Rusya Suriye’yi Nereye Kadar Destekler?
Bu soru, Amerikancıların, Türkiye’yi Batı adına Suriye’ye karşı kışkırtmak için, Rus engelini nasıl aşarız, sorusuna aradığı cevaptır. Yani Amerika’nın aradığı cevaptır.
Suriye’de, Amerika tarafından, 2011 Martında çıkarılan çatışmaların başladığı günden bu yana, Rusya’nın artan bir grafikle, Suriye’yi desteklediğini görüyoruz.
Türkiye ve ABD’den gelişen sert söylemlere paralel olarak, Rusya’nın Esed desteği artmaktadır.
Bu gün, Cenevre’de yapılacak, gerçek Suriye zirvesinden önce, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrof, şöyle bir açıklama yaptı. “Medyaya formül sızdırmaktan vazgeçin, Esed’i devre dışı bırakacak şartların ileri sürülmesine, sıcak bakmıyoruz.”
İran’a bakarsak, son günlere kadar ılımlı mesajlar gelirken, birden sert ve ayırıcı tavırlar ortaya çıktı.
Çin ise, Rusya ne derse onunla birlikte hareket ediyor. Ancak söylem geliştirmiyor.
Tekrar baştaki soruya dönersek, Rusya Suriye’yi nereye kadar destekler sorusunu, Amerika Türkiye’yi nereye kadar destekler sorusu ile değiştirmek de mümkün.
Suriye meselesi, Batı dünyasının menfaatleri ile doğunun menfaatlerinin, bundan sonra nasıl gelişeceğinin, geldiği yerdir.
Putin’in İsrail ziyareti bu bakımdan çok önemlidir. Ziyaretin anlamı, “Amerika adına orta doğuda kendi güvenliğini tehlikeye atma, biz senin güvenliğinden yanayız. Ama Amerikan saldırganlığını da burada(Doğu Akdeniz’de) durdurmak mecburiyetindeyiz. Ayak altında dolaşma.”
Türkiye’nin asıl beklentisi ise, Amerika Rusya’yı ikna eder.
İşte stratejinin en zayıf yeri de burasıdır. Amerika Rusya aleyhine genişlemek istiyor, bu genişlemeye Rusya evet diyecek. Mantık yok.
Ortadoğu etki alanlarına bakacak olursak, Suriye hariç, Türkiye başta olmak üzere, tüm Arap ülkeleri, kuzey Afrika Amerikan etki alanı içindedir.
Meseleye buradan bakarsak, Rusya’nın geri çekilme payı yok. Suriye’de Amerika’ya karşı direnmezse, dünyada bir itibarının kalmayacağını biliyor. Amerika da bu durumu biliyor. Suriye’deki pazarlığı, Esed sorununa, bu sebepten indirgiyor. İndirgiyor ama Rusya da, yönetimin değişmesinin, Suriye’nin tamamen kendi nüfuz alanından çıkması demek olduğunu biliyor.
Sorun Esed’miş gibi gündem yapıyor, ama gerçekte Suriye ve İran’dır.
Siyasi iktidar, Amerika’nın yalakalığını yaparak, vatan topraklarını da riske eden, bir sorunun içine sokuyor. Soktu.
Amerika’nın, Putin’i ikna etme şansı başka bir sebepten ötürü daha yok. Amerika Rusya’daki sivil toplum örgütlerini paraya boğuyor. Putin de sivil toplum örgütlerine para cezaları vererek bu paraları o örgütlerin elinden almaya çalışıyor. Yani Putin ile Amerika’nın arasında, Esed ile Amerika arasındakine benzer bir sorun da var.
İktidarlar kendi iktidarlarına karşı olan güçlere, dış düşmana karşı olmasında, daha fazla karşıdırlar. İktidar olmanın tunç kanunudur. Tıpkı şimdiki iktidarın, kendi ordusuna karşı olduğu gibi…
Eğer Suriye, teröristlere dışarıdan yapılan silah ve lojistik desteği kesebilirse, bu Haçlı saldırılarını, Selahattin Eyyübi gibi, durdurabilir.
Bu durumda, İran’ın Suriye’ye yapacağı yardımlar çok önem kazanıyor.
İngiltere ve Amerika Türkiye’den Suriye’ye karşı provokasyonların her hali karda sürmesini istiyorlar. Almanya, Fransa ileri de, Rusya ile birlikte hareket edebilir.
Şimdilik bu dengeler üzerinde bir süre daha yürüyeceğiz. Beklenmedik başka bir provokasyon ortaya çıkmazsa…