Hukuk’u İhlâl ve Demokrasi Düşmanlığı
Tarih 7 Aralık 2013 Cumartesi, yer: Kızılay Güvenpark CHP Ankara İl Başkanlığının önü. Saat: 10.30 civarı. Bütün havalide bir ıslık sesi yankılanıyor. Tıpkı şu, çobanların inek güderken öttürdüğü cinsten.. Acaba ne var diye koşturdum. Baktım bizim Osman Eroğlu’da orada bekleşenler arasında. Selâm kelâmı müteakip aramızda şu diyaloglar cereyan etti.
- Hayırdır, burada ne oluyor, bu kalabalık da neyin nesi?, / - Bu gün burada CHP Ankara Belediye Başkan adaylarını açıklanacak, / - Yani teşkilât yoklaması, delege seçimi veya doğrudan üye oylaması mı var? Üstelik henüz seçim takvimi bile yürürlüğe girmedi ki, bu insanlara ne oluyor? Sabahın köründe niye sökün edip buraya yığıldılar?.. / - Hayır, canım, ne alâka, sadece Parti yöneticilerinin atanmaya uygun görüp, özenle seçtikleri belediye başkan adayları açıklanacak. Mesele bu kadar basit!...
Olay tastamam böyle, fakat mesele Osman Eroğlu’nun dediği kadar basit değil. Tüm insanların gözü önünde bir küstahlık, kabadayılık, insan hakları, demokrasi, adalet ve hukuka meydan okuma yaşanıyor. Tam bir pandomim, dört başı mamur monolog, insanlık dışı ritüel, millet iradesi ile alay etme; Anayasa, geçerli mevzuat, demokratik gelenekler ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ile alenen dalga geçme olayı var. Aslında bu, günlerdir gözler önünde, ekranlarda ve görsel basında pervasızca sürüyor. Hani Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim’in dediği hesap: Adeta evlenme vaadi ile on binlerce insan ‘aday adayı’ olarak kayıt edilip; Kurs, ders, okul/eğitim, başvuru ücreti ve sair namlarla gariplerin binlerce lirası alınarak, görücüye çıkartılıyor; Sonra “ben şunu beğendim, sen git” deyip (kriterleri her ne ise) beğenmediklerini ortada bırakıp, hayal-i sükût ve hüsrana uğratıyorlar.
İlk etapta gönüllü gibi görünse de, sonuçta çok ters, ironik ve aykırı bir durum…
Zira insan hakları, adalet ahlâkı ve dürüst kanunların cari olduğu bütün demokratik hukuk devletlerinde, “seçme ve seçilme usulü ile belirlenen” bütün görevlere; Ya doğrudan halkın aday göstermesi veya Siyasi Parti Üyeleri yahut bu üyeler tarafından görevlendirilmiş delegeler marifetiyle; Yargı gözetim ve denetiminde yapılan seçimle gelinir. Yakın zamanlara kadar, başta CHP olmak üzere, bütün partilerce çok önemsenen ve “onur meselesi, demokrasi, eşitlik, adalet ve insan hakları sınavı” kabilinde kabul edilen, olmazsa olmaz bir sınavdı bu!..
Sakın kimse “kanunlarda yok, o nedenle böyle yapıyorlar” diye düşünmesin.
Kesinlikle Kanunlarda var. O nedenle bu vaziyet tam bir gaflet, hıyanet ve dalâlet.
BAKINIZ: KANUN NE DİYOR?.
“…., adaylık için müracaat eden ve adaylığı uygun bulunanlar arasından, adayların tespitini serbest, eşit, gizli oy açık tasnif esasları çerçevesinde, tüzüklerinde belirleyecekleri usul ve esaslardan herhangi biri veya birkaçı ile yapabilirler” der. (2820 Sayılı SPK, Md: 37)
Ayrıca: Kanun Md. 78’e göre: “Devletin Cumhuriyet olan şekli ile Anayasanın başlangıç ilkelerinin 2 ve 3. maddelerinde yer alan; “Türk devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, diline, bayrağına, milli marşına ve başkentine dair hükümlerini; egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu, bunun ancak Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanılabileceği esasını; Türk Milletine ait olan egemenliğin kullanılmasının belli bir kişiye, zümre veya sınıfa bırakılamayacağı veya hiçbir kimse veya organın, kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamayacağı hükmünü;. Seçimler ve halkoylamalarının serbest, eşit, gizli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılması esasını değiştirmek; Türk devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, dil, ırk, renk, din ve mezhep ayrımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak;. Amacını güdemezler veya bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar, başkalarını bu yolda tahrik ve teşvik edemezler...”
DAHASI: “Siyasi Partilerin, bütün Parti içi çalışma, seçim ve faaliyetleri demokrasi esaslarına uygun olmak zorundadır.” (2820 Sayılı SPK, Madde, 93) Olaya bir de bu açıdan bakın.