Sabit Ücret Rezaleti
Gazeteci-yazar Cengiz Önal (Tarakçıoğlu) Türk (!) Telekom'dan yüksek derece bir memuriyetten emekli... 27 Kasım'da "Sabit Ücret İadesi"ni konu alan bir makale yayınlamış. İki sayfadan ibaret yazıyı üzüntü, ibret ve dehşetle okudum. Cengiz Önal özetle;
"Son günlerde Telekom'un sabit ücret iadesi haberleri ayyuka çıktı.
Özellikle sanal ortamda yayılan ve aslı astarı olmayan bilgiler oldukça rağbet görmeye başladı. Telekom, güya abonelerinden aldığı sabit ücreti iade ediyormuş. İnternet haberlerine göre; başvurduğunuzda sabit ücret karşılığı olarak 820.-YTL alıyorsunuz. Bir tüketici derneği şubesine gittim. Görevli konuyu açıkladı. Buna göre: Son aya ait sabit telefon faturanızı veriyorsunuz, dernekte size bir form dolduruyorlar. Karşılığında eğer yanınızda varsa (bunu özellikle belirtiyorlar) 10.-YTL hizmet parası alıyorlar. Peki, sonra ne yapıyorsunuz?
Doldurulan belge ile ilçeniz Tüketici Hakları Hakem Heyeti'ne başvuruyorsunuz. Büyük bir ihtimalle lehte çıkacak karar Telekom'a bildiriliyor. Siz de gidip söz konusu parayı alıyorsunuz. Böyle söylüyor ve Telekom'un bir üst Tüketici Mahkemesine gidebileceğini ve buradan aleyhinize karar çıkması halinde Telekom'a 140.-YTL civarında bir avukatlık ücreti ödeme riskiniz olduğunu da hatırlatıyorlar" diyor ve soruyor: "-Kazanılan davaya karşılık, sabit ücret iadesi alan var mı?, -Geriye doğru neden on yıllık ödeme? 20-25 yıllık abonelik ne olacak?, -Ferdi başvuru mümkün değil mi? Neden bir derneğe başvuruluyor?'
İki yıl kadar önce konu yine gündemdeydi. İlgilendim ve elimdeki bilgileri gazetemin yetkililerine verip gerekli başvuruyu yapmalarını önerdim. Yaptılar. Kısa bir süre sonra Telekom cevabı yapıştırıverdi. Beykoz'daki işçinin kazandığı dava işe yaramadı. Telekom bir üst mahkemede açtığı davadan bahisle, alınan ücretlerin, sabit hatların sürekli açık tutmak için yapılan masraf karşılığıdır gibi bir yığın gerekçe göstermiş ve herhangi bir aboneye böyle bir ödeme yapılmayacağı hususunda karar almıştı. Sonuçta avukatlar takipten vazgeçtiler.
Olaydan belki beş yıl kadar önce aynı haberler cep telefonları için yayılmıştı.
Aynı firmaya ait üç adet aboneliğim vardı. Önce Tüketici Hakları Hakem Heyeti'ne başvurdum. Lehime çıkan kararı aldım. Araştırdım. Sonuçta yerel Tüketici Mahkemesi'ne gittim. Epey gayret gösterdikten sonra olayın takibinden vazgeçtim. Neden mi? Anlatayım:
Elinizdeki Hakem Heyeti kararıyla Tüketici Mahkemesi'ne gidiyorsunuz. Diyelim ki davayı kazandınız. Mahkeme kararını alıyor ve Telekom gayrimenkulünün bulunduğu bir yer tespit ederek, ilgili İcra Müdürlüğü'ne başvuruyorsunuz. Muhatap itiraz ediyor. İnatla ve haklı olarak ısrar ediyorsunuz. Hesap düzeltmesi isteniyor. Sabırla bekliyor ve hesabın yanlışlığı konusunda üst mahkemelere gidiyorsunuz. Tekrar bilirkişi tayini, ardından başka duruşmalar. Adaletin gerçekleşmesine sabır ve gücümün yetmeyeceği kanaatiyle vazgeçtim. Muhatabın imkânları, benimkine göre sınırsız. Ben, olayı avukatsız götürmeye çalışırken, Telekom bir Avukatlar ordusunu seferber ediyor. Zira davayı kaybetmesi halinde kasasından çıkacak para büyük. Bunun için elbette elinden geleni yapacak!.."
Sayın Önal'ın makalesine www.cengizonal.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Netice ve çare: Öncelikle mesele, milyonlarca insanı ilgilendiren vahim bir adalet, hak ve hukuk sorunu olup;.Uygulama biçimiyle sabit ve cep'te mezkür ücret, herhangi bir hizmet, avans yahut mahsuba taalluk etmediğinden haksız, gayriahlâki ve hukuksuz; Emsal karar ise yerinde ve doğrudur. Şu hale nazaran: Milyonlarca insanı mahkeme kapılarına yığarak zulüm, israf ve yargıda yığılıma neden olmaktansa; Türk Medeni Kanunu hükümleri gereği Bakanlar Kurulu, dava ehliyetini haiz bir kurum (Sendika, Siyasi Parti, Vakıf veya Dernek) Cumhuriyet Savcı'sı; Yahut re'sen bir üst mahkemenin "teşmil" kararı ile sorun kökünden halledilebilir.
Şimdi soruyorum: Neden? Dava ehliyetini haiz bunca kurum veya Bakanlar Kurulu bir teşmil kararı almıyor, aldırmıyor da, millete haksız yere zulmedip insanları süründürüyor?
Hani? Adaletli, faziletli, sosyal hukuk temelli, umur-u devlet nerede?
Bizim Başbakan R. T. Erdoğan 'Nuşirevan" kadar dahi, adaletli değil mi?..