüyor.
Tüm yazılarımı ve kitaplarımı okursa hekimleri benden çok ve benden ağır eleştiren çok fazla kimsenin olmadığını, sağlıkta son senelerde yapılan pek çok uygulamanın da destekçisi olduğumu görecektir.
Aramızdaki fark şudur ki benim amacım iyiyi, doğruyu, güzeli bulmaktır; amacım bağcı dövmek değil üzüm yemektir.
DÖRT: Halk, sağlığın “gösteri” kısmına bakar. İstediği hastaneye gidebiliyorsa, kapıda karşılanıyorsa, beklemeden muayene oluyorsa, istediği tetkiki yaptırabiliyorsa, istediği ilacı yazdırabiliyorsa… tıp hizmetlerinin mükemmel olduğunu sanır.
Oysa asıl önemli olan hastalığının en kısa zamanda, en az incelemeyle teşhis edilmesi; en az ilaçla hatta ilaçsız, en kısa zamanda hiçbir komplikasyonla karşılaşmadan tedavi olmasıdır.
BEŞ: Sağlık işletmecisinin tek hedefi daha çok kazanmaktır.
Hastanın en kısa sürede, en az tetkik ve tedaviyle iyileşmesi gibi bir kaygısı yoktur; hatta bunların tam tersi olması onun menfaati icabıdır.
ALTI: Sağlık işletmecileri hastanın teşhisini aletin değil hekimin koyduğunu; hastayı ilacın değil hekimin tedavi ettiğini herkesten çok iyi bilirler.
Bunlar veya yakınları hasta olduğunda hiç şüpheniz olmasın ki teknolojiye değil hekimlere muayene ve tedavi olmayı tercih ederler.
YEDİ: Muayenehane hekimliği sağlık sisteminin vazgeçilmesi mümkün olmayan bir parçasıdır.
Sağlık işletmecileri hekimler olmadan hiçbir yere ulaşamazlar.
Gelelim neticeye
Gerçek hekimler gözü paradan başka bir şey görmeyen sağlık işletmecilerinin asla esiri olmayacak; teknoloji de her gün ilerleyecek ama hiçbir zaman hekimin önüne geçemeyecektir.
KAYNAK