Cumhuriyet tarihinde biri akim (başarısız) ikisi tam üç anlaşma vardır ki; Bunlardan, son derece uyduruk, sanal ve sağlam temellerin aksine çürük zeminler üstüne inşa edilmeye çalışılan D-8, Developing Eight (gelişmekte olan 8 ülke: Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya) ittihadı hariç olmak üzere; Mustafa Kemal Atatürk tarafından akit ve inşa olunan Sadabad Paktı ile Baş Vekil Adnan Menderes ve DP’nin eseri Bağdat Paktı; Türk-İslâm Âlemi’nin özgürlük, hükümranlık ve bağımsızlığı yolunda atılmış fevkalâde önemli, değerli ve hayati adımlar niteliğindedir.
Dönem itibarıyla Avrupa Birliği’nin hamisi, fiili ve asli üyesi olan Osmanlı’nın, sinsi, vahşi, alçak, kalleş ve amansız düşmanı batı tarafından kancıkça yıkılıp parçalandıktan, dâhili ve harici düşmanla işbirliği sonucu zevale uğratıldıktan sonra, Türk-İslâm âleminin en büyük sorunu örtülü işgal, çöreklenmiş ihanet ve işbirlikçi vesayet olmuştur.
Kutsal İttifak, Tarihi İttihat ve pusudaki ihanet:
1955, 24 Şubat. Yer Bağdat. Türkiye Başbakanı Adnan Menderes, yüzünde tebessüm ve umut... Masaya eğilmiş, Bağdat Paktı’na imza atıyor. Bir sonraki karede Irak Kralı ikinci Faysal’la tokalaşıyor. Ülkeleri yakınlaştıran, ekonomik, özgürlük-güvenlik ve işbirliği yolunu açan anlaşmadan sonra Irak ve Türkiye’de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Menderes’in 1959’da Londra’da uçağı düşüyor. Aynı yıl içinde bu sefer komşu ülke Irak’ta bir darbe gerçekleşiyor; Başbakanla, kral feci şekilde öldürülüyor. 1960’ta Türkiye’de Menderes ve DP hükümetinin sonunu getiren 27 Mayıs darbesi oluyor. Bir yıl sonra da Menderes idam ediliyor.
1950’de iktidara gelen Menderes (DP hükümeti) ülkede ekonomik ve demokratik açılımlara giderken dış politikayı ihmal etmiyor. Menderes, çok aktif ve aksiyoner bir lider, sürekli yurtdışı seyahatlere çıkıyor. Önemli anlaşmalara imza koyuyor. 1952’de NATO’ya üyelik anlaşması imzalanıyor. ABD ve Rusya ile “mütekabiliyet ve adalet muvacehesinde” ilişkiler geliştiriliyor. Hindistan’a kadar Türkiye’nin ilgi alanını genişliyor. Tek parti (CHP) döneminde kapısı çalınmayan Ankara’yı 10 yıllık DP iktidarında Eisenhower’dan Nehru’ya kadar pek çok lider ziyaret ediyor. Komşuları ihmal etmiyor. Irak’la yakınlaşıyor. Başbakan Nuri Said Paşa Osmanlı askeri. İstanbul’da eğitim görmüş. Irak’a dönmüş, başbakan olmuş.
1955’te Irak’a gerçekleşen seyahatte Dışişleri Bakanı Ali Fuat Köprülü ve Kayseri Milletvekili, DP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Gündeş bulunuyor. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na kadar Irak petrollerinden pay almış. Bağdat Paktı anlaşması ile ekonomik bir kurul oluşturulacak, enerji sorunu tamamen çözülecek. Türkiye bölgesel bir güç olacak. Menderes, Bağdat’ta anlaşma sonrası İmam-ı Azam’ın türbesini ziyaretinden sonra Semati Ataman’a, bu amacından şöyle bahsediyor: “Elbette bir daha yeniden Osmanlı imparatorluğu kurulmaz ama günümüzün imkân ve şartları içinde o coğrafyada bulunan ülkeler niçin tekrar bir araya gelmenin çarelerini aramasın, bir yolunu bulmasın?”
Ancak iki ülkede birbirini takip eden darbeler bu süreci kesintiye uğratır. Bağdat Paktı anlaşmasından sonra 1958’de Irak’ta çok kanlı bir darbe olur. Kral 2. Faysal öldürülür. Nuri Said Paşa kadın kıyafeti ile saraydan kaçmaya çalışırken darbeciler tarafından yakalanarak linç edilir. Anlaşmaya taraf Türkiye’de 1959’da Menderes’in Londra’da uçağı düşer. Baş Vekil kazadan sağ olarak kurtulur. 27 Mayıs 1960’ta bu sefer askerî darbe olur. Menderes iktidardan indirilir. Irak ve Türkiye içe kapanır ve ilişkiler kesilip koparılır..
1958’de Irak, 1960’ta Türkiye’de darbelerin olması tesadüf mü? Bağdat Anlaşmasına imza koyan Menderes’in hemen yanı başındaki DP Kayseri Milletvekili Kamil Gündeş’in yeğeni Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır, “2 yıl arayla iki komşu devlette askerî (!) darbe oluyorsa orada soru işareti vardır. Menderes, Kral 2. Faysal ve Nuri Said Paşa aynı yöntemle iktidardan indiriliyor, çok manidar. Bağdat Paktı’nın mimarları bunlar.” diyor. Nitekim bu vahametten sonra ittifak dağıldı, anlaşma feshedildi. Türkiye Irak petrollerinden pay alamadı, Irak hiçbir zaman Türkiye ile yakınlaşamadı. İki ülkede de vizyoner hükümetlere kapılar kapandı. ./… ***