Ruhlarımızda Özgürlüğümüzü Haykıran Bir Şey Var
Cümle; Martin Luther King'e ait!
Ortadoğu da birbiri ardına patlayan halk hareketleri belirsizliğini koruyor.
İlginç olan; Rusya ve Çin'in itirazı yanında Arap Birliğinin Libya'ya bombalar yağmaya başlayınca biz bunu istememiştik itirazını yapmasıdır.
Türkiye yetkilileri ise çelişkili açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Bölge ülkeleri değişimde henüz başlangıçta yer alıyorlar.
Doğru bir geçiş süreci yaşaması için öncelikle siyasi sistemin yeniden düzenlenmesi gerekir.
Siyasi partilerin geliştirilmesi, demokraside olması gerekenlerin hayata geçirilmesi, ekonominin işler hale getirilmesi, yeni bir anayasanın yazılması ve sürecin raydan sapmaması için denge ve kontrol sisteminin inşa edilmesi gereğini belirterek, reformların insanların sabrının tükenmesine yol açmayacak şekilde hızlı olarak ilerlemesinin uygun olacaktır..
Liderlerin istifası o ülkelerdeki siyasi dönüşümün sadece ilk adımıdır. Ülkedeki mevcut siyasi krizi çözemeyecektir. Her ülkenin ihtiyaç duyduğu şey, siyasi sisteminin sil baştan düzenlenmesidir. Gelecek aylarda atılması gereken en önemli iki adımı, anayasal reformlar ve adil-özgür genel seçimler olacaktır.
Ortadoğu ülkelerinde sağlıklı bir dönüşüm için ana unsur ekonomidir.
Eski yönetimle bağları nedeniyle devleti elinde tutan oligarşik gücün geniş demokrasiye geçişe çok istekli olmayacağı veya gücünü azaltacak bir hükümete izin vermeyecektir. Yine de; otokrasiye karşı gelen halkın yanında yer alan ordunun, halkın demokrasi taleplerine karşılık verebilecek mi?.
Oligarşik gücün hükümet üzerindeki kontrolünü uzatmaya çalışması riski vardır. Sokaklardaki duygusal tepkiler endişelendirmektedir. Muhalefetin, çok fazla zafer sarhoşluğu içine girip geçiş döneminde uyuyakalması halinde, otoriter sistem kendini tekrar ortaya çıkarabilecektir..
Seçimlerde ne olacağı bilinmemektedir. Ama orduların kendi pozisyonunu tehdit edecek birine izin vereceği de şüphelidir.
Oligarşik güç; değişim yönünde bazı jestler yapabilir, ama gücünü kaybetmek istemeyeceği de göz ardı edilmemelidir.
Oligarşik güç ne derece siyasi aktör haline gelirse siyaset üstü meşruluğunu da o derece kaybeder. Siyasal yapının meşruiyetini kaybetmesi halinde ülke, geçiş sürecindeki kilit bir kurumunu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilecektır.
Aşırılık yanlısı İslamcılar, ABD'ye zarar vermeye ve batıyla ilişkileri bozmaya çalışan grupları besleyen bir rakibe dönüşebilir.
Polonya'da tersanede başlayan işçi hareketi ile SSCB ve Doğu bloku'nda yayılmıştı. Sonuç; soğuk savaşın bitimi SSCB ve Doğu bloku dağıldı onlarca yeni devletçiklerin kuruldu.
Şimdi de; Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Fas, Bahreyn, Arabistan'daki halk hareketleri, Arap dünyasında geri dönülemez yeni değişimlere işaret ediyor.
Bölge ülkelerinin gerçek bir demokrasiye mi gideceği, otoriter veya İslamcı köktenci bir yönetime dönüşeceği, sokakları dolduran aynı halka bağlı! Halk devrimi, Arap dünyasını sonsuza kadar dönüştürebilecektir. Bununla otokrasinin aşırılıkları ve terörizmi beslediği bölge, yeniden şekillenebilecek ve durgunluk yıllarının sonunun gelebilecektir. Bu noktada Batı ve ABD'nin, oligarşik gücü değişim sürecine egemen olmak yerine, tüm politik tarafların, koalisyon hükümeti oluşturulması için müzakerelere katılmasını sağlaması yönünde baskı yapabilecektir.
Bölge ülkelerinde İran tarzı bir rejimin oluşmasını pek olası değil ama ABD tipi bir demokrasiyi de hemen beklememek gerekir.
Endişelenmek için pek çok neden var. Stratejik açıdan bölge ülkeleri, şimdi düşmanca bir durumla karşı karşıyadır. Pragmatik, ılımlı bir devleti idare edecek kimse aranıyor.
Ortadoğu'daki gelişmeler gösteriyor ki; yeni bir dünya düzenleniyor. ABD-İngiltere-İsrail üçlüsünün planı işliyor.
Günün Sözü: Karşıdakinin seni anlamasını bekleme. Çünkü; onun seni algılama kapasitesi kültürü, eğitimi ve de tecrübesi kadardır.