Sadeyağ Mucizesi
Tüm dünya senelerce kolesterol damarları tıkar, kalp hastası yapar diye korkutuldu, adeta bir kolesterol fobisi yaratıldı. Tereyağı, yumurta, yağlı yoğurt ve peynir gibi yiyecekler kalp düşmanı ilan edilirken margarin ve bitkisel yağlar dost yağlar olarak göklere çıkarıldı.
Bilim adamlarına rüşvet verilerek kalp krizi ve felçlerin esas sebebinin şeker değil hayvansal yağlar olduğunu vurgulayan makaleler yazdırıldı. Gel gelelim gerçeklerin günün birinde ortaya çıkmak gibi kötü bir huyları var ve şimdi o günleri yaşıyoruz.
Damarların baş düşmanının kolesterol değil margarin ve hidrojenize bitkisel yağlarda bulunan trans yağlar olduğu, zerresinin bile tüketilmemesi gerektiği artık saklanamıyor.
Dünyanın en önemli tıp merkezlerinden olan Cleveland Kliniği’ nin internet sayfasında tereyağı resmini ve sadeyağ başlığını görünce içimden “Bakalım doymuş yağları gene nasıl karalamışlar” diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Olacak şey değil, kolesterol düşmanlığının kalesinden sadeyağa methiler düzülüyordu.
O sadeyağ ki tereyağının özüdür!
“Sadeyağının göbeğiniz için tereyağından daha iyi olduğunu gösteren üç sebep” başlıklı yazıda şu görüşlere yer veriliyor:
Sadeyağ tereyağının kaynatılması, su ve katı maddelerin uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Geriye kalan sadece süt yağıdır. Bu lezzetli yağı tostunuza sürün, sebze yemeklerinde, sotelemede, fırında kullanın.
BİR: Sütün katı kısımları alındığı için sadeyağda laktoz bulunmaz, laktoz entoleransı olanlar rahatlıkla tüketebilir.
İKİ: Bütirik asitten çok zengin olduğu için bağırsak duvarının bütünlüğünün sürdürülmesini sağlar.
ÜÇ: Bütirik asit gibi kısa zincirli yağ asitleri kalın bağırsak hücrelerini hasarlardan korur.
Gelelim neticeye
Kalp hastalıklarının sebebinin sağlıklı hayvansal yağlar değil, işlenmiş tahıl, şeker ve trans yağlar olduğu artık saklanamaz oldu.
Yakında Cleveland Kliniği’nden “kuyruk yağının” mucizelerini anlatan bir yazı bekliyorum.
Darısı tahıl kafalıların başına!